Küresel ekonomilerde faiz artışlarıyla beraber en çok tartışılan konulardan biri de resesyon! Peki resesyon nedir? Resesyon ile faiz arasında nasıl bir ilişki var? Parafesör ekibi olarak, bu haberimizde…
Resesyon, son zamanlarda çok konuşulan kavramlardan biri olmuş durumda. Küresel ekonomilerde yaşanan enflasyonist ortam sebebiyle Merkez Bankaları tarafından alınan üst üste faiz kararları sonrası resesyon ifadesi daha fazla konuşulmakta. O halde 'resesyon nedir?' ve 'resesyonun etkileri nelerdir?' hep birlikte bakalım.
Ekonomilerde büyüme esaslı bir politika izlendiğinde düşük faiz ile yatırımların teşvik edilmesi üretimi artırdığı için arz artışını da beraberinde getirir. Genişleyici para politikaları ile talebin de desteklenmesi büyümeyi hızlandırır. Ancak kontrollü bir genişleşme yapılamaz ise bu durum enflasyonu beraberinde getirir. Enflasyonu da kontrol altına almak için atılan adımlar ekonomik durgunluğa yani resesyona yol açabilmektedir.
Resesyon: Gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) 2 ya da daha fazla çeyrek yıllık periyotlar boyunca üst üste negatif yönde artması; ekonomide uzun süreli durgunluk ve düşüş eğilimi durumudur. Aslında bu durumu ekonomideki istikrarın negatif yönde yaşanması hali de denebilir.
Enflasyonun artmasıyla birlikte aynı politikanın sürdürülmeye devam etmesi tüketicilerin talebi önem çekmesine yol açar. Bu durum enflasyonun daha hızlı yukarı çıkmasını tetikler.
Bir ekonomi için sağlıklı büyüme stratejisinde enflasyonun kontrol altında olması istenmektedir. İşte bu sebeple enflasyon hedefi beklentiyi aştığında faiz hamlesi ile ekonomiyi soğutma dönemi başlatılır.
Haber: Bankalar Nasıl Bu Kadar Kar Elde Etti?
1- Faizlerin yükseltilmesi yatırımların yavaşlamasına neden olur. Yavaşlayan yatırımlar istihdamı azaltır.
2- İstihdamın azalması ile birlikte üretim düşer. Düşen üretim sonucu arz azalır.
3- Arzın azalması sonucu aynı karlılık düzeyinin korunabilmesi için fiyatların artırılması gerekir. Ancak faiz artışları sonucu talep azalacağı için fiyatlar artırılamaz. Bu sebeple karlılık oranları düşer, büyüme sağlanamaz ve ekonomi küçülür.
İşte bu döngüye girildiğinde resesyondan kaçmak çok zordur. Faiz artışları ile birlikte enflasyonun kontrol edilmeye çalışması, ekonomilerde durgunluk yaratabilir.
İlgili Haber: Piyasalar Henüz Resesyonu Fiyatlamadı
Ekonomilerde büyüme esaslı bir politika izlendiğinde düşük faiz ile yatırımların artırılması, üretimi artırdığı için arz artışını da beraberinde getirir. Arz ve talebin aynı anda patlatılması için atılan adımlar bir anda hormonlu büyümeye yol açar.
Ancak enflasyonun patladığı bir ortamda yüksek büyüme sağlıklı değildir. Ekonomi enflasyonist ortamda kontrolden çıkar, sağlıklı bir fiyatlama yapılamaz ve fiyat istikrarının bozulmasına sebep olur. Öngörülemez bir ekonomiye de hiçbir yatırımcı yatırım yapmak istemeyeceği için enflasyonun kontrol edilmesi gerekir.
Enflasyonun kontrol edilmesi için gereken adımlar; Sıkı para ve maliye politikası'dır. Bu adımlar atıldığında eğer faiz artışları ekonomiyi durgunlaştırdığında hala enflasyon artmaya devam ediyorsa, işte o zaman stagflasyon yaşanıyor demektir.
Bir ekonomide hem durgunluk yaşanıyor, hem de işsizlik ve enflasyon artıyorsa buna stagflasyon denir.
Stagflasyon, İngilizce 'Stagnation' yani durgunluk/daralma ve 'Inflation' yani enflasyon kelimelerinden türetilmiş bir ekonomik terimdir.
Bu tarz içeriklerin tümüne ulaşmak için Parafesör'ü ziyaret ediniz.
Tüm ekonomi haberlerine buradan ulaşabilirsiniz.