Megan Meirer olayı, internet ortamında en basit duran şeylerin dahi nasıl kötü sonuçlar doğurabileceğinin en acı örneklerinden birisi.
Megan Meirer 14 yaşında bir kız çocuğuydu. İyi anlaştığı bir kız arkadaşıyla arası açılıyor ve diğer kız bu olaydan oldukça etkileniyor, annesi de bu etkilenme yüzünden organize bir suç ekibi kuruyor. Kızı, on sekiz yaşındaki çalışanı, ve kendisi oturup hep birlikte on altı yaşında, Megan'ın beğenebileceği sahte bir erkek profili hazırlıyorlar.
Yeni taşınmış ve pek bir arkadaşı olmayan çocuğun ağzından yazarak Megan'la tanışıyorlar. Bir süre içinde günde 4-5 saate varan görüşme yapmaya başlıyorlar. Birkaç hafta sonra, Megan'ın kötü biri olduğuyla alakalı duyumlar aldıklarını söyleyerek olumsuz mesajlar atıyorlar. Farklı web sitelerinde özel yazışmaları yayınlanınca ve hakaretin dozu da iyice artınca, kız anne babaya içini dökmeye çalışıyor.
Anne ise babayla hoşlandığı bu çocukla alakalı konuşuyor, hatta işler kötüye gitmeye başlayınca anne polisi arıyor. Anne internete bakmadan duramadığı için Megan'a kızıyor ve tartışıyorlar. Annesi onu odasına gönderince de, kendini asıyor.
Cyber Bullying'i (sanal zorbalık) gerçekleştiren anne Lori Drew, on sekiz yaşındaki çalışan ve kadının kızı, polis tarafından sorguya çekiliyor. Çalışanı, bütün her şeyi anlatıyor. Sanal zorbalık ilgili ilk yasanın çıkması, ancak anne beraat ettikten sonra yürürlüğe giriyor. Ancak kadının işine, evine, arabasına saldırılar düzenleniyor oluyor. Eyalet değiştirmesine rağmen izini bulup orada da saldırılar devam ediyor.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de sosyal medyada yapılan kötü yorumlar ve mesajlar yüzünden her gün binlerce insan siber zorbalıkla karşı karşıya kalıyor. Son araştırmalar, yalnızca İstanbul’da siber zorbalığa maruz kalanların oranının %20’lerde olduğunu gösteriyor.