Yüzyıllardır süregelen ‘’elma’’ motifi gerek yaratılışta, gerek sanat dallarında gerek yaşamdan alıntılarda karşımıza sıkça çıkmıştır. Genelde yasakla özdeşleşen elma motifi, insanlığın başlangıcı kabul…
Peki, aslında nedir bu elmanın büyüsü ve bu büyüye insanlar nasıl kapılmıştır?
Adem ile Havva’da başlar elmanın laneti.
Tevrat’a göre o zamanlar çok güzel bir hayvan olan yılan, Cennette yaşayan Havva’ya yaklaşmış. “Tanrı bilir ki ondan yediğiniz gün, o vakit gözleriniz açılacak, iyiyi ve kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.” diyerek, onu yasak ağacın meyvesinden yemeğe ikna etmiş, daha sonra da Havva yasak meyveden Âdem’e de yedirmiştir. Kuran-ı Kerim’e göre ise Adem ve Havva’yı yasak ağaca yaklaşmaya teşvik eden bizzat şeytandır. Âdem’e karşı açık bir kıskançlık içinde olan ve ona itaat etmeyi en başından reddeden şeytan, önce Tanrı’nın emrine karşı gelerek Âdem’e secde etmemiş, sonra da onu kandırarak günah işlemesine sebep olmuştur.
Elma motifi yaratılışta kimi kaynaklara göre cinselliği betimler. Çünkü elmayı yedikten sonra Adem ile Havva cinsel organlarını fark ederler. Yani o ana kadar dürtülerinin farkında değillerdir.
Biraz da mitolojiye uzanalım.
Truva savaşı başlamıştır bir ‘’elma’’ ile. Truvalı Paris’ten çok zor bir seçim yapması istenir. Kendisi üç güzel tanrıçadan birini seçip altın elmayı ona verecektir. Bu tanrıçalar Afrodit, Hera ve Athena’dır. Paris’in kalbine dokunan Afrodit olur, zira Afrodit ona güzelliği dillere destan Spartalı Helen’ı vaat etmiştir. Paris elmayı ona verir, Helen ile kaçar ve böylece Truva Savaşı başlamış olur.
Türk ve Altay halk inancında ve mitolojisinde kutlu bir meyvedir. Alma, Olma, Ulma, Ulmo olarak da söylenir. Moğolcası Alıma (Alımah)’dır. Meyvelerin anası ve atası olarak kabul edilir. Ağacının çiçekleri pembe veya beyaz açar. Çekirdekli türlü renklerde meyvası olan bir ağaçtır. Aksakallı kocanın elinden aldığı elmanın kabuğunu yiyen kısır kadın ikiz doğurur. Kızılelma için ordulara kıtalar aşmıştır. Masallarda hep büyülü elmalar vardır. Gizemli bahçelerden hep o çalınmış, üzerine türküler yakılmış, yavuklunun yanağı ona benzetilmiştir. Dünyada en çok türü olan ağaç elmadır. En çok yetiştirilen ve en çok yenen meyve de odur. Kazakistan’ın başkenti Almatı’nın eski adı Alma Ata’dır ve elmanın dünyaya buradan yayıldığına inanılır. Pek çok uygarlıkta elma ile ilgili söylence ve masallara rastlanır.
Bilim de elmayla başlamıştır.
Isaac Newton'ın kafasına mı düştüğü, yere mi düştüğü belli olmayan; hatta düşüp düşmediği bile kesin olmayan elmadır.
"Elmanın düşmesi" Newton'ın kendi yazdığı bir hikayeye dayanır. Bu hikayeye göre newton evinin penceresinden bahçesini izlerken bir elmanın ağaçtan düşüşünü görür ve jeton düşer.
