“Kadınların eğitilmesiyle, bütün insanlık eğitilmiş olur.”
Kadın hakları ve kadınların erkeklerle eşitliği için geçtiğimiz asırdan beri Batı ülkelerinde ve toplumlarında yoğun mücadelelerin verildiği, özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’nin bu mücadelelerin en şiddetlilerini yaşadığı bilinmektedir. Birçok Batı ülkesinden çok daha önce Atatürk tarafından kadınlara çeşitli haklar verilmiştir.
Millî Mücadele döneminde de kadın gerek cephe gerisinde gerekse gerektiğinde çocuğunu bile feda ederek cepheye yardıma koşan, protesto mitinglerinde yer alan ve yurt savunmasına katkı sağlayan bir davranış örneği sergilemiştir. Bütün bu çok yönlü rolüyle Türk kadını üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmiştir.
Toplumsal hayatın her alanında birlikte çalışan kadınlar ve erkekler vatan savunmasında da birlikte hareket etmişlerdir. Toplumsal hayatın her alanında aynı işleri yapan veya işleri bölüşen erkeklerle kadınlar, vatan savunmasında da birlik halinde mücadele etmeselerdi bağımsızlık kazanılamazdı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilk yıllarda, Türk toplumundaki erkek egemen yapının baskınlığı sebebiyle kız çocuklarının okula gönderilmesi sakıncalı bir durum olarak görülüyordu. Bundan dolayı kadınların okuma yazma oranları oldukça düşüktü.
Cumhuriyetin kurulması ile ciddi bir biçimde ele alınan kadın hakları 1924’te başlatılan çalışmalarla hız kazanmış, 1926’da kabul edilen “Türk Medeni Kanunu” ile sonuçlandırılmıştır. 1926’da Medeni kanunun kabulü ile aile hayatına getirilen yenilikler ve kadına erkekle beraber eşit hakların tanınması, sosyal ve siyasal açıdan çok önemli bir adım olmuştur.
1923: Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra kadınlar eğitim, sosyal ve siyasal alanlarda pek çok haklara sahip olmuşlardır.
1924: Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kız ve erkek öğrenciler eşit eğitim haklarına kavuşmuştur. İlköğretim kız-erkek herkese zorunlu hale getirildi.
1926: Türk Medeni Kanunu ile erkeğin birden fazla kadınla evlenmesi ve tek taraflı boşanması kaldırılmış ve kadınlara da boşanma hakkı, velayet hakkı tanınmıştır.
1930: Kadın ve çocukların korunmasına ilişkin ilk düzenleme Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile yapıldı. Doğum izni düzenlendi.
1934: Anayasa değişikliği ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı. Türkiye bu hakkı kadınlara tanıyan ilk Avrupa ülkesi oldu.
1936: İş Kanunu yürürlüğe girdi. Kadınların çalışma hayatı iyileştirildi. Kadınlara istedikleri işte çalışabilme hakkı tanınmıştır. İş Kanunu yürürlüğe girdi. Kadınların çalışma hayatına düzenleme getirildi.
Tarihi perspektiften bakarsak kadınlar, kentleşme, artan öğrenim ve istihdam olanakları ile özgürlük kazanmışlardır.
Mustafa Kemal Atatürk 1923’te yaptığı konuşmasında;
“…Hanımlar, Efendiler! Bu son yılların inkılâp hayatında, ateşli fedakârlıklarla yüklü mücadele hayatında, milleti ölümden kurtararak kurtuluşa ve bağımsızlığa götüren kararlı çalışma hayatında, her millet bireyinin çalışması, gayreti, emeği, fedakârlığı geçmiştir. Bunlar içinde en fazla yüceltilmesi, anılması ve daima teşekkür ile tekrar edilmesi gereken bir emek vardır ki, o da Anadolu kadınının göstermiş olduğu çok yüce, çok yüksek, çok kıymetli fedakârlıktır. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde, Anadolu köylü kadınının üstünde kadın çalışması söylememize imkânı yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını ‘Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar gayret gösterdim, diyemez.”
sözleri ile kadının önemini ifade etmiştir.
Bir diğer konuşmasında da
“…şuna inanmak lazımdır ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir...” sözleriyle kadının önemini vurgulamıştır.
Kadılarımıza gerekli imkanlar sunulduğunda yapamayacakları şey yoktur. Atatürk’ün kadınlara tanıdığı haklardan sonra kadınların toplumda rol aldığı bazı yerler ve ilkler…
İlk Kadınlar
İlk kadın savaş pilotu: Sabiha Gökçen (1937)
İlk kadın başbakan: Tansu Çiller (1993)
İlk kadın bakan: Türkân Akyol (1971)
İlk kadın rektör: Saffet Rıza Alpar
İlk kadın Cumhuriyet savcısı: Nebahat Sarıyal
İlk kadın emniyet müdürü: Feriha Sanerk (1953)
İlk kadın F16 pilotu: Berna Şen
İlk kadın hâkim: Suat Berk
İlk kadın arkeolog: Jale İnan (1943)
İlk kadın büyükelçi: Filiz Dinçmen (1982)
İlk kadın emniyet müdürü: Feriha Sanerk (1953)
İlk kadın pilot: Bedriye Tahir Gökmen (1933)
İlk kadın araba yarışçısı: Sâmiye Cahid Morkaya
İlk kadın gökbilimci: Nüzhet Gökdoğan
İlk kadın paraşütçü: Yıldız Eruçman
İlk kadın jet pilotu Leman Altınçekiç (1958)
İlk kadın tiyatro oyuncusu: Afife Jale (1919)
İlk kadın dağcı (Everest'te zirveye tırmanan): Eylem Elif Maviş (2006)
İlk dünya savaş pilotu Sabiha Gökçen