Görmedim, duymadım, bilmiyorum anlamlarını temsil eden üç maymunu hemen hemen hepimiz tanıyoruz. Peki bu üç ifadenin maymunla anlatılmasının bir sebebi var mı?
Üç maymunun hikayesi düşündüğümüzden çok daha eskiye dayanmaktadır. 8. Yüzyılda Hindistan felsefesinin ürünü olarak bilinen üç maymunu ilk kez 17.yüzyılda Japonya’da Tokugawa’nın anısına yapılan anıtın ön yüzünde görüyoruz. Anlaşıldığı gibi Hindistan felsefesinden doğup Budist rahipler tarafından Japonya’ya kadar getirilmiştir.
İlk çıkış noktası Hindistan olan bu üç maymunun adı; Mizaru, Kikizaru, Iwazaru’dur. İsimlerinin karşılığı; görmezsek, işitmezsek, konuşmazsak anlamlarına gelmektedir. Hindistan’daki üç maymun “Vadjra” düşüncesine dayanmaktadır. Vadjra asılında bir Tanrıdır. Bu düşünceye göre Vadjra’nın üç gözü ve birçok eli vardır. Ellerinin sayıca çok olması; gözlerini, kulaklarını ve ağzını kapatmasına yaramaktadır. Vadjra baş kısmındaki uzuvlarını kapatarak insanların kötülüklerine şahit olmamakla birlikte onların kötülüklerinden kendini soyutlamaktadır.
Hindistan’daki bu düşünce Japonya’ya gelene kadar bazı değişikliklere uğramış ve günümüzdeki üç maymunun ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Japonya’daki hikâye ise şu şekildedir: Eski zamanlarda dağda yaşayan akıllı ve iyi bir maymun kral varmış. Maymun Kralın yaşadığı dağın karşısında ise şeytan yaşarmış. Bu kralın çok akıllı, danışman olarak nitelendirdiği üç maymun varmış. Kral ve halkı refah içinde mutlu bir yaşam sürermiş. O zamanlar halk arasındaki inanışa göre; karşı dağdaki şeytanın siluetini gören ve sesini duyan taş kesilir, maymun krallığının felakete uğramasına sebep olurmuş.
Bir gün kralın akıllı olan bu üç maymunu gezintiye çıkmış. Gezinti sırasında çalılıklardan gelen bir ses duymuşlar. Sesin peşine gitmeleri maalesef şeytanı görmelerine sebep olmuş. Şeytanı gören üç maymundan biri hemen gözünü kapatmış ama ne fayda şeytanın sesini duymuş. Diğeri kulağını kapatmış ama siluetini görmüş. Sonuncu maymunsa hiçbir şey yapmamış şeytanı hem görmüş hem de duymuş, yapabileceği tek şeyin bu sırdan kimseye bahsetmemek olduğunu düşündüğü için ağzını kapatmakla yetinmiş.
Kalplerinin taşlaşacağını ve yaşadıkları krallığı felakete uğratacağını bilen bu üç maymun gece boyunca söğüt ağacının dibinde durup ne yapacaklarını düşünmüşler. En son bu sırdan kimseye bahsetmemek için ellerini kapattıkları yerden çekmeyerek krallarına ve halkına zarar vermemeye yemin etmişler.
O günden sonra nerde; ağzı, burnu ve kulakları kapalı biri görülse şeytanı gördüğü ama çevresindekilerin iyiliği için susmaya yemin etmiş kişiler olduğu düşünülmüş.
Günümüzde de oynamak zorunda kaldığımız üç maymunun hikayesi buraya dayanmaktadır.
Bu gibi haberlerinin devamı için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Benzer içerikler için buraya tıklayınız.