Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, dün sağlık çalışanlarının temsilcileriyle yaklaşık 2,5 saat süren bir çalışma toplantısı yaptıklarını söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Sağlık çalışanlarının sorunlarına ilişkin genel görüşme önerisini 3 grup başkanvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığına sunduk. Sağlık çalışanlarının, özellikle de acil servis ve yoğun bakımda çalışanların titreye titreye sağlık merkezlerine gitmesini istemiyoruz." dedi.
Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, dün sağlık çalışanlarının temsilcileriyle yaklaşık 2,5 saat süren bir çalışma toplantısı yaptıklarını söyledi.
Sağlık çalışanlarının şiddet olayları nedeniyle aileleriyle helalleşerek mesaiye gittiklerini ileri süren Altay, "Ne kadar daha buna göz yumacağız?" diye sordu.
Cezaların artırılmasının sorunun çözümü noktasında tek başına yetmeyeceğini bildiklerini, ancak buna da ihtiyacın olduğunu belirten Altay, TBMM'de yaptırımlara ilişkin yasa çıkarılmasından sonra cinayetlerin başladığını, darp olaylarının ve sözlü saldırıların artığını dile getirdi. Altay, "Böyle bir tabloda performans sisteminin masaya yatırılması lazım. Performans sistemi hekimle hastayı karşı karşıya getiriyor. '5 dakikada bir hastaya bakacaksın.' Bu olur mu kardeşim? 5 dakikada bir hastanın muayenesi tıbben, ilmen mümkün değil. Sağlık çalışanları bizim göz bebeğimiz, sağlığımızın garantisi onlar bizim. Vatandaş bir kusur arayacaksa bunu doktor, hemşirede değil sistemde arayacak." diye konuştu.
Engin Altay, yaşanan sistem sıkıntısı nedeniyle doktorların kamuda tutulamadığını, hekimlerin ya yurt dışına ya da özel sektöre gittiğini söyledi.
Sağlık hizmetlerine yönelik özel bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu dile getiren Altay, sağlık çalışanları örgütlerinin talepleri doğrultusunda caydırıcılığı artıracak bir kanun teklifi üzerinde yaptıkları çalışmayı cumartesi günü bitireceklerini açıkladı. Altay, "Biraz önce sağlık çalışanlarının sorunlarına ilişkin genel görüşme önerisini 3 grup başkanvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığına sunduk. Sağlık çalışanlarının, özellikle de acil servis ve yoğun bakımda çalışanların titreye titreye sağlık merkezlerine gitmesini istemiyoruz. TBMM yaşanan sorunların tek çözüm merciidir. Onun için TBMM'yi pazartesi günü bu konuları görüşmek üzere toplantıya çağıracağız. Amacımız kesinlikle bağcıyı dövmek değil, biz kesinlikle üzüm yemek derdindeyiz." ifadelerini kullandı.
Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'nin birçok noktada dünyanın birçok ülkesinden daha iyi noktada olduğuyla övündüğünü belirtti.
Avusturalya'da ilan olarak duvarlara asılan ve üzerinde "Eğer bir doktor, hemşire ya da sağlık çalışanına saldırmanın normal olduğunu düşünüyorsan, sana bunu tekrar düşünmen için 14 yıl zaman veriyoruz." yazılı kamu spotu olduğunu anlatan Altay, "İşte bize bu lazım." dedi.
CHP Grup Başkanvekili Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanunu'nun ilgili maddesine göre her ay alınan gecikme zammı oranlarında değişikliğe gidilmesini onayladığını söyledi.
Devlete olan borcunu vadesinde ödemeyen vatandaşın yıllık yüzde 19 olan faiz oranının kararla birlikte yüzde 30'a çıkarıldığını aktaran Altay, "Bu duruma denecek bir kelime bulamıyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP'li belediyelerin çalışmadığını belirttiğini anımsatan Altay, şöyle devam etti:
"'İstanbul'a ihanet ettik' diyen sen değil misin? Çalışmıyor dediğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi, senin bütün engellemelerine rağmen şu an eş zamanlı 10 ayrı metro inşaatını sürdürüyor. Çalışmayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 3 yıl içinde Avrupa'nın en büyük katı atık yakma tesisini yapmış. Bu tesiste İstanbul'un çöpünün yüzde 20'si bertaraf ediliyor ve bertaraf edilirken de bir milyon 600 bin hanenin tüketeceği elektriği üretiyor. 2 tanesinin de yapımı devam ediyor. Sen 20 yılda ne ürettin devlet olarak? Aynı belediye İstanbul'da yeşil alan miktarını 6 milyon metrekare artırdı. Yapılan kavşaklarla İstanbul trafiği nefes almaya başlıyor. 60'ın üstünde kreş yapıldı. 2 bin 700 öğrenci kapasiteli belediyenin yüksek öğrenim yurdu bitti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 75 bin yüksek öğrenim öğrencisine 4 bin 500'er lira burs veriyor ve karşılıksız ve sen bu belediyeye 'Çalışmıyor' diyorsun. Bugün Üsküdar'da kara ile deniz birleşmiyorsa bu CHP'nin ve Sayın İmamoğlu'nun vizyonlu belediyecilik anlayışının ürünüdür. Artık öyle kanalizasyon patlamaları, taşkınlar falan yok. 14 milyar liralık dünyanın en büyük oyuncak çöplüğünü görmek isteyenleri de Ankapark'a davet ediyoruz. Gölge etme başka bir şey istemiyoruz. Senin kerametine, himmetine belediyelerin ihtiyacı yok. Ekrem İmamoğlu'na, Kemal Kılıçdaroğlu'na, CHP'ye olan husumetini 16 milyon İstanbullu'dan çıkarma. Üzülerek söylüyorum ama senin kalbin mühürlenmiş, kalbindeki o mührü aç. Biz düşman değiliz."
Altay, devletin her alanda kayırmacılık politikası güttüğünü, Türk Hava Yolları (THY) İkram ve Uçak İçi Ürünler Başkanlığına Seyit Mahmut Nebati'nin atanmasının, devletin geldiği noktayı gösterdiğini savundu.
Çocuğunun okulu bitireli 2,5 yıl olduğunu ancak henüz bir işinin olmadığını ifade eden Altay, "Mahmut Bey belki bu görevin niteliklerine sahip olabilir ama bu doğru değil. Bunlara tamah etmemek lazım. Devletin ciddiyetini korumak ve devleti bir grup azınlığın, bir zümrenin, bir ailenin devleti yapmamak lazım." dedi.
-AA-