Sinema ve edebiyat dünyasının ünlü kötü karakterlerinden Hannibal Lecter, 1959 yılında arkadaşını katleden Meksikalı bir doktordan esinlenildi.
Hannibal Lecter'a İlham Kaynağı Olan Psikopat Doktor: Alfredo Ballí Trevino
Hannibal Lecter karakteri ilk olarak, Thomas Harris’in 1981 yılında yazdığı Red Dragon romanında ortaya çıktı. Thomas Harris ilk kitabını yazarken bu hasta ruhlu karakterin çok fazla ilgi göreceğinden, filmlere ve dizilere uyarlanacağından bihaberdi.
Hannibal Lecter o kadar etkileyici bir karakter olmasından ötürü olsa gerek, birden fazla kitapta, sinema filminde ve bir televizyon dizisinde yer aldı. Bunlardan en başarılısı ve en ünlüsü hiç şüphesiz 1991 yapımı The Silence of the Lambs (Kuzuların Sessizliği) 'dir. Yapım, en iyi film olmak üzere 5 dalda oscar ödülünün sahibi olmuştur. Hannibal Lecter karakteri Anthony Hopkins tarafından canlandırılmıştır. AFI (Amerikan Film Enstitüsü) tarafından karakter, 2003 senesinde tüm zamanların en kötü adamı seçilmiştir.
Hannibal’ın tüyleri diken diken eden cinayetlerini ve yaptıklarını hem kitaptan okumak hem de ekranda izlemek ürkütücü olabilir ancak Hannibal Lecter karakterinin, gerçek hayattan esinlenildiğini bilmek elbette çok daha rahatsız edici.
Karakterin yaratıcısı Thomas Harris, 1960'lı yılların başında Meksika'daki Nuevo Leon adlı hapishaneye gittiği zaman henüz 23 yaşında bir gazeteciydi. Hapishane ziyaretinin nedeni, cinayet suçundan hapiste bulunan Amerikalı Dykes Askew Simmons isimli bir mahkum hakkında haber yapmak içindi.
Simmons elbetteki birçok mahkum gibi suratı katil profiline uyan bir tipti. Dudağındaki dikiş izleri ve çatık kaşlarıyla oldukça rahatsız ediciydi. Fakat hapishaneden kaçma girişiminde bulunmuş Amerikalı bir doktor olan Trevino isimli mahkum, Harris'in dikkatini çekti. Harris, Trevino ile hapishanenin revir bölümünde tanıştı. Trevino'ya asıl kimliğini gizlemek için Doktor Salazar ismi verilmişti. Daha sonra ikili arasında Kuzuların Sessizliği filminde Hannibal Lecter ile genç FBI ajanı arasında geçen gerilimli sohbete benzer konuşmalar yaşanmıştır.
Harris bu sohbet esnasında Salazar'ı hapishane çalışanı olduğunu zannetmiştir. Bir süre sonra Harris, Doktor Salazar'ın aslında bir hapishane çalışanı olmadığını öğrenince kısa süreli bir şok yaşadı. Gardiyanlardan biri Harris'e, Salazar'ın aslında bir katil olduğunu, kurbanlarını küçücük kutulara yerleştirebildiğini ve kafayı tamamen sıyırmış biri olduğunu söyledi.
Trevino, seçkin sayılabilecek bir ailenin çocuğuydu. Babası oldukça sert ve sıkı kuralları olan birisiydi. Trevino'ya ve kardeşlerine yetiştirme yöntemi oldukça sertti.
1959 yılında tıp stajyerliği yapmakta olan Trevino, sevgilisi Jesus Castillo'yu maddi sıkıntılardan ötürü veya onun bir kadınla evlenmek istemesi nedeniyle tartıştıktan sonra vahşice öldürdü ve cansız bedenini küçük bir kutuya sokabilmek için parçalara ayırdı. İz bırakmamak maksadıyla cesedin bulunduğu kutuyu bir çiftliğe gömdü. Ceset, Trevino'nun hareketlerinden şüphelenen ve gömüldüğü alana kadar takip eden bir tanık vesilesiyle bulundu. Ceset bulunduktan sonra Trevino 1961'de ölüm cezasına çarptırıldı. Bütün bunlara rağmen bu suçlamalar kanıtlanamamıştır. Trevino, sadece bu cinayetten değil, otostopçuları öldürüp parçalara ayırmakla da suçlanıyordu. Çünkü o bölgede birden fazla parçalara ayrılmış ceset bulunmuştu.
Trevini hapishanedeyken şık takım elbiseleri, antika Rolex saati ile "elit" bir adam olduğunu göstermeye gayret ett. Hapishanede bulunan diğer hükümlülerin rahatsızlıklarıyla da ilgilendi. Trevino hakkında ölüm cezası verilmesine rağmen cezası 20 yıla çevrildi. 1981 senesinde ise hapisten salıverildi.
Hapisten salıverildikten sonra Travino yoksul hastaları ücretsiz bir şekilde tedavi etmiştir. Trevino 2009 yılında 81 yaşında ölmüştür. Onun tüyler ürperten hikayesi, Thomas Harris'e ilham kaynağı oldu ve ortaya hafızalardan silinmeyecek efsanevi karakter Hannibal Lecter çıktı.
Thomas Harris’in bir Meksika hapishanesine yapmış olduğu ziyaret ile ilgili belirttiklerinin öncesinde, bu derecede etkili bir kurgusal karakter oluşturma husunda asıl kaynağın ne olduğuna dair teoriler elbette fazlaydı.
Bazı kaynaklara göre, Thomas Harris’le tanışan cinayet masasından bir grup dedektif, Lecter karakterinin oldukça zeki olan seri katiller Edmund Kemper ve Ted Bunty'den esinlenildiğini ve buna başka bir yamyam katil olan Issei Sagawa‘nın da esin kaynağı olduğunu iddia etti.
Thomas Harris, Hannibal Lecter karakterini, "Kuzuların Sessizliği" kitabının önsözünde belirttiği gibi sadece Trevino’dan esinlenmediğini itiraf etmiştir. Ama bu karakterin oluşturulmasında hiç kuşku yok ki, psikopat Meksikalı doktorun etkisi büyüktür.
Bu gibi haberlerinin devamı için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Benzer içerikler için buraya tıklayınız