Osmanlı Devleti’nde sadrazamlık makamına gelen devlet adamları, sahip oldukları iktidarı, padişahın vekili olmanın yanı sıra muazzam servetleriyle de ön plana çıkıyorlar...
Öyle bir makamdı ki akıbetin ölüm olacağı dahi bilinse kimse koltuk mücadelesinden vazgeçmezdi. Nitekim idam edilen Çandarlı Halil Paşa, Mahmut Paşa, Mesih Paşa, Pargalı İbrahim Paşa, Yemişçi Hasan Paşa, Derviş Paşa, Recep Paşa, Tarhuncu Ahmet Paşa, Abaza Mehmet Paşa gibi ismini sayamadığımız pek çok sadrazam sadece makamlarından değil, muazzam servetlerinden, canlarından da olmuşlardır.
Saraydan Bile Daha Zengindiler
Bazı sadrazamların serveti, neredeyse sarayın hazinesi kadardı. Hatta Kanuni Sultan Süleyman’ın veziriazamı Makbul İbrahim Paşa'nın ve III. Ahmet’in veziriazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın hazinelerinin saray hazinesini geçtiği bile söyleniyordu.
Bunlar gibi Mesih Paşa’nın Mısır’da elde ettiği altın ve diğer kıymetli taşlardan oluşan hazinesi dillere destandı. Bu servetler sadece para veya kıymetli taşlardan oluşmuyordu. Altın levhalar üzerine elmasla işlenmiş Kuranı Kerimler, kabzaları değerli taşlarla tezyin edilmiş kılıç ve hançerler, altınla karıştırılmış çelikten yapılan miğfer ve zırhlar, değerli taşlarla süslü eğerler, nadide kumaş ve kadifeler, elmas kakmalarla çevrili tabanca ve tüfekler, altın ve gümüş yemek takımları, yine altından şamdanlar ve buna benzer eşyalar sadrazamların servetlerinde bulunan paha biçilmez diğer hazinelerdi.
Pargalı İbrahim Paşa
Pargalı İbrahim Paşa’nın Mısır’dan İstanbul’a dönüşünde padişaha hediye olarak sunduğu som altından işlemeli taht, ancak büyük bir servet sahibinin yapılabileceği bir jestti. İbrahim Paşa daha sadrazamlık vazifesine getirilmeden kazandığı serveti İstanbul’a yüz yetmiş katır yükü ile taşınmıştır.
Sadrazam, vezir ve diğer yüksek rütbeli memurların maaşları Fatih Kanunnamesinde ayrı ayrı belirtilmişti. Buna göre sadrazamların yıllık geliri bir milyon iki yüz bin akçe idi. Bu miktarın zaman zaman azalıp arttığı oluyordu. Nitekim Pargalı İbrahim Paşa’nın maaşı Sultan Süleyman tarafından bir buçuk kat arttırılmıştı.
Sadrazamların maaş haricinde başka gelir kaynakları da oluyordu. Padişaha gelen hediyelerden veya haraçlardan veziriazamlara hisse verilirdi. Bunun yanı sıra sadrazamlar üst makamlara yaptıkları tayinlerden de “caize” adıyla ciddi miktarlarda para almaktaydı. Şunu da unutmamak gerek sadrazamların masrafları çoktu. Makam ve mevkinin getirdiği harcamalar israfla da birleşince bazı sadrazamların vefatından sonra ailesine bir şey kalmadığı oluyordu.
Rüstem Paşa’nın Serveti
Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan ile evlenen Rüstem Paşa’nın sadrazam olmadan evvel biriktirdiği serveti, makama geldikten sonra muazzam bir seviyeye ulaşmıştı. Paşa vefat ettiğinde geriye 12 milyon altın, 1700 köle, 2900 savaş atı, 185 katar devesi, 780 bin hasene altın, Anadolu ve Rumeli’de 815 çiftlik, 76 su değirmeni, 5 bin ciltten fazla kitap ve pek çok değerli eşya bırakmıştı.
Rüstem Paşa
“Yemen fatihi” olarak bilinen Sadrazam Koca Sinan Paşa’nın ise çıktığı seferlerden çok büyük servet edindiğini Tarihçi Selânikî ifade ediyor. Ulema ve asker çevresine kıymetli hediye veya mevkiler vermek suretiyle iktidarını güçlendiren Sinan Paşa’nın vefatından sonra geriye 600 bin düka, 2 milyonun üzerinde akçe, yirmi küçük sandık dolusu elmas, inci ve değerli eşyalardan oluşan mücevherat, 600 samur 600 vaşak kürk, bin parçanın üzerinde ipekli ve sırmalı kumaş bırakmıştı.
Nasuh Paşa
Muazzam serveti olan sadrazamlardan biri de Nasuh Paşaydı. Nasuh Paşa Diyarbakır Valisi iken Padişaha bir ariza takdim ederek sadrazam Kuyucu Murat Paşa’nın azledilip kendisinin bu makama getirilmesi karşılığında İran’a düzenlenecek seferin tüm masraflarını karşılamayı ayrıca saraya 40 bin altın vereceğini taahhüt etmişti. Lakin paşanın bu isteği reddedildiğini biliyoruz. Daha sadrazam olmadan önemli bir hazineye sahip olan Nasuh Paşa idam edildiğinde geriye 1 milyon duka altını, altın ve gümüş işlemeli 1018 kılıç, İran ve Mısır halıları, ipek ve kadife kumaşlar, çoğu değerli 1.100 binek atı, 40 çift altın üzengi, 1.800 deve, 4.000 yük beygiri, 6.000 sığır, 5000 koyun, muhtelif yerlerde çiftlikler, saray ve konaklar ve 1000 kişiden oluşan maiyeti kalmıştı.