17 yaşındayken evinin arka bahçesine nükleer reaktör inşa eden David Hahn'ın ilginç hikayesi.
David yaşıtlarına oranla diğer zeki bir çocuktu. Bunun farkına varan büyükbabası ona bir hediye olarak kimya deneylerini anlatan bir kitap aldığında David'in ilgisi bu yöne doğru kaydı ve odasında ufak çaplı deneyler yapmaya koyuldu.
Aynı zamanda bir izci olan David, okul arkadaşlarının anlattıklarına göre her gün başka bir deney yapıyordu. Bir gün yüzü turuncu bir şekilde okula geliyor. Bunun nedeni ise kantaksantin isimli bir tür kimyasal pigment ile kendisini yapay bronzlaşma yöntemlerini test etmesiydi. Bir başka gün ise toz halindeki bir yığın halindeki magnezyumu tutuşturarak çevreyi ateşe veriyor ve havai fişek yaptığını söylüyordu. Hatta bir gün evde kurduğu küçük laboratuvarı havaya uçurdu ve bundan dolayı hastanelik oldu.
Bu olaylar sonunda annesi ona artık evin içinde deney yapamayacağını söyler o da arka bahçedeki garaja taşınma kararı alır. Deneyler bu şekilde sürerken aklına bir fikir gelir.
Bunun için de bir nötron kaynağı oluşturması lazımdı. Daha sonra kendini bir fizik öğretmeni gibi tanıtıp nükleer düzenleme komisyonuyla temasa geçer ve onlarla beraber okulda ufak çaplı deneyler yapacağını, bunun için detaylı bilgi almak istediğini yazar. İhtiyacı olan bilgileri takma isimler ve sahte hikayelerle toplamaya başlar.
Uranyum ve toryum gibi elementleri bakkallarda satılmıyordu. Daha sonra öğrendiği şeylerden edindiği bilgiler sayesinde duman detektörlerinden amerikyum, saatlerden radyum, fenerlerden toryum, nişangahlardan trityum ve kendi satın aldığı 1000 dolarlık pillerden lityum topladı. Daha sonra evde hazırlamış olduğu sıkılmış bir kurşun bloğuyla ve bir bunsen brülör yardımıyla, toryum külünü saflaştırabilmek için satın alınan pillerden olan lityum kullandı.
Bu çalışmaları yaparken gözlük ve gaz maskesi haricinde bir koruması mevcut değildi. Deneyler derisinde yanıklara, saçlarında renk değişimlerine ve bazı zamanlar bayılmalara sebebiyet veriyordu. Deneyler böyle sürerken kendi imkanlarıyla ölçtüğü radyasyonun aşırı derecede fazla olduğunu anladı ve deneylerini ortadan kaldırmaya karar verdi. Ancak 31 ağustos 1994 tarihinde Clinton kasabası polisi tarafından lastik çaldığı ihbarıyla durduruldu. Arabasında arama yapan polis radyoaktif maddeleri görünce; enerji bakanlığı, çevre koruma dairesi ve FBI dahil olmak üzere diğer kurumlar devreye girdi.
Yetkililerin yaptığı tespitlerde deneyinin radyoaktivitesinin çok fazla olduğunu ispatlandı ve 40.000 kasaba sakininin potansiyel risk altında olduğuna kanaat getirildi. Sonra yetkililer deney bölgesini karantinaya alarak temizlediler.
Yetkililerin ısrarına rağmen David, radyoaktif materyallerle geçirdiği uzun süreler sonrası tıbbi olarak değerlendirilmeyi geri çevirdi. Bundan tam on sene sonra bir sefer daha başka bir reaktör oluşturarak dondurucusunda sakladığından şüphe edilen David çaldığı bazı malzemelerden dolayı 2007'de tutuklandı. Sonrasında belki de etkilendiği radyasyon sebebiyle akıl sağlığındaki bozulmalar meydana geldi. Alkol, difenhidramin ve fentanil kullanımına bağlı sebeplerden ötürü 39 yaşında hayatını kaybetti.