Türk futbol tarihinde ki en kanlı sayfa, 1967 yılında yaşanan Kayserispor - Sivasspor olaylarıdır. Çıkan olaylar neticesinde 40 kişi hayatını kaybederken, 600'ü aşkın taraftar da yaralanmıştır.
Spor ve eğlence amacıyla kurulan şehirlerin futbol takımları, bir anda o kentleri temsil eden en büyük marka haline dönüşmekte. Bu da sosyolojik olarak özellikle komşu şehirler arasında ezeli bir rekabete dönüşüyor. Bu rekabetin ülkemizde ki ilk ve en ciddi örneği; 1967 yılında yaşanan Kayserispor – Sivasspor olaylarıdır.
Coğrafi açıdan en büyük 3. İl konumunda bulunan Sivas, o yıllarda az gelişmiş bir kent durumundaydı. Komşusu Kayseri ise tam tersine, adeta ülkenin en önemli ticaret kenti konumundaydı.
1940’lardan sonra Sivas’ta ki ticaret kollarının birçoğu da Kayserili girişimcilerin eline geçmiş durumdaydı. Haliyle iki komşu şehir arasında ki bu ekonomik farklılık, zamanla içten içe kırgınlığa ve öfkeye dönüşmeye başlamıştı.
Öyle ki 1967 yılında yaşanan korkunç olaydan önce Amatör Liglerde oynanan müsabakalarda bile tehlikenin sinyalleri verilmişti. 1965 yılında Sivas Sümerspor – Kayseri Şekerspor müsabakasında çıkan olaylar neticesinde birçok kişi yaralanmıştı.
10 Eylül 1967’de, yani acı günden sadece 1 hafta önce oynanan Kayseri Havagücü – Sivas Sümerspor maçında da yine olaylar patlak vermiş, Kayserisporlu 2 futbolcunun ayakları kırılmıştı.
Yani iki kent arasında ki husumet, futbol müsabakalarıyla beraber çoktan kendisini göstermeye başlamıştı. Fakat kimse tehlikenin farkında değildi…
Günümüzde TFF 1. Lig’e tekabül eden 2. Lig müsabakasında; Kayserispor, Sivasspor’u konuk edecekti. Bahsetmiş olduğumuz gerginlikler gereği Sivaslı bazı Vekiller, Kayseri Valisi’ni arayarak; binlerce Sivaslı’nın, Kayseri’ye geleceğini belirtmiş ve bu konuda bir sorun yaşanmaması adına önlem alınmasını talep etmiştir.
Takvimler 17 Eylül sabahını gösterdiğinde, Sivasspor taraftarı 40 otobüs ve tren yoluyla Kayseri’ye akın etmişti. Öğlen saatlerinde Kayseri şehir merkezinde toplanan Sivaslı taraftarlar ile Kayseri halkı arasında gerginlikler yaşanmaya başlamıştı. Çünkü Sivaslı taraftarların bazı lokantalarda yemek yiyip, hesabı ödemeden çıktığına ve sokaklarda taşkınlık yaptıklarına dair haberler şehirde hızla yayılmıştı.
Maç saati 16.00 olmasına rağmen, saatler 15.00’ı gösterdiğinde, stad kapıları çoktan kapanmıştı. 20.000’i aşkın Kayserispor taraftarı ve 4.000 civarı Sivasspor taraftarı, artık maç saatini bekliyordu.
Müsabakanın 20. Dakikasında Kayserispor, Oktay Oktan’ın (Küçük Oktay) golüyle 1-0 öne geçmişti. Kayserispor taraftarının gol sevinci esnasında Sivassporlu taraftarların bir anda ev sahibi takım taraftarlarına taş yağdırmaya başlaması, zaten gergin olan ortamı adeta fitillemişti.
Yapılan taşlı saldırılar neticesinde Kayserispor tribünlerinde yer alan 2 çocuk, hayatını kaybetti. Bu haber, Kayserispor tribünlerinde korkunç bir gürültü kopardı ve ev sahibi takım taraftarları gözleri dönmüşçesine Sivasspor tribününe saldırmaya başladı.
Kayserispor taraftarları ellerindeki taş ve sopalarla iki tribünü birbirinden ayıran tel örgülere yüklenince, konuk ekip taraftarları staddan kaçmaya çalıştı.
Ancak unuttukları bir şey vardı; çıkış kapısı dışarıya değil, içeriye doğru açılıyordu. Yaşanan arbedede, havasızlık ve ezilmeler neticesinde 40 Sivassporlu taraftar, oracıkta hayatını kaybederken, 600’e yakın kişi ise yaralandı.
Yaşanan hadise sonucunda yaralılar, kömür kamyonetleriyle hastanelere taşınırken, stadyum dışında çatışmalar sürüyordu. Kayserisporlu oyuncular staddan çıkartılmıştı ancak Sivassporlu futbolcular akşam saat 21.00’a kadar soyunma odasında bekletildiler. Çünkü dışarıda ki kalabalık dağılmıyor, korkunç sloganlarda bulunuyordu.
21.00’da ise Sivassporlu oyuncular karayolları işçilerinin montlarını giyerek kendilerini kamufle etmiş ve staddan bu şekilde çıkartılmışlardır.
Acı haberi alan Sivas halkı, bir anda ayaklanmış ve şehirde büyük bir eylem başlatılmıştı. Halk, kentte ki tüm Kayseri plakalı araçlara zarar vermiş, Kayserili esnafların dükkânlarını yağmalamış ve Kayserililerin işlettiği bir Belediye Oteli’ni de yakmıştı.
Bu olaylarda da 1 kişi hayatını kaybederken, yine birçok kişi yaralanmıştı.
Olayların hemen ardından iki kent arasında ki yollar, trafiğe kapatıldı. Sivas ve Kayseri’de, ordu sokağa indi ve iki şehirde de sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Rusya ziyaretini iptal etti. Alınan en sert karar ise, İçişleri Bakanlığı’ndan Kayseri Valisi Nazım Üner’e gelen; “sadece pijamalarını al ve şehri terk et!” emriydi.
İki takım yaşanan bu acı hadiseden sonra tam 24 yıl boyunca aynı liglerde mücadele etmemiş olup; ülkemizde düzenlenen turnuva ve ligler de bu hususa göre planlanmıştır.
2-3 yıl boyunca medyada gündem olan bu facia, ondan sonra bir daha hiç konuşulmamaya çalışılmıştır.
Günümüzde de iki takım taraftarının ve kent halkının “ortak suçluluk bilinci” ile olumlu yönde hareket ediyor olması, bu derece ciddi faciaların tekrar etmemesine pozitif etkide bulunmaktadır.
Umarız bu ve benzeri acı olaylar, futbolumuzda hiçbir zaman yer almaz…
Yaşanan olayların özetlendiği videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.
Video Linki: https://youtu.be/TzFkHBLfNos