Süleyman Soylu Kimdir?
Süleyman Soylu 21 Kasım 1969’de İstanbul’da dünyaya geldi. Aslen Trabzon’lu olan Soylu İlk ve ortaöğrenimini İstanbul'un Gaziosmanpaşa ilçesinde bitirdi. Eğitimine Plevne Lisesinde başlayan ve ardından Karadeniz Teknik Üniversitesi sürdüren Soylu, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinde eğitimini tamamladı.
Meslek kariyerine ilk önce 1990’da İstanbul Menkul Kıymetler Borsası aracı kurumlarında başladı. 1989 yılında okul arkadaşlarıyla beraber kurduğu bir şirketle ticaret hayatına girişen Soylu, 1995’de kendi kurduğu şirketiyle siyasi hayatının yanında ticari hayatına da devam etmektedir.
Süleyman Soylu'nun Siyasi Kariyeri
Siyasi kariyerine ilk önce 1987’de Doğru Yol Partisinin Gençlik Kolları'nda göreve gelerek başladı. 1987-1990 arasında DYP İl Teşkilatının Gençlik Kolları Yönetim Kurulu üyeliği ve teşkilat başkanlığı görevine atandı. 1995’de DYP Gaziosmanpaşa ilçe örgütünün yönetim kurulu üyesi oldu. Daha sonra 17 Temmuz 1995 tarihinde sözü edilen ilçe teşkilatının başına getirilen Soylu, 25 yaşında Türkiye’nin en genç ilçe başkanı oldu.
18 Nisan 1999 tarihinde yapılan yerel seçimlerde Gaziosmanpaşa belediye başkanlığı için yarıştı fakat seçilemedi. 29 Nisan 1999'da İstanbul il başkanlığı görevine atandı ve 2002 genel seçimleri öncesi milletvekili adayı oluncaya dek bu göreve devam etti. Soylu, DYP önemli görevlere getirildiğinde o dönemin parti Genel Başkanı ve İstanbul milletvekili Tansu Çiller’in gözdelerinden biriydi.
Süleyman Soylu ve Demokrat Parti Genel Başkanlığı
2007 genel seçimleri Demokrat Parti’nin seçimlerde baraj altında kalmasından sonra Mehmet Ağar’ın istifasının ardından yapılan olağanüstü genel kurulun üçüncü turunda Soylu, geçerli 800 oyun 529'unu aldı ve genel başkanlık koltuğuna oturdu. 15 Kasım 2008'de yapılan Demokrat Parti 9. Olağan Kongresi'nde 993 oy geçerli oyun 922'sine sahip olan Soylu, bir kez daha genel başkanlığa seçildi.
Soylu 2009 yerel seçim çalışmaları kapsamında yaptığı bir konuşmada "Yerel seçimlerde Tayyip Erdoğan’a gününü göstereceğiz" dedi. Soylu’nun söz konusu demeci verdiği konuşmasının tamamı ise şu şekilde;
“Türkiye’de siyaset adına hava atmaya çalışan AKP ve Tayyip Erdoğan’a o yerel seçimlerde gününü göstereceğiz. Allah selamet versin bir tarafta Erdoğan medyası, bir tarafta Doğan medyası yok yani yer yok ama doğruyu hepsi görecekler. Bugün AKP’nin iktidarda olması AKP’nin maharetinden değil. Bizim kabahatimizden biz kabahatimizi biliyoruz. AKP’den bu milleti kurtaracağız.”
2009 yerel seçimleri öncesinde, nihai hedefinin 2007 genel seçimlerinde elde edilen %5,4'lük oy oranının üstüne çıkmak olduğunu söyledi ve "%5,4'ün altında kalırsak çekilirim." dedi. Yerel seçimlerde il genel meclisi oylamasında partisi %4’te kalınca Seçimin ertesi günü yaptığı açıklamada "Ben bildiğiniz siyasetçilerden değilim." beyanında bulunarak istifa edeceğini ve kongrede yeniden aday olmayacağını açıkladı. Fakat 12 Mayıs tarihinde bu kararından ‘’vazgeçtiğini’’ ve tekrar aday olacağını söyledi. 16 Mayıs 2009 tarihinde kendi talebiyle yapılan 5. Olağanüstü Büyük Kongre'de 3. tur oylamasının hemen öncesinde adaylıktan çekildiğini söyledi.
2010 Anayasa Değişikliği Referandumu
Referandum için ülke genelindeki farklı üniversitelerden ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarından gelen davetlerle Türkiye’nin birçok bölgesinde panel ve konferanslara katılım gösterdi. 12 Eylül Referandumu için sunulan söz konusu anayasa değişikliği paketinin, Türkiye’nin dönüşümü ve demokratikleşmesi için hayati bir öneme sahip olduğunu savunan Soylu, "Demokrasi Buluşmaları" ismini verdiği bir dizi seminer düzenledi ve tanıdıklarıyla beraber Türkiye’yi dolaşarak "evet" oyu yönünde propaganda yürüttü.
Bu referanduma Fethullah Gülen’de destek vermiş, ‘’ölülerin bile mezardan kaldırılıp oy kullandırılması gerek’’ diyerek bu referandumun kendileri için ne kadar önemli olduğunun altını çizmişti. Soylu bu faaliyetleri sonrası Hüsamettin Cindoruk’un genel başkan olduğu Demokrat Parti'den ihraç edildi. Bunun nedeni ise DP’nin ‘’hayır’’ oyu yününde propaganda yapması ve Soylu’nun parti politikasına aykırı davranmasıydı.
Süleyman Soylu'nun AKP’ye Katılması ve Bakanlık Dönemi
Geçmişte AKP ve genel başkan Tayyip Erdoğan hakkında çok ağır ithamlarda bulunmuş, hakarete varan eleştiriler yapmış ve yolsuzluk suçlamaları yöneltmişti. AKP hükümetinin ‘’paçalarından yolsuzluk aktığını’’ ve Türkiye’de ihalelere fesat karıştırdığını ve yandaş belediyecilik yaptığını ileri sürmüştü. Demokrat Parti döneminde yaptığı bir mitingde, AK Parti'nin Türk Telekom’da yolsuzluk yaptığını öne süren Soylu, "Eğer tertemiz bir adamsam, eğer dürüst bir adamsam, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenden hesap sormazsam namerdim." ifadelerini kullanmıştı. Soylu yaptığı bir konuşmasında Erdoğan’ın 2003’te attan düşmesine göndermede bulunarak, ‘’At üstünde duramayan ülkeyi de yönetemez’’ demişti.
Soylu, Başbakan Erdoğan’ın daveti üzerine 5 Eylül 2012'de AKP Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen ‘’genişletilmiş grup toplantısında’’ törenle AK Parti’ye katıldı. 30 Eylül 2012 tarihinde AKP Merkez Karar ve Yönetim Kuruluna seçildi, Bunu takiben Ar-Ge’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine atandı. 2015 genel seçimlerinde AKP Trabzon milletvekili seçildi. 12 Eylül 2015 AKP 5. Olağan Kongresinde bir kez daha Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildi. 13 Eylül 2015 tarihinde Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini Mustafa Ataş’a bıraktı.
Soylu AKP’ye katıldıktan sonra yaptığı bir konuşmasında ‘’Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin ezeli ve ebedi başkanıdır’’ ifadelerini kullanmış, bu ifadeleri tepki çekmişti. Hatta Soylu’ya bu ifadeleri sebebiyle bazı AKP’liler bile tepki göstermişti.
Kasım 2015 genel seçimlerinde Trabzon 1. sıra adayı oldu ve bir kez daha seçilerek TBMM’ye girdi. 24 Kasım 2015 tarihinde Ahmet Davutoğlu tarafından kurulan hükümette Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevine atanan Soylu, Davutoğlu’nun istifası sonrası Binali Yıldırım tarafından kurulan hükümette Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevini sürdürü. İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre, Soylu’nun bakanlık yaptığı 2016 senesinin ilk 7 ayında bin 49 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
Süleyman Soylu'nun Bakanlıktan ‘’İstifa’’ Etmesi
10 Nisan 2020 tarihinde koronavirüs dolayısıyla ilan edilen 2 günlük sokağa çıkma yasağının aynı gün iki saat önceden durulması nedeniyle vatandaşların market ve fırınlarda yoğunluk oluşturması tepkilere yol açtı. Bu yaşanan süreçte kararı duyururken "Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla" demesine karşın sorumluluğun kendine ait olduğunu söyleyerek 12 Nisan 2020 tarihinde İçişleri bakanlığı görevinden istifa ettiğini açıkladı. Fakat iletişim başkanlığı tarafından yapılan açıklamada Erdoğan tarafından bu istifanın kabul edilmediği belirtildi.
Sedat Peker'in İddiaları
Organize suç örgütü lideri Peker’in 13 Mayıs 2021’de yayınladığı videoda Süleyman Soylu'nun Bakanlık nüfusunu kullanarak Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan üzerinde bir şüpheliyi serbest bırakması için baskı yaptığını ve bu sebeple Çalışkan'ın intihar ettiği öne sürüldü.
Süleyman Soylu ise Twitter üzerinden verdiği yanıtta Sedat Peker'in iddialarının yalan ve iftira olduğunu söyledi.
Sedat Peker, yaptığı bir paylaşımda Soylu’nun gazeteci Hadi Özışık aracılığıyla kendisiyle pazarlık yaptığını belirtti. Özışık’ın bunu reddetmesi üzerine Peker, Özışık ile gerçekleştirdiği görüntülü telefon görüşmesinin kaydını paylaştı
Süleyman Soylu 2011'de Verdiği Bir Röportajı
Ayrıca Süleyman Soylu, 2011'de katıldığı bir televizyon programında Ersoy Dede'ye verdiği bir röportajda,
‘’Burada, herkesin huzurunda, Savcı Zekeriya Öz; milletim adına, geleceğim adına, çocuklarım adına, ülkemin yarınları adına minnettarım ve müteşekkirim. Sadece kendisine değil, arkadaşlarına da. Bizim hayallerimizi altüst etti. Bizim geçmişte yaşadığımız meselelerdeki bütün kara tablolarımızı bertaraf etti. Türkiye'de halkın da iktidara gelebileceğinin en önemli işaretlerinden birisini verdi. %58'lik Evet'te onun çok payı var. Ortaya koymuş olduğu kararların payı var. Ben bunu çok önemsiyorum.’’ dedi.
Zekeriya Öz hakkında 2015 yılında FETÖ üyeliğinden soruşturma açılmış ve HSYK tarafından meslekten ihraç edilmişti. Öz bunun üzerine yurt dışına kaçmıştı. Zekeriya Öz şu an hala firari durumdadır ve Soylu’nun başında olduğu İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı ‘’Terörden Arananlar’’ listesinin ‘’Gri’’ kategorisinde yer almaktadır.