Web 2.0 ve Web 3.0 nedir, ne anlama gelir ve hangisi daha iyidir sorularının cevapları... İşte detaylar...
Web 3.0'ın ne olduğunu anlayabilmek adına Web 1.0’a geri dönmemiz gerekmekte.
Web'in bu aşamasında, içeriğin sunucunun dosya sisteminde sunulmuş olduğu web sayfaları statik haldeydi. Üstelik bu sayfalarda etkileşim bulunmamaktaydı. İnternet ortamında bulunan kullanıcılar pasif konumda bulunuyordu.
İnternetin en ilkel dönemi olarak bilinmekte olan Web 1.0 dönemi kullanıcının sadece interneti gözlemlediği, kendi içeriklerini oluşturamadığı dönem olarak gösterilmektedir.
Web 1.0, 1980’li yılların sonundan 2005 yılına kadar sürdü.
Web 2.0, bugün bildiğimiz web’dir.
Web, statik içerik yerine, kullanıcıların artık web’de yayınlanmış olan içerik ile etkileşime girebildiği dinamik içeriklerin yer aldığı bir yer haline geldi. Bu kullanıcı etkileşimi, geliştiricilerin kullanıcıların içerik ile gerçek zamanlı olarak etkileşime girebilecekleri uygulamalar oluşturmasına imkan tanıyan JavaScript, HTML ve CSS gibi teknolojilerin icadı ile mümkünleşti.
Sosyal medya, bloglama, podcasting veya sosyal bookmarking vb. gibi Web 2.0 uygulamaları tamamen etkileşime dayalıdır. Metinler ve yorumlar aracılığı ile etkileşim kurulabilir ve diğer insanlar ile resim ve müzik gibi içerikleri kolayca eklenebilir ve paylaşılabilir. Web 2.0 üzerinde gelişen bazı önemli uygulamalarsa şu şekilde: Instagram, YouTube, Facebook ve tabii ki Google. Web’in bu çağına ” Sosyal Web ” de denmesinin sebebi bu.
“Web 2.0 devrimi ile sanal dünyaya aktarılan içeriklerin anlamlandırılması” olarak tanımlanan Web 3.0; internet kontrolünün insanın elinden çıktığı, verilerin doğrudan doğruya bilgisayarlarla okunabilecek şekilde yapılandırıldığı ve etiketlendiği, yapay zeka yaklaşımları ve teknikleri gibi yazılımsal çözümler ile yorumlanıp “akıllı” bir hale getirildiği bir web ortamını göstermektedir.
Web 3.0, Semantik bir Web’dir. Bu, sadece anahtar kelimelere veya sayılara dayalı herhangi içerik aramak yerine, web üzerindeki içeriğin anlamını aramak amacıyla yapay zekayı kullanılabileceğini gösterir. Bu, makinelerin bilgileri insanlar gibi anlamasını ve yorumlamasını sağlamaktadır. Semantik Web’in temel hedefi, kullanıcıların bilgiyi daha kolay bulmasını, paylaşmasını ve birleştirmesini sağlamaktır.
Bununla beraber, bu günlerde “Web 3.0” terimi, sadece Semantik web’den çok daha fazlası anlamına gelebilecek şekilde gelişti. Daha spesifik olarak, DApps’ı inşa eden blok zinciri meraklıları, açık ve merkeziyetsiz bir şekilde uygulamalar oluşturmak amacıyla “Web 3.0” terimini kullanır.
Yani, Web 3.0’ın kapsayıcı olan bu hedefi, interneti çok daha akıllı, özerk ve açık hale getirmektir. Web 3.0 bunları; yapay zeka, Blockchain, 3D grafik, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi teknolojilerin kullanımıyla yapmaktadır.
Yapay zekayla web üzerindeki içerik daha iyi anlaşılabilir ve yorumlanabilir.
Blok zincirler, aracıları ortadan kaldıran ve kamu tarafından doğrulanabilirlik kazandırılan merkeziyetsiz protokollerdeki uygulamaları oluşturmak amacıyla kullanılabilir. Böylece internet üzerindeki her şeyin duvarlar ile çevrili olduğu bir paradigmada sıkışıp kalınmaz.
Bugün sahip olunan reklam tabanlı bir web model yerine, internet üzerinde var olan uygulamaların iş modelini dönüştürmek amacıyla kripto para birimleri kullanılabilir.
Chris Dixon’ın dile getirdiği gibi, duvarlar ile çevrili olan bahçelere ve reklamlara dayalı iş modellerine izin vererek mevcut sosyal ağda “yanlış bir yol” alındı. Web’in bir sonraki sürümü açık protokoller üzerine kurulacak ve kripto para aracılığı ile yerleşik bir iş modeline sahip olacak.
Yapay zeka, blok zincirler ve kriptonun da ötesinde bir yerde, Web 3.0, web deneyimimizi çok daha sürükleyici hale getirmek amacıyla sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi 3 boyutlu grafikleri ve teknolojileri kullanacak.
Sayılan tüm bu aşamaları World Wide Web’in kurucusu olan Tim Berner-Lee şu ifadeler ile açıkladı;