Yenikapı'nın hikayesini sizler için derledim.
Ahmet Çelebi bir gün Üskadar’a gitmek ister. O zamanlar karşı sahile sandallarla geçildiğinden Eminönünde bulunan bir sandala biner. 4.Murat ise o zamanlar sürekli kılık değiştirerek halkın arasına karışarak yasakladığı tütün ve içki içenlerin olup olmadığını görmek için keşif yapardı. Yakaladıkları kişilerin kellesini alır, asla affetmezdi. O gün padişahta tesadüfen kılık değiştirmiş bir halde Eminönünde geziniyordu. O da Ahmet Çelebinin olduğu sandala bindi. Sandalcı, “Beyim bir hata olmasın Üsküdar’a geçeceğiz” der. 4.Murat cevap verir, “tamam bende zaten Üsküdar’a geçecektim''
Yola koyulurlarken Ahmet Çelebi padişaha selam verir daha sonra 4.Murat’a “Beyim ne iş yaparsınız” diye sorar
4.Murat ” Celebim. Anadolu’ya büyükbaş bakmaya gidiyorum? Siz hangi işi yaprsınız?''
Ahmet Çelebi ''Remmal’im. Ahmet Çelebi derler bana!”
4.Murat ” Vay! Namını çok duymuştuk '' diye cevap verir.
4. Murat ” Şu padişah... bir tütün zevkimiz vardı onuda yasakladı'' der. Ahmet Çelebi “evet” diye cevap verir. Sonra 4.Murat, “Bir bilsen üstadım ben varya nasıl bağımlıyımdır tütüne! Vallahi hep gizli gizli tüttürüyorum. Şimdi denizdeyiz. Burda bizi hiç kimse görmez. Ben şimdi bir tütün içeceğim kusuruma bakmazsanız. Ama sakın ha şikayet falan etmeyin padişah kellemi uçurur''
Bir zaman sonra 4. Murat bir sigara sarmaya başlar.
Ahmet Çelebi ” evlat bir tane de bana hele ” der.
Hemen ardından kayıkçı da seslenir “Beyim ayıp olmazsa bende içmek isterim'' 4.Murat iki sigara daha sarar. Birini Ahmet Çelebiye diğerini de kayıkçıya verir.
4.Murat “Üstadım, senin namını çok duyduk. Attığın tüm remiller bir bir çıkarmış. Sizden bir istirhamım olacak''
“buyur” der Ahmet Çelebi.
4.Murat ” bi remil at hele, acaba padişah şimdi nerdedir? Ne de olsa yasağını deliyoruz. Nerede olduğunu bilirsek daha iyi olur''
Ahmet Çelebi cebinden Remil taşlarını çıkarır. Sonra 4.Murat’a ” Deniz üstünde gözüküyor” der.
4.Murat ” aman, o zaman bir daha bak bize uzakmı yoksa yakınmı?” der. Ahmet Çelebi taşları yine attı. Birkaç denemeden sonra canı çok sıkıldı. Sonra kısık bir sesle “bu hesaplarda eğerki bi yanlışlık yoksa, 4.Murat, ya sensin yada kayıkçı” dedi.
4.Murat kolunu sıyırarak meşhur bilekliğini gösterir. “Evet. 4.Murat benim…!”
Kayıkçı, “aman padişahım bir hata yaptık. Bağışla bizi''
Padişah ayağa aniden kalkarak, “Biz bu güne kadar sözümüze karşı gelen kimseyi affetmedik” dedi. Sonra Çelebi'ye, “sen, alim olmana rağmen ne diye yasağımıza uymuyorsun''
Ahmet Çelebi, “verilecek bir boynumuz var, o da sana kurban olsun padişahım” der.
4.Murat “Ben alime de ilme de hürmet gösteririm. Sende ilmini ispatlamış birisin. Sana bir sual soracağım. Eğer bilirsen ikinizin de canını bağışlarım”
Ahmet Çelebi “emredersiniz padişahım”
4.Murat ”bir remil daha at. Bak ki ben bugün saraya hangi kapıdan gireceğim?” sorusunu yöneltir.
Ahmet Çelebi remil taşlarını sandala atar.Çıkan sonucu hemen cebinden çıkardığı bir kağıda geçirip padişaha uzattı. 4.Murat kağıdı açacağı sırada Ahmet Çelebi padişahın elini tutarak. “Pahişahım, bu işin kuralı da böyledir. o kağıdı sok kuşağına ve kapıdan girdikten sonra aç” 4.Murat kağıdı kuşağına sokar. Sonra kayıkçıya dönerek “çek Lâlâ sahiline”
Surlara doğru yaklaşınca padişah sur nöbetçisine seslenir “Ben padişah Murat Han, hemen haber et vezire, duvar ustalarını toplayıp buraya gelsin çabuk”
Karaya çıktıkları zaman 4.Murat çimlere uzanır. Sonra Ahmet Çelebi ve kayıkçıya oturmaları için izin verir. Bir zaman sonra vezir gelir, “Beni emretmişsiniz sultanım”
4.Murat rahatını bozmadan “getirdinmi duvar ustalarını?”
Vezir “Getirdim sultanım”
“O zaman söyle ustalara, bu duvarı yıkıp bir kapı açsınlar”
Bir kaç saat sonra duvarda bir delik açılır. Padişah yerinden kalkarak “Hadi, şu kapıdan bir girelim”
Hep birlikte açılan kapıdan girerler. İçeri girdikleri an padişah kağıdı kuşağından çıkardı. Kağıtta yazılanlar şöyledir:” Padişahım yeni kapınız hayırlı uğurlu olsun”
İşte o gün padişahın açtırdığı kapı, Yenikapı olarak bilinmektedir. 4.Murat'ın zamanında tütün içerken yakalandığı halde kellesi uçurulmayan iki kişi Ahmet Çelebi ve Kayıkçıdır.