2. Dünya Savaşı'nın ardından süper güç hâline gelen iki ülke; biri Amerika Birleşik Devletleri bir diğeri ise Sovyetler Birliği. Bu iki süper güç yıllar boyunca sürecek olan bir Soğuk Savaş'a tutuştu. Bu sancılı süreç, 1990'lara yani Sovyetler Birliği'nin dağılmasına kadar devam etti. İki ülke arasında gerilimi en üst seviyeye çıkaran bir olay vardı ki 3. Dünya Savaşı'nı çıkarabilirdi, bu olay 1980'li senelerin başında cereyan etti. İşte şöyle gerçekleşti...
Tüm Dünyaya Güç Gösterisi Yapmak İsteyen ABD
Nükleer silahlar hususunda gittikçe ilerleyen ABD ürettiği silahları denemek istiyordu. Böylelikle 1981'den 1983 yılına dek sürecek olan deneme atışları başlattı. ABD, bu zaman boyunca gelişimini izleyecek, bununla beraber Sovyetler Birliği'nin açıklarını bulmayaca çalışacak ve tüm dünyaya gücünü gösterecekti. İşler tam da ABD'nin planladığı gibi gitti.
Sovyetler Birliği'nin Gözü ABD'nin Üzerinde
Sovyetler Birliği, Amerika'nın yaptığı her hamleyi dikkatle izliyordu. Zira Sovyetler Birliği'nde, İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra ABD'nin kendilerine nükleer bir saldırı yapacağını düşüncesi hakimdi. ABD, bombardıman uçaklarını haftada birkaç defa Sovyet Hava Sahasına kadar girip daha sonra geri çekerek tahrik uçuşları yapıyordu.
Sovyetler'in radarları bu uçuşları gördüğü an alarmlar yanıyordu. Alarmlar ve uçuşlar, Sovyetler Birliği'ni olası saldırılara karşı oldukça endişelendiriyordu.
O Gün Gelip Çattı..
26 Eylül 1983 tarihinde büyük bir dönüm noktası olacak olan o olay gerçekleşti. Stanislav Petrov, Sovyet Hava Kuvvetleri'nde bir yarbay olarak görev yapıyordu. Görevi, radarlara yakalanan nükleer bir füze saldırısı olursa üstlerine bildirmekti.
Böylelikle Sovyetler Birliği, olası bir saldırıya karşı vermek için nükleer saldırıya geçecekti. Böylece Üçüncü Dünya Savaşı başlamış olacaktı. Gece yarısına yaklaşırken radarlara yakalanan bir sinyal geldi. ABD'den Sovyetler Birliği'ne doğru bir füze atılmıştı.
Petrov, Savaşı Engelleyen O Hamleyi Yaptı!
Radarlardan gelen uyarının güvenilirlik seviyesi fazlaydı. Bu sinyallere göre ABD'den Sovyetler'e doğru nükleer bir saldırı başlatılmıştı. Stanislav Petrov'un yapması gereken tek şey uyarıyı üstlerine bildirmekti. Fakat Stanislav Petrov, bunu yapmadı.
Üstlerine bu sinyallerin sistemden kaynaklanan bir problem olduğunu bildirdi. Birkaç dakika sonra Petrov'un dediğinin doğruluğu teyit edilmiş oldu. Gerçekten de herhangi bir saldırı düzenlenmemişti ve Petrov, doğru bir hamle yaparak üçüncü dünya savaşının başlamasına engel olmuştu.
Sinyaller Yanlış Olduğunu Nereden Anladı?
Eğer sinyallar doğru olsaydı yani ABD, Sovyetler Birliği'ne nükleer bir saldırı gerçekleştirseydi Sovyetler Birliğ bu saldırıya karşı hazırlıksız yakalanacaktı. Bu sebeple bütün suç Stanislav Petrov'un üstüne kalacaktı. Fakat Stanislav Petrov'un hamlesi doğruydu. Petrov, seneler sonra verdiği bir demeçte o kararı vermesini sağlayan nedenleri saydı. Sinyallerde beş tane füze geldiğini görmüştü.
Petrov'un açıklamalarına göre ABD, bir saldırı gerçekleştirecek olsaydı füze sayısı beşten daha fazla olurdu. Ayrıca Sovyetler'in radar sistemi henüz yeniydi ve güvenilirliği de sağlam değildi. Zira daha sonradan radarın yanlış sinyal vermesinin nedeninin güneş ışınlarından dolayı olduğu anlaşılacaktı.
Stanislav Petrov'a Ödüller Verildi
Stanislav Petrov'un bu cesaretli hamlesi, ilk zamanlarda yeterli ilgiyi alamamasının sebebi Sovyetlerin sıkı askeri gizlilik kuralları gereği bu durumun 1998'e kadar açıklanmamasından dolayıydı.
Fakat daha sonra bu olay açığa çıktıktan seneler sonra Alman gazeteci Karl Scumacher, Petrov'u aramaya başladı. Scumacher, Petrov'un izini Rusya Federasyonu'nda buldu. Bir apartman dairesinde yaşamını sürdürüyordu. Alman gazeteci kendisiyle bizzat buluştu ve röportaj gerçekleştirdi. Böylelikle onun hikâyesi tüm dünyaya yayıldı.
Hikâyesi öğrenilince Petrov'a birçok yerden ödüller verildi. 2014'de ''Dünyayı Kurtaran Adam'' adlı bir belgeselde kendisinden sıkça bahsedildi. Stanislav Petrov, 2017'de yaşama veda etti; ancak ardında olası bir felakete sürüklenmemiş bir dünya bırakarak..