Türklere Karşı Yapılan İnsanlık Dışı Eylem: Navarin Katliamı

Yayın Tarihi: - Güncelleme Tarihi:

Yunanlıların yaklaşık 3000 Türk'ü canice katledildiği, adından pek de bahsedilmeyen olay Navarin Katliamını sizler için derledim.

Türklere Karşı Yapılan İnsanlık Dışı Eylem: Navarin Katliamı

Türklere Karşı Yapılan İnsanlık Dışı Eylem: Navarin Katliamı

Navarin şehri veya Navarin Kalesi, Mora Yarımadasının batısında bulunan ve "Akdeniz'in kalbi" olarak nitelendirilen stratejik bir öneme sahip yerdir. Osmanlı'nın en büyük donanma üssüdür. Bu yüzden Navarin Kalesi son derece sağlamlaştırılmış ve iyi tahkim edilmiş bir yerdir. Ancak Osmanlı'nın çöküşü ile beraber donanma Akdeniz'de hakim konumunu kaybetmiştir. Çeşme'de ise Ruslar tarafından neredeyse tamamen yok edilmiştir. Bunun sonucu olarak da Osmanlı Navarin savunmasından yoksun kalmıştır. 

 

1821 Yunan isyanı esnasında Navarin Limanı Yunan isyancılarının kontrolüne geçmiştir. Navarin Limanı'nın Yunan isyancıları tarafından kontrol altına alınmasının ardından, Türkler Navarin Kalesi'ne sığınarak aylarca burada abluka altında kalmışlardır. 

Yunan isyancıları tarafından 1821 senesinin mart ayında başlatılan Navarin Kuşatması'nın 6. ayında, kaledeki yiyecek stokları yavaş yavaş tükenmeye başlamıştır. Kaledeki Türkler açlık tehlikesi ile karşı karşıya kalmışlardır. Hal durum böyle iken Rus, İngiliz, ve Fransız temsilcilerin araya girmesi ile Yunan isyancılar ile Navarin Türkleri arasında güvenli bir geçiş antlaşması yapılmıştır.

 

Navarin Katliamı

 

Bu antlaşmaya göre, Navarin'deki Türkler limana güvenli bir şekilde geçişi sağlanıp gemilere binmeleri ve Mısır'a gitmelerine karar verilmiştir. Antlaşma dahilinde Türkler Navarin'den güvenli bir şekilde çıkış yapacak, ancak değerli eşyalarını, paralarını ve mücevherlerini Yunanlılara bırakacaklardı.

Yine antlaşmaya istinaden ve yabancı temsilcilere duyulan güven neticesinde 19 Ağustos 1821 tarihinde Navarin Kalesinin kapıları açıldı. Kapıların açılmasıyla beraber teslim olan Türklere aniden saldıran Yunan isyancılar; yaşlı, kadın, çocuk, ayırt etmeksizin tamı tamına 3000 Türk'ü barbarca katletti.

 

Navarin Katliamı

 

İskoç tarihçi George Finlay, 19 Ağustos 1821'de Navarin'de yaşanan hadiseleri tarihe şu şekilde not düşmüştür: 

"Mermiler ve kılıçlarla yaralanmış kadınlar kaçmak umuduyla denize koştu, bu sırada kasten vuruldular. Kollarında bebekleri olan annelerin kıyafetleri çalındı ve tek gizlenme yeri olan denize koştular, suda çömelirken insanlığını kaybetmiş tüfekli askerler tarafından vuruldular. Yunanlar bebekleri annelerinin kollarından aldı ve kayalara vurdu. Üç ve dört yaşlarındaki çocuklar denize atılarak boğuldu. Katliam bittiğinde cesetler ya denize atıldı ya da sahile yığıldı ve bir salgın hastalık tehdidiyle karşı karşıya kalındı."

 

Navarin Katliamı

 

Navarin katliamının üzerinden 1 ay geçmesinden hemen sonra Türklerin Mora'daki son direnme merkezi olan Tripoliçe'de Yunan isyancıları tarafından çok daha büyük bir katliam yapılmıştır. İngiliz tarihçi ve asker Thomas Gordon, öldürülen sivillerin sayısının 8.000 civarında olduğunu tahmin ederken, 8.000 kadar da Osmanlı askerinin öldürüldüğünübelirtmektedir. 

 

İngiliz tarihçi Walter Alison Phillips Tripoliçe katliamı hakkında şunları kaydetmiştir:

‘’ Üç gün boyunca şehrin sakinleri, bir vahşi çetenin kötülüğüne ve keyfine bırakıldı. Yaş ve cinsiyet ayrımı yapılmadı. Kadınlar ve çocuklar, öldürülmeden önce işkencelere tabî tutuldu. Katliam o kadar büyüktü ki, Kolokotronis kapıdan hisara kadar atının ayaklarının yere hiç dokunmadığını söyledi. Şehirdeki Yunan zaferinden sonra yol kenarları cesetler ile doldu. Kadınların ve çocukların bulunduğu Müslüman kitleleri, yakınlardaki dağlarda sığır gibi doğrandı.‘’ 

 

Navarin Katliamı

 

 

William St. Clair katliam esnasında Tropoliçe’de bulunan yabancı subayların şahit oldukları olayları şu şekilde anlatmıştır: 

"10 bin üzerinde Türk öldürüldü. Paralarını sakladığı şüphe edilen tutsaklar işkence edildi. Kolları ve bacakları kesildi ve ateşin üzerinde yavaş yavaş kızartıldılar. Hamile olan kadınların karınları kesildi, kafaları kesildi ve köpek kafaları bacaklarının arasına sokuldu. Cumadan pazara kadar hava cığlık sesleriyle doluydu.... Bir Yunan 90 kişiyi öldürdüm diye övünüyordu. Yahudi topluluğu sistemli bir şekilde işkenceden geçirildi.... Haftalarca aç bırakılan Türk çocukları çaresiz yıkıntıların arasında koşarken Yunanlar tarafından yere atıldılar sonra vuruldular.... Su kuyuları cesetlerle dolduruldu..."

Yunanistan'daki Türkler arkalarında az iz bıraktılar. 1821 ilkbaharında dünyanın geri kalanı tarafından arkalarından gözyaşı dökülmeden ve farkedilmeden aniden yok oldular. Bir zamanlar Yunanistan'ın bütün ülkenin etrafına dağılmış büyük bir Türk nüfusuna sahip olduğuna bile inanmak zordu.

Bu ailelerin arasında varlıklı çiftçiler, tüccarlar, memurlar yaşıyordu ve yüzlerce yıl boyunca burada yaşamış ve buraları kendi yurtları olarak kabul etmişlerdi... Kasıtlı ve acımasızca öldürüldüler ve hiçbir zaman pişmanlık gösterilmedi."

 

1821 yılında Mora'da yaşanan olaylar, bugün Yunanistan milli marşının mısralarında yer almaktadır. Yunanlar, gerçekleştirdikleri bu soykırımı milli marş yapmaktan herhangi bir çekince duymamışlardır.

Navarin Katliamı

 

 

 Benzer içerikler için buraya tıklayınız.

Bu gibi haberlerinin devamı için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

Gönder
runtobet casino siteleri