Aslında bize çok tanıdık gelen ancak anlamını belki de tam olarak bilmediğimiz “öğrenilmiş çaresizlik” kavramıyla daha önce karşılaştınız mı?
Öğrenilmiş Çaresizlik Yaşamımızın Neresinde?
Bir yakınınızın işinde başarısız olduğunu ve ayrıldığını ardından birkaç hafta iş aradıktan sonra yeterli yetkinliklere sahip olmadığı gerekçesiyle iş aramayı bir süreliğine bıraktığını ve zamanla sevdiği şeyleri yapmaktan da vazgeçtiğini düşünelim. Bu kişinin yapabileceklerine ve kendisine olan inancı da zamanla düşüş gösterecektir. Ya da ortaokul öğrencisi olan kuzeninizin fen dersinde kötü not aldığını ve devamında bazı derslerde de başarısız olduğu için ders çalışmayı tamamen bıraktığını okula gitmek istemediğini duyuyorsunuz… Bu ve bunun gibi hikayelerdeki ortak yanın aslında “öğrenilmiş çaresizlik” dolayısıyla gerçekleştiğini söyleyebiliriz…
“Öğrenilmiş Çaresizlik” Nasıl Öğrenilir?
Günümüzde büyük oranda kabul gören bu kavram üzerine yapılan araştırmalar laboratuvar hayvanları aracılığıyla başlamıştır. Hayvanların öğrenilmiş çaresizlik davranışı göstermeleri psikoloji alanının ilgisini bir hayli çekmiş ve insanlarda öğrenilmiş çaresizliğin bulunup bulunmadığı merak konusu olmuştur.
Hayvanlar üzerine elektrik şoku verilerek yapılan deneyler insanlarda yüksek ses eşliğinde yapılmıştır. Nasıl ki hayvanlarda bir süre sonra çaresizlik kabul edildiyse insanlarla da aynı sonuçlara ulaşılmıştır. Martin Seligman’ın konuyla ilgili deneyine bu videodan ulaşabilirsiniz:
Şimdi de insanlarla yapılan deneyden kısaca bahsedelim:
İki gruba ayrılan ekipler yüksek sese maruz bırakılmış ve bu sesi kapatabilmesi için önlerine bilmeceler verilmiştir. Birinci gruba verilen bilmecelerin cevapları varken ikinci grubun bilmeceleri çözümsüz olmuştur. Deneyin ilk etabında çözümsüz bilmeceleri çözemeyen kişiler çaresizliği kabullenmiştir. İkinci etapta her iki gruba da yeni sorular verilmiş, birinci soruların çözülebilir olduğunu deneyimleyen deneklerin bu etabı da rahatlıkla geçtiği görülmüştür. Yüksek sesi susturamayan denekler ise ikinci soruda da kötü sonuçlar elde etmiştir. Yani, aslında kontrol edip doğru yapabilecekleri soruları da bir önceki deneyimlerinde öğrendikleri çaresizlik algıları nedeniyle çözememişlerdir.
Geçmişinize dönüp baktığınızda kendinizle aynı seviyede gördüğünüz bir arkadaşınızın bir konuda başarısız olması sizin içinizde de bir endişe doğurdu mu? Artık bu kavramın anlamını çok daha iyi biliyorsunuz. Belki de öğrenilmiş çaresizlik kurbanlarından biri de sizdiniz. Yaşamınızın diğer alanlarına genellemiş olabileceğiniz şeyleri artık daha net görebilir ve kendinizi kurban olmaktan koruyabilirsiniz…
Bunun sonucunda insanların da kontrol edemediği durumlar karşısında çaresizliği öğrendikleri ve bu duygudan kurtulamadıkları tespit edilmiştir. Hatta öğrenilmiş çaresizliğin yaşanması için bir deneyimin yaşanmasının zorunlu olmadığı kişilere bir engelle karşılaştığında çaresiz olduğunun söylenmesi ve hatta başkalarını gözlemlemesi ile de bu duyguya kapılabileceği araştırmalarla belirlenmiştir.
Geçmişinize dönüp baktığınızda kendinizle aynı seviyede gördüğünüz bir arkadaşınızın bir konuda başarısız olması sizin içinizde de bir endişe doğurdu mu? Artık bu kavramın anlamını çok daha iyi biliyorsunuz. Belki de öğrenilmiş çaresizlik kurbanlarından biri de sizdiniz. Yaşamınızın diğer alanlarına genellemiş olabileceğiniz şeyleri artık daha net görebilir ve kendinizi kurban olmaktan koruyabilirsiniz…
Bu gibi haberlerinin devamı için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Benzer içerikler için buraya tıklayınız.