Euler Hermes “Yukarı Bakma” başlığıyla Küresel Ekonomi Raporunu yayınladı.
Euler Hermes ekonomistlerine göre, mevcut büyüme dinamikleri, toparlanmanın şu anki aşamasında, raporda adını alan filmde olduğu gibi bizi yukarı bakmaktan alıkoyabilir.
Küresel büyüme güçlü bir şekilde devam etse de gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin aralarının hızla açılması büyümeyi dengesiz bir hale getiriyor. Gelişmiş ekonomiler 2022’de küresel GSYH büyümesinin yarısından fazlasını sürüklemeye devam ederken, gelişmekte olan ülkeler ise global finansal krizden bu yana ilk kez küresel toparlanma hızının gerisinde bulunuyor.
Omicron’a bağlı belirsizlikler, işgücü piyasaları ve küresel ticarette yaşana problemleri arttıracağı için yılın ilk çeyreğinde gelişmiş ekonomilerin GSYH büyümesinden en fazla 0,3 puandüşürerek. 2022 yılı GSYH büyümesinin, Euro Bölgesi ve ABD’de sırasıyla yüzde 4,1 ve yüzde 3,9, Türkiye’de ise yüzde 1,5 oranında gerçekleşmesi öngörülüyor.
Gayrimenkul sektöründe yaşanan problemlerin devam ettiği ve hükümetin finansal istikrara odaklandığı Çin’de ise büyümenin yüzde 5,2’ye yakın gerileme bekleniyor. Çin’in küresel GSYH büyümesine katkısının 2015 yılından bu yana en düşük seviyede olması, gelişmekte olan piyasalar üzerinde negatif etkiler oluşturması da muhtemel duruyor.
Küresel ticaret uzun vadeli ortalamanın üzerinde büyüyor
Küresel ticaret, 2022’de yüzde 5,4, 2023’te yüzde 4 olarak gerçekleşmesi öngörülen büyüme oranlarıyla bir kez daha uzun vadeli ortalamanın üzerinde büyüme gerçekleştirecek. Bu durum, Omicron’un şiddetlendireceği işgücü ve tedarik zinciri darboğazları yüzünden kesintiye uğrayacak. Kısa vadede, Omicron salgınları nedeniyle ticari problemler ve maliyet baskıları sürmeye devam edecek.
Enflasyon yüksek kalmaya devam edecek
Arz-talep dengesizliklerinin hem gelişmiş hem de gelişmekte olan piyasalarda 2022 yılının ilk yarısının sonuna kadar enflasyonu yüksek olması bekleniyor. Geçici faktörlerin etkilerinin aşamalı olarak hafiflemesi, mallara yönelik yapılan harcamaların yavaşlaması ve enerji fiyatlarındaki gerileme ile, yılın ikinci yarısında toparlanma güçlendikçe enflasyon da muhtemelen yavaşlama görülmeye başlayacak.
Enflasyonist baskıların boyutu ve süresi hakkında devam eden belirsizliğin, enflasyon beklentilerinde kalıcı olumsuz bir etki yaratmasını önlemek için merkez bankaları biraz daha sert bir duruş sergiletiyor. Avrupa’da bu yıl sağlanacak mali destekler ABD’dekinden daha güçlü olmasını sağlayacak. Ancak, bu bölgede de çoğu ülke mali konsolidasyona başladığı için bu destekler hızla azaltılacak. Gelişmekte olan ülkelerin çoğu ise bütçe açıklarını küçültüyor ve yeniden mali manevralara izin verecek alanlar oluşturmaya çalışıyor. Ancak, Fed para politikasının beklenenden daha hızlı normalleşmesinin Türkiye, Romanya, Macaristan, Arjantin, Nijerya, Brezilya, Güney Afrika, Şili, Mısır ve Ukrayna gibi en kırılgan ülkeler üzerinde baskı oluşturması bekleniyor.
Türkiye önümüzdeki döneme dikkat etmeli
2022 yılında yükselen faiz oranlarının, Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde toparlanmayı yavaşlatması bekleniyor. Ancak, yükselen faiz oranlarının enflasyonu kontrol altına almaya yönelik etkisi sınırlı olması bekleniyor.
Türkiye, yüksek enflasyona rağmen alışılmışın dışında bir politika izleyerek politika faizini düşürme yolunda ilerleyen bir istisna olsa da 2022 yılında piyasaların bu gidişi tersine çevirmeye zorlayacağı düşünülüyor. Özellikle enerji fiyatlarında jeopolitik ve arz-talep dengesi kaynaklı sorunların yarattığı artış ile birlikte FED’in bilanço genişletmeyi sonlandıracağına ve faiz artışlarına kısa sürede başlayacağına dair sinyaller vermesi, Türkiye’nin para politikasındaki yönünü önümüzdeki 2-3 ay içinde zorlayabilir.
Kur artışı kaynaklı olarak önümüzdeki aylarda enflasyonda yaşanacak olan yükselişin sene sonuna doğru yönünü aşağıya çevirmesi olası görünürken, ihracat hacminin seyri ile turizm gelirlerinin beklenen seviyeye bu yaz ulaşabilmesi cari açığın kapanması ile kurdaki baskıyı da bir nebze azaltabilecek unsurlar olarak öne planda bulunuyor.