Elmanın düştüğü bu ilk yazılı kaynakta, elma newton'ın kafasına değil yere düşmüştür. Daha sonraları bu hikayeyi newton'ın günlük olaylardan nasıl bilimsel sonuçlar çıkarabildiğini göstermek amacıyla yazdığı da söylenmiştir. Newton'la yapılan konuşmalarda da, Newton, elmanın kafasına düştüğünü söylemez. Elmanın düşüşünü gördüğünü söyler.
Pamuk Prenses neden zehirlenmiştir?
Yaşlı cadı kılığındaki kötü kraliçeden aldığı zehirli elmayı ısıran Pamuk Prenses hastalanır ve bir prens gelip onu kurtarıncaya kadar, derin bir uykuya dalar.
Elma tabii ki özünde masum bir nesnedir, ta ki siz onu zehirleyene kadar. O anda masum olmaktan çıkar, artık kirletilmiştir, öldürücü olmuştur. Tıpkı Ademle Havva’daki gibi Pamuk Prenses için de kirlenen bir masumiyeti, boşa çıkan bir güveni temsil ediyor diyebiliriz o halde.
Bir çok kültürde de kutsallık atfedilmiştir.
Elma ortadan kesildiğinde, her bir yarısı, birer tohum içeren Pentagram şeklinde, iyi ve kötünün gizli bilgilerini betimler. Alevi inancında, elmanın yıldız motifli çekirdek kısmı Hz. Ali’nin alnında beliren Zühre yıldızını temsil etmiştir.
Altın, sarı, yeşil, kırmızı, pembe, bordo gibi renklere bürünen Elma’lar ve elma yaprakları Slav düğünlerinin gelin taçlarında, çelenklerde; bereket, şans, mutluluk için kullanılır. Damat mutlaka bir elma ağacı altında tıraş olur. Elmalı tavuk ve elmalı ekmekler pişirilir.
Musevi Yeni Yılı Rosh Hashanah zamanında, geleneksel ballı elma ve elma reçeli hazırlanarak, yenilenme dileklerinde bulunulur.
Kuzey Avrupa eski geleneklerinde, ilk doğan çocuğun şansı, doğduğu gün koparılan elma ile sınanır. Eğer, içinde kurt bulunursa, kötü bir alamettir ve 21'inci doğum gününde çocuk, meyve tanrılarına çeşitli ritüeller ile adak adamalıdır.
Keltlerde elmalar, gaipten haber alma işine yarar. Günümüze dek gelen ve kabuğunu koparmadan soyarak, ardına atıp, çıkan şekli harflere benzetmekle, gelecekteki eşinin isminin baş harfini bulmaya yarayan kehanet türü de bunlardan biridir.
Peki, gelelim gündelik yaşamımızda elmanın yerine.
Hepimizi bir dönem ekran başına kilitleyen Aşk-ı Memnu’da da bir elma motifi vardır. Bihterle Behlül’ün yasak aşkına atfedilen elma, ilk insanın cezasına ithafen konulmuş gibidir.
Twilight serisinde de elma motifi karşımıza çıkar.
Sonuç olarak; nedir bu elmanın etrafında dönen oyunlar?
Sadece basit bir meyve olan elma gibi günlük hayatın alelade detaylarından biri bile edebi ve kültürel geçmişine baktığımızda ne kadar derine kök salmış olabiliyor. Shakespeare’in sanatın ölümsüzleştirici etkisinden bahsederken kastettiği şeylerden biri de budur belki de, insanların yüzyıllardır belli sembolleri kullanarak onları ve onların işaret ettikleri kavramları ölümsüzleştirmeleri.
Adem ile Havva’da başlayan elmanın da böyle upuzun bir yolculuğa çıkmasının sebebi budur belki de. Kimi zaman yasak oluşunun cezbediciliği ilham vermiş, kimi zaman da kutsaliyetinin önünde eğilinen saygı onu yüzyıllarca öteye taşımış. Yalnız bir şeyden eminiz. Aradan yüzyıllar geçse bile önemini yitirmeyecek ve üzerine yazılıp çizilmeye devam edilecektir.