Denizcilik faaliyetlerinin başladığı günden, bugüne kadar var olan “korsanlar” her zaman denizcilerin korkulu rüyası olmuştur. Peki, bunlar arasında en tehlikeli olanlar hangileriydi?
En ünlü ve en kötü korsan olarak tanınan Edward Teach, listenin ilk sırasında yer almakta. 4 gemiye ve 300 kişilik bir korsan tayfasına sahip olan Teach’ın ismi ise uzun ve örgülü sakallarından gelmektedir.
Gemilerinden birisinin ismini “Kraliçe Anne’nin İntikamı” koyan korkunç korsan Teach, girdiği her savaştan önce piposunu yaktığı için de “Duman Saçan Şeytan” lakabıyla anılmıştır.
Faaliyetlerine, denizleri korsanlardan temizlemek maksadıyla başlayan Kidd, işin sonunda kendisini de korsan olarak buldu. “Macera Kadırgası” gemisinin sahibi olan Kidd, Hintli bir gemi firmasına saldırı düzenlemiş ve bunun üzerine kellesine ödül konulduğunu öğrenince elde ettiği tüm ganimetleri New York yakınlarında ki bir adaya gömmüştür.
Cezadan kaçması çok da uzun sürmeyen Kidd, Boston şehrinde yakalanmış ve İngiltere’de idam edilmiştir.
Kızıldeniz’in Karanlık Efendisi olarak tanınan Tew, bu lakabı; Kızıldeniz’de 300 kişilik bir Hint ticaret gemisini, yalnızca 30 kişilik bir ekiple ele geçirdikten sonra elde etmiştir.
Müslüman tüccarlara adeta bela olan Thomas Tew, yine bir Müslüman ticaret gemisine yaptığı saldırı esnasında öldürülmüştür.
İmajı, diğer korsanlara göre bambaşka olan Dampier, Dünya’yı tam 3 defa dolaşmış bir korsandır. İngiliz korsanı diğerlerinden ayıran yanı ise oldukça yakışıklı ve bilimci olmasıdır. Hatta korsan dünyasında “Bilimci Korsan” olarak tanınmaktadır.
Hayatı gayet yolunda giderken bir anda ortadan kaybolan Dampier’in İngiltere açıklarında korsan faaliyetlerine katıldığı ve defalarca kez sıcak savaşlara girerek düşmanlarını zekâsıyla alt üst ettiği belirtilmektedir.
Hepimizin “korsan” denilince aklına gelen iki kılıçla birlikte çizilmiş kafatası bayrağını ilk kullanan kişi, Rackham’dır. Öyle ki Karayip Korsanları’nda ki Jack Sparrow karakteri de Rackham’dan esinlenerek canlandırılmıştır.
Birçok ünlü filme de konu olmuş olan Çinli korsan Tsai, henüz 15 yaşındayken korsancılık faaliyetlerine başlamıştır. Ancak denizdeyken başka korsanlar tarafından esir alınır ve bir korsan olarak yetiştirilir. Esir düştüğü korsan ölünce de onun evladı gibi yetişen Tsai, yerini almış ve 600 gemilik filoyla birlikte 50 bin kişilik korsan tayfasına komuta etmiştir.
Akdeniz kıyılarında korsanlık yapan Mami, bazı savaşlarda Osmanlı donanmasına da yer yer destek olmuştur. Fakat Arnavut Mami’ye esas ün kazandıran şey ise, “Don Kişot”un yazarı Miguel de Cervantes’i esir alması olmuştur.
Ele geçirdiği İspanyol gemisinden sağ olarak bıraktığı Cervantes de Mami’nin elinden kurtulduğunda Don Kişot’u yazmaya başlamıştır.
Barbaros Hayrettin Paşa’nın ağabeyi Oruç Reis, hak gasp eden bir korsan değil; bilakis kendi topraklarının bekâsı uğruna mücadele eden bir liderdi. Öyle ki Cezayir’de yaptığı yardımlar sebebiyle kendisinden “Baba” olarak bahsedilir.
Akdeniz açıklarında girdiği savaşlarda küçük filolarıyla, büyük gemileri zapt eden Oruç Reis; İspanyollarla girdiği bir mücadele esnasında öldürülmüştür.
İspanyol donanmasının korkulu rüyası olan Drake, Osmanlı donanması komutanları gibi; devleti uğruna mücadeleler vermiştir. 16. Yüzyılın en ünlü korsanlarından olan Drake, İspanyolların ticaret gemilerine yaptığı yıkıcı saldırılar neticesinde ün kazanmıştır.
Şuana dek duyduğunuz tüm korsanları unutun… Şimdi okuduğunuz korsan, bırakın gemiyi, tayfayı, filoyu; koca bir donanmaya ve hatta devlete sahipti. Bu, Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa’dır.
Kızıl Sakalları olan Hayrettin Paşa’yı, Avrupalılar; Barba Rossa (Kızıl Sakal) lakabıyla tanıyorlardı.
Akdeniz’de yaptığı vurgunlarla adından söz ettiren Barbaros, çok geçmeden Cezayir’in kontrolünü de eline geçirmiştir. Zaten bir çok devletin donanmasına diz çöktüren Barbaros Hayrettin Paşa, Osmanlı donanmasına katıldıktan sonra da Akdeniz’in Türk Gölü olmasını sağlamıştır.
Korsanlar neden tek gözlerine göz bandı takarlar, bunun oldukça mantıklı bir sebebi vardır. Sizin için derledim.