Çaresizliği öğrenmenin bir yolu var mıdır?
Öğrenilmiş Çaresizlik: Seligman Deneyi
Çaresizliği öğrenmenin bir yolu var mıdır? Psikoloji literatüründe “öğrenilmiş çaresizlik“ kavramı, ilk kez 1967 yılında Seligman ve arkadaşları tarafından yapılan bir deneyde kullanılmıştır.
Öğrenilmiş çaresizlik, kazanılmış başarısızlık sendromu olarak da bilinir. Bir organizmanın göstermiş olduğu tepkilerin bir türlü amacına ulaşamaması durumunda, sonucun asla değişmeyeceğine dair kesin bir kanıya varması ve bu ruh halinin etkisiyle tepki vermeyi bırakmasını ifade eder.
Sonuç organizma için olumsuz olması durumunda ne olacağına cevap aramak isteyen Seligman ve beraberindekiler, köpeklerle bir deney gerçekleştirmiştir.
Deneyde köpekler; kaçma grubu, kontrol grubu ve çaresizlik grubu olarak üçe ayrılmıştır. Deneyin ilk adımında, kaçma grubu ve çaresizlik grubundaki köpekler elektrik şoka maruz kalacak şekilde bir kutunun içerisine yerleştirilmiş ve köpeklere verilecek olan elektrik şok işlemi öncesinde, şok verileceğine dair herhangi bir uyarı gösterilmeden 64 kere elektrik şok verilmiştir.
Fakat köpeklerin bulundukları düzenekler arasında bazı farklılıklar mevcuttur. Kaçma grubunda bulunan köpeklerin, deney kutusunun içinde burnuyla dokunduklarında zaman elektrik şoku durdurabileceklerini sağlayan bir düğme koyulmuş ve köpekler birkaç deneme sonrasında burunlarıyla düğmeye dokunarak şoku etkisizleştirmeyi öğrenmişlerdir. Ancak çaresizlik grubunda olan köpeklerin deney kutularında şoku durdurmalarını sağlayan bir düzenek yerleştirilmemiştir. Bu gruptaki köpekler her koşulda şoka maruz kalmışlardır. Ayrıca kontrol grubunda bulunan köpekler, deneyin bu adımında yer almamaktadır.
Deneyin ikinci adımında ise üç gruba da uygulanmıştır. Bu adımda köpekler, iki bölmesi olan bir deney kutusuna konulmuştur. Deney kutusu, köpeklerin elektrik şokundan kurtulmalarını sağlayacak olan bariyerden atlayıp güvenli kısıma geçebileceği bir şekilde yapılmıştır. Bir ışık uyarısı vasıtasıyla köpeklere elektrik şokun verileceği uyarısı yapılmıştır. Köpekler, uyarının verildiği ilk bir dakika içinde bariyerden atlamayı başarırsalar şoktan kurtulabileceklerdir. Ancak yine aynı zaman içinde bariyerden atlamayı başaramamaları durumunda elektrik şoka maruz kalmaya devam ederler. Burada köpeklerin elektrik şoktan kaçma davranışları gözlenmeye çalışılmıştır.
Deneyin ilk adımında olmayan kontrol grubu köpekleri elektrik şoktan kurtulmayı öğrenmiş ve bir dakika içinde bariyerden atlayıp güvenli yere geçmişlerdir. Burunlarıyla düğmeye dokunarak elektrik şokun kesilmesini sağlayan kaçma grubundaki köpekler de bu şoktan kurtulma konusunda başarılı olmuşlar ve bir dakika içinde şok olmayan bölgeye geçebilmişlerdir. Ancak ilk adımda verilen şoktan bir türlü kaçamayan çaresizlik grubundaki köpekler, elektrik şoktan kurtulmayı öğrenememişlerdir.
Bu grupta bulunan köpekler, elektrik şoka maruz kaldıklarında anda yaşadıkları stres yüzünden sağa sola can havliyle koşmaya başlamış sonra ise yere kendilerini bırakarak şokun bitmesini beklemişlerdir. Bu adımda birkaç köpek şans eseri bariyerden geçip güvenli bölgeye ulaşsa da sonraki şok denemelerinde bu davranışı göstermemişlerdir. Çaresizlik grubundaki köpekler tamamen etkisiz bir hale bürünmüş, doğru hareketle elektrik şoktan kurtulabilecekleri halde sadece şokun geçmesini beklemişlerdir.
Seligman ve arkadaşları gerçekleştirdikleri bu deneyle, çaresizlik grubunda bulunan köpeklerin bu etkisiz davranışların, deneyin ilk adımında maruz kaldıklarının bir etkisi olduğuna kanaat getirmişlerdir. Onların düşüncesine göre, bu adımda köpekler ne kadar çaba gösterseler de elektrik şoktan bir türlü kurtulamadıkları için sergiledikleri davranışlarıyla neticeleri arasında bir bağ olmadığını öğrenmişlerdir. Deneyin sonucunda çaresizlik grubunda bulunan köpeklerin elektrik şoktan kurtