Küçük yaşında suçsuz yere idam edilen George Stınney'in acı hikayesini sizin için derledik.
11 yaşındaki Betty June Binnicker, Güney Carolina'da ailesiyle beraber yaşarlar. Betty, zamanını çoğunu arkadaşlarıyla birlikte dışarda oyun oynayarak geçirirdi. 7 yaşındaki Mary Emma Thames, en yakın arkadaşıydı. Birlikte okuldan eve gelir gelmez dışarı çıkıp geç saatlere kadar eve gitmezlerdi. Bundan tam 75 yıl önce oyunlar oynamak için evden iki çocuk da ayrıldılar. En sevdikleri de kırlarda çiçek toplayıp, bisiklet sürmekti. O gün de Alcolu yakınlarında gezmek, eğlenmek için plan yaptılar.
Mart ayı olduğu için hava çok soğuk idi. Betty ve Mary, aileleriyle vedalaşıp yola çıktılar. Bu veda, ailelerini son görüşleriydi. O gün iki çocuk da eve dönmez. Mary’nin anne ve babası, akşam olmasına rağmen kızları eve gelmeyince Betty’nin evinde olabileceğini düşünüp Betty'nin evine giderler. Gittiklerinde Betty’nin de eve gelmediğini öğrenen aile daha da korkmaya başlar. İki aile de ters giden bir durumun olduğunu düşünürler. Çocuklarını aramaya başlarlar fakat kime sorsalar olumsuz cevap alıp çocuklardan haber alamadılar. Artık kızların kayıp olduğunu düşünüp, gece saat 11 gibi polise gitmeye karar verdiler.
Ekiplerden biri aileye sorular sorarken diğer ekip de köpeklerle birlikte aramaya başlatır. İki aile de ifadesinde, çocuklarının evden kaçmayacağını, mutlu olduklarını bahsettiler. Olaydan 2 gün geçince polisler bir görgü tanıkları buldular. Tanığın ifadesi de Marry ve Betty'i Alcolu'da gezerken gördüğünü ama şüpheli bir durum sezmediği yönündedir.
Diğer tanık da Mary ve Betty'i siyahi bir gençle sohbet ettiklerini gördüğünü söyledi. Kayboldukları gün Marry ve Betty, 13 yaşındaki George Stinney ismindeki çocukla sohbet ettiler. Polisler bu ifadenin üzerine George'un evine gidip merkeze getirdiler. George, polisler gelirken bir açıklama yapmadıkları için niye geldiğini sorgulayarak korku dolu bakışlarla bekler. Mary ve Betty bir zaman sonra hendekte, Francis Batson adında bir rahip tarafından bulunur. Sorguya çekilen George, her şeyi itiraf eder.
Polislerin yaptığı açıklamaya göre George, ikisinin de öldürüp tek başına bir hendeğe atmıştı. George Stinney, Güney Carolina'daki Alcolu'da yaşardı. O dönemde Alcolu, siyah ve beyazlar olarak ikiye ayrılırdı. İki tarafı birbirinden ayıran tren yolu vardı. Siyahlar, tren yolunun karşısında yaşar ve beyazlar da o bölgeye geçemezdi. George'un 2 abisi 2'de kız kardeşi vardır. Sorguya abisi de getirildi fakat suçsuz olduğu anlaşılarak serbest bırakıldı. Polislerin iddiası, George; Mary ve Betty olayında kız kardeşi Aime'den yardım alarak yaptığı yönündedir. George, Mary ve Betty'i o gün gördüğünü kabul etti. İki kız, George ve kız kardeşi Aime'nin yanına gelip söyledikleri çiçeğin nerde yetiştiğini sordular. Birçok kaynakta, George polis merkezine geldiğinde ailesiyle görüştürülmesine izin verilmez. Başka kaynaklara göre de ailesiyle 1 defa görüştürülür.
George, mahkemesine kadar hapiste kalmaya devam etti. Görevliler ona az yemekler verip susuz bıraktılar. Zaman geçtikten sonra George'un çok agresif bir kişiliğinin olduğunu ve okuldaki arkadaşını bıçakladığı yönünde iddialar ortaya çıktı. İddiaları ortaya atan da George'un öğretmeni siyahi bir kadındır. Olay herkesin kulağına gitti. George'un ailesi bir zaman sonra evden kovuldu.
George'un babası da işten atılır. George, 81 gün boyunca mahkeme gününü bekledi. Linç edilme durumu olabileceğinden uzak bir hapishanede kaldı. 81 günün ardından duruşma günü geldi. George, avukatı olmadan sorgulandı. O gün de formalite icabı George'ye bir avukat atandı. George’un olayı itiraf edip kendi yazdığı bir kağıt parçası hakime verildi. Tüm bunların sebebi kızlarla görüştüğü o iki dakika oldu ve başka hiçbir kanıt bulunamadı. Mahkemeye hiçbir siyahi alınmadı. George'un ailesi de salona giremedi. George'a atanan avukat da vergi komisyoncusu Charles Plowden'dı. Avukat, George'un her şeyi itiraf ettiğini söyleyen 3 polisin açıklamalırına çok sakin kaldı. Tanıklara çapraz sorgu bile yapmadı. Duruşma 1 gün sürdü ve jürilerin 10 dakikalık bir görüşmesinin ardından bitti. Hakim, George'un idam edilmesine karar verildiğini söyledi. Üstelik idam günü de 2 gün sonraydı.
George, idam gününü beklemek için Colombia hapishanesine gider. Bazı kaynaklar mahkemeden sonra ailesi George'u gördüğü yönündedir. George Stinney, 16 Haziran 1944’de idam edildi. Sabah 7:30'da idam bölümüne getirildi. O zamanlar boyu 1,55 cm, kilosu ise 40 kg’dır. George’nin arkadaşları hapishanede sürekli idam günüm bugün mü diye sorular sorduğunu söyledi. Başka bir mahkum, George’nin her şeyi anlatması için 80 gün boyunca şiddet uyguladığını da söyledi. Yıllar sonra Ray Chandler ismindeki avukatı bu olayı inceledi. George’nin ailesi, 25 Ekim 2013'te yeniden bir dava açtı. Kanıtlar tekrar mahkemeye sunularak Ocak 2014'te duruşma yapıldı. Aralık 2014’de hakim, Carmen Mullen George'un masum olduğu kararına vardı. Küçük yaştaki bir çocuk için insanlık dışı ceza uygulandığını anladı. Kızların ailesi ise George’nin katil olduğuna inandıklarını, bu kararla da çok üzüldüklerini söyledi. George Stinney’in bu acı dolu hikayesi, filme ve kitaba da ilham kaynağı oldu. Stephen King, 1996 yılında yazdığı "Yeşil Yol" adlı kitabında da bu hikayeden ilham alır. Adaletsizlik ise yıllarca konuşulur.
Bu gibi haberlerinin devamı için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Benzer içerikler için buraya tıklayınız.