Ünlü yazar ve şairlerimiz hakkında ilk kez duyacağınız bilgileri sizler için derledim.
Yazar ve Şairlerimiz Hakkında İlk Kez Duyacağınız Bilgiler
CAHİT SITKI TARANCI
Küçük yaşlarındayken yaramazlık yaptığı için babası camdan aşağı sarkıtmıştır. O olaydan sonra ölmekten çok korktuğu için yazdığı eserlerinde de sürekli “ölüm” konusunu işlemiştir.
NAZIM HİKMET RAN
En bilinen özelliği sürekli beyaz pantolon giymesiydi. Aklına gelen sözleri hemen pantolonuna yazıyormuş. Bir zamanlar Bursa’da kaldığı cezaevinde, sürekli ıslak ıslak dayak yediği için su en büyük korkusu olmuştur.
ÖZDEMİR ASAF
“R” harfini söyleyemeyen şair olarak da tanınır. Bir gün Karaköy’e gitmek için taksiye biner. Taksi şoförü: “Neğeye biğadey?” diye sorar. Utandığı için “Kağaköy” diyemez ve “Eminönü” diyip oraya kadar gider. Eminönü’nden Karaköy’ e kadar tekrar yürür.
YAHYA KEMAL
Ölene kadar hiç evi olmamıştır. Sürekli yaşamını otelde geçirmiştir. Gönlünü de Nazım Hikmet’ in annesine kaptırmıştır.
TEVFİK FİKRET
Şairliğinin yanı sıra çok iyi bir ressamdır. Kendi evinin planını çizmiş ve evine isim vererek ilkler arasına adını yazdırmıştır. Sol tarafında kimseyi yürütememek de şairimizin en büyük korkusu olmuştur.
AHMET HAŞİM
En üst düzeyde olan takıntısı, toprak yemesidir. Şairimizin yazdığı şiirlerinde sürekli üzüntü, gece, gün batımı, ay ışığı olmasının sebebi çirkin olmasından kaynaklandığı düşünülür.
TOMRİS UYAR
Turgut Uyar, Cemal Süreya ve Edip Cansever’ i kendisine tutsak eden kadındır.
CEMAL SÜREYA
Soyisminde bulunan iki y’ den birini iddia sonucunda kaybetmiştir. Bu yüzden soyismi tek “y” ile yazılıyor.
ORHAN VELİ KANIK
Belediyenin açtığı çukur yüzünden hayatını kaybetmiştir. Çukura düşerek başından darbe almış ve ölümle sonuçlanmıştır.
CEMİL MERİÇ
Her ne kadar sözleri kitap okumak üzerine olsa da zamanla gözünde oluşan rahatsızlık sonucu yazıları okuyamayacak hale gelmiştir. Gözleri göremez olduğu için yakınlarının yardımı ile yazmaya devam etmiştir. Hatta en güzel eserlerini de gözlerinin sıkıntılı olduğu bu dönemlerde yazmıştır.
SABAHATTİN ALİ
Kısa hayatında hep pozitif düşüncelerle bakarmış. Yanlış diksiyon takıntısına sahip olan Sabahattin Ali; yanlış telaffuzu duyduğu an hemen düzeltmeye çalışırmış. Eşi Aliye Hanım da bu durumdan oldukça rahatsız olurmuş. Sabahattin Ali bu konuyu “ Aliye Hanım bana bu yüzden fena içerliyor. Karı koca ağız tadı ile kavga edemiyoruz. Kavganın ortasında tutup diksiyon yanlışlarını düzeltiyorum” diye anlatırmış.
AHMET ARİF
Türkçeyi en iyi kullanan şairlerimizdendir. Türkçenin yanı sıra Zazaca, Arapça ve Kürtçe dillerini de biliyordur. Küçük yaşında at binmeyi öğrenen Arif; şahlanmayan ata binmezdi. Hayatının büyük bir kısmında tam bir sigara tiryakisiydi. Günde 4 paket sigara içerdi.
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR
Gulyabani filminden esinlenildiği aynı ismi taşıyan yazarımız Hüseyin Rahmi Gürpınar; temizlik hastasıymış. Bu rahatsızlığından dolayı sürekli eldiven ile gezmiş ve hiç evlenememiştir. Kendisini sosyal hayatından soyutlamış olan yazarımız, örgü örmeyi çok severmiş. Yurtdışından örgü için yeni yeni modeller getirtirmiş. Aynı zamanda boş vaktinde ev reçelleri yaparmış.
YAŞAR KEMAL
Çoçukluk döneminde de üzücü olaylar yaşamıştır. Babası Van’ a göç ettiğinde yanına aldığı Yusuf adındaki çoçuğu da kendi çoçuklarıyla beraber büyütmüştür. Babası cami de namaz kılarken yanına gelip kalbinden bıçaklayıp öldürmüştür. Yazarımız bu kötü olaya şahit olduğu için 12 yaşına kadar kekeleyerek konuşmuştur. Sağ gözündeki körlük ise eniştesinin kurban kestiğini izlerken bıçak fırlayıp gözüne gelmiştir. Küçük yaşta yaşadığı bu olay onu gözünden etmiştir.
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
Ümit Yaşar bazı söylenenlere göre yirmi üç kez, kendi söylemine göre de üç kez intihara teşebbüs etmiştir. On yedi yaşındaki oğlu Vedat Oğuzcan, 1973 yılında Galata Kulesi’ nden atlayıp intihar eder. Rivayetlere göre cansız bedenini bulduklarında elindeki kağıtta şöyle bir not yazar: “Baba intihar öyle edilmez, böyle edilir!”