Türkiye'nin 12. ve günümüzün cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kimdir? Hayatı, eğitim süreci, askerlik dönemi, siyasete girişi ve dahası...
Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'un Kasımpaşa semtinde 1954 yılında doğdu. Ailesi aslen Karadenizlidir ve Rize'nin Güneysu ilçesindendir. Erdoğan henüz bebekliğinde Rize'ye dönmüş, 13 yaşına geldiğinde yeniden İstanbul'a ailesiyle beraber geri dönmüştür. Verdiği bir demeçte; İmam hatip lisesinde okuduğu zaman boyunca su ve simit satıp kitap parasını çıkardığını söylemiştir.
Gençlik zamanlarında ''yarı profesyonel futbolcu'' olan Erdoğan, komünizm karşıtı Millî Türk Talebe Birliği'ne katılarak ilk defa siyasete atıldı.
1976'da, daha sonra Saadet Partisi'ni kuracak Necmettin Erbakan'ın başında olduğu aşırı sağ görüşlü MSP'nin (Millî Selamet Partisi) yerel bir gençlik kolluğu görevine seçildi.MSP'nin 12 Eylül Darbesi sonrası kapatılmasına dek bu görevine devam etti.
1982 Mart ayında zaruri askerlik hizmetini yerine getirmek için silah altına alındı. Dört aylık acemiliğini İstanbul'un Tuzla ilçesinde bulunan Tuzla Yedek Subay Piyade Okulu'nda yaptıktan sonra, kıta hizmetini Kâğıthane'deki 3. Kolordu 6. Piyade Tümeni 77. Piyade Alayı Karargâh Servis Bölüğü'nde kantin subayı olarak yaptı.
19 Haziran 1983 tarihinde kurulan Refah Partisi ile siyasete dönüş yaptı ve 1984'de Beyoğlu ilçe başkanı seçildi. Ertesi sene yapılan genel kongrede merkez karar ve yürütme kurulu üyesi seçildi, aynı sene partinin İstanbul il başkanlığı görevine atandı. 28 Eylül 1986 tarihindeki milletvekili ara seçimlerine Refah Partisi'nin İstanbul adayı olarak girdi ama seçilemedi. 26 Mart 1989 tarihinde yerel seçimlerde Beyoğlu belediye başkanlığına aday oldu. %22,83 oranında oy alan Erdoğan, %29,29 oranında oy alan Sosyaldemokrat Halkçı Parti adayı Hüseyin Aslan'ın gerisinde kaldı ve belediye başkanı olamadı.
Erdoğan, sonuç birleştirme tutanaklarında usulsüzlük olduğunu öne sürerek seçim sonuçlarına itiraz etti. İlçe Seçim Kurulu Başkanı 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Nazmi Özcan'a bu sebepten hakaret ettiği gerekçesiyle Özcan tarafından mahkemeye şikayet edildi ve 18 aydan 2 seneye kadar hapis istemiyle yargılandı. Beyoğlu 1. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan davanın duruşmalarına gitmeyen Erdoğan hakkında gıyabi tutuklama kararı verildi.
Yaklaşık bir ay sonra, 27 Nisan günü tutuklandı ve bir hafta süreyle Bayrampaşa Cezaevi'nde kalmasının ardından 500 bin lira kefaletle bırakıldı. Mahkeme kendisini "hakime hakaret" suçundan altı ay hapis ve 20 bin lira para cezasına çarptırsa da TCK'nın 72. maddesi uyarınca hapis cezası tecil edilerek cezası 920 bin liralık para cezasına çevrilmiştir.
20 Ekim 1991 tarihindeli genel seçimlerine Refah Partisi'nin İstanbul 6. bölge 1. sıradan adayı olarak katıldı. Seçimlere Milliyetçi Çalışma Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi ile ittifak halinde giren Refah Partisi, İstanbul'dan %16,73 civarında oy aldı. 19. dönem milletvekili olarak TBMM'ye giren Erdoğan, ilk kez uygulanan ve seçmenlerin parti milletvekillerini sıralamaya bakmaksızın tercih edebildiği tercihli oy sisteminde, oy kullananların tercihini ikinci sıradaki aday olan Mustafa Baş'tan yana kullanması nedeniyle, Erdoğan'ın milletvekilliği Baş'a geçmiş oldu. Erdoğan'a 9 bin tercihli oy çıkarken, Baş'a ise 13 bin civarında oy çıkmıştı.
27 Mart 1994 tarihindeki yerel seçimlerde İBB adaylığı için Refah Partisi; Erdoğan, Ali Coşkun, Nevzat Yalçıntaş, Temel Karamollaoğlu ve Veysel Eroğlu için kamuoyu araştırması yaptırdı. 15 Ocak 1994 tarihinde başkan Necmettin Erbakan tarafından Erdoğan'ın İBB adayı olacağı belirtildi. Seçimlerde Erdoğan %25,19 oy alarak İBB başkanı seçildi. Belediye başkanlığı zamanında 4 milyar dolarlık yatırım yaptı. Kentin trafik ve ulaşım sorununa karşı 50'den fazla geçit, köprü ve çevre yolu yapıldı.
Başkanlık dönemine ilişkin 18 ayrı dosyadan İstanbul DGM'de (Devlet Güvenlik Mahkemesi) dava açıldı. Bunlardan bazıları İsfalt, Akbil Skandalı, İstaç ve İdo ile ilgili yolsuzluk dosyalarından oluşan davalardır. Söz konusu davalar, milletvekili olduğu zaman dokunulmazlığı olduğu sebebiyle geçici olarak donduruldu.
6 Aralık 1997 tarihinde Siirt'te yapılan bir açıkhava toplantısı esnasında topluluğa yaptığı konuşmada, Ziya Gökalp'ın 1912 senesinde Balkan Savaşı'ndaki Türk askerler için yazmış olduğu "Asker Duası" isimli şiirinin daha sonradan değiştirilmiş bir versiyonundan bir dörtlük okudu. Bu sebeple kendisine dava açıldı.
25 Eylül'de Yargıtay'ın açıkladığı kararda Erdoğan'ın söylemlerinin "savaş çağrısı" taşıdığı belirtildi. Ceza infaz yasası uyarınca hapis cezası 4 ay 10 güne düşerken, çeşitli ertelemeler sonucu İBB başkanlığı görevini bırakarak 26 Mart 1999 gününde Kırklareli Pınarhisar Cezaevi'ne girdi. Temmuz 1999'da ceza süresini bitince cezaevinden tahliye oldu.
Fazilet Partisi'nin, Anayasa Mahkemesi'nce kapatılması sonrası, bağımsız kalan milletvekilleri, yeni parti kurma çalışmalarını "gelenekçiler" ve "yenilikçiler" olarak isimlendirilen iki gruba ayrılarak sürdürdü. "Millî Görüşçü" olarak isimlendirilen grup, Recai Kutan'ın genel başkanlığında 20 Temmuz 2001 tarihinde Saadet Partisi'ni kurarken, "değişimci" grupta, Tayyip Erdoğan öncülüğünde 14 Ağustos 2001 tarihinde, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AKP) kurdu ve Erdoğan, parti genel başkanlığına seçildi. Erdoğan "biz gömleğimizi değiştirdik" ifadesiyle muhafazakâr kesimin tepkisini çekti. Kurulan AKP, 3 Kasım 2002 seçimlerinde kayıtlı 41.291.568 seçmenin oy kullanan 32.652.702 kişi arasından 10.770.704 oy aldı ve %34,29 ile birinci parti çıkarak iktidara geldi.
Erdoğan, siyasi yasağı olduğu için seçimlere giremeyerek milletvekili seçilemedi. Seçim sonrası 58. Hükûmet, Abdullah Gül başbakanlığında kuruldu. Bu hükûmet zamanında Erdoğan'ın siyasi yasağının kaldırılması için TBMM'ye yasa teklifi verildi. Söz konusu değişiklik oy çokluğuyla kabul edildi ancak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yasayı "öznel, somut ve kişisel" bularak veto etti. Daha sonra aynı yasa değiştirilmeden mecliste bir kez daha kabul edildi ve Cumhurbaşkanı Sezer bu sefer yasa değişikliğine onay verdi.
Bu yasanın kabulüyle beraber Erdoğan'ın milletvekili seçilmesi için önünde bir engel kalmadı. Seçimlerde Siirt milletvekili seçilen Fadıl Akgündüz'ün milletvekilliğinin düşürülmesi sonrası Siirt'teki seçimlerin tekrar edilmesine karar verildi. Seçimlerde AKPnin ilk sırada bulunan adayı Mervan Gül'ün adaylıktan çekilmesiyle Erdoğan partinin birinci adayı olarak Siirt seçimlerine girdi ve oyların %85'ini alarak milletvekili seçildi.
Erdoğan'ın milletvekili seçilmesi sonrası başbakan Abdullah Gül, Erdoğan'ın başbakan olabilmesi amacıyla Cumhurbaşkanı Sezer'e istifasını verdi. Sezer bu kez hükûmeti kurma görevini Erdoğan'a verdi ve genel seçimlerden üç ay sonra Erdoğan başkanlığında 59. Hükûmet kurulmuş oldu.
22 Temmuz 2007'de yapılan 23. Dönem Milletvekili Seçimlerinde %46,6 oy alarak 341 milletvekili çıkaran AKP, Tayyip Erdoğan'ı başbakanlık koltuğuna ikinci defa taşımış oldu. 12 Haziran 2011 tarihinde 24. Dönem Milletvekili Seçimlerinde oy yüzdesini %49,83'e çıkararak Türkiye genelinde 21.399.082 oy alıp toplamda 327 milletvekili ile üçüncü defa hükûmet kurma yetkisini almıştır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresi 2014'de bitmesiyle beraber, 2007 Türkiye anayasa değişikliği referandumu uyarınca Türkiye'de ilk kez cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmiştir. İlk turu 10 Ağustos 2014 tarihinde olacak bu seçim için CHP ve MHP Ekmeleddin İhsanoğlu'nu, HDP ise Selahattin Demirtaş'ı aday olarak seçmiştir. Seçimde Erdoğan %51,79 oy alarak birinci, İhsanoğlu %38,44 oyla ikinci sırada ve Demirtaş %9,76 oyla üçüncü sırada bulundu.
Erdoğan, 28 Ağustos 2014 tarihinde yemin ederek Türkiye'nin on ikinci cumhurbaşkanı oldu ve görevine başladı. Bıraktığı başbakanlık koltuğuna ise 29 Ağustos'ta Ahmet Davutoğlu getirildi.
Erdoğan, Ankara'daki Atatürk Orman Çiftliği'nin tahmini olarak 50 dönümü kullanılıp inşa edilen ve başlarda Ak Saray olarak isimlendirilen Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın inşası yüzünden birçok kesimden eleştiri aldı. Bir sit alanı olarak koruma altına alınan Atatürk Orman Çiftliği'nde inşaat yasağı bulunduğundan sarayın inşasının durdurulmasına dönük çeşitli mahkeme kararları çıksa bile inşaat bitirildi. Muhalefet, bunu hukukun üstünlüğünün açıkça ihlal edilmesi olarak tanımladı.
Proje, inşaat sürecinde yolsuzluk, yaban hayata zarar verilmesi ve yeni yollar yapılması için çiftlikteki hayvanat bahçesinin tahrip edilmesi gibi konularda çok sert eleştirildi. Ayrıca inşayı yasa dışı olarak betimleyen muhaliflerce 'Kaç-Ak Saray' olarak isimlendirildi.
Saray ilk başta ülkenin başbakanları için yeni bir merkez olarak yapıldı. Fakat cumhurbaşkanlığı görevine başlamasıyla birlikte Erdoğan, sarayın cumhurbaşkanı tarafından Çankaya Köşkü'nün yerine kullanılacağını açıkladı. Çankaya Köşkü ise yeni başbakanlık merkezi olarak belirlendi. Çankaya, ülke kurulduğundan bu zamana cumhurbaşkanları için sembolik bir merkez olduğundan dolayı, tarihi bir değişiklik sayıldı. Yaklaşık 1.000 odası olan ve maliyeti 350 milyon dolar olan saray, maden kazalarının ve işçi haklarının ülke gündemine hâkim olduğu bir zamanda ortaya çıkması ve kullanılmaya başlanması yüzünden sıkça eleştirildi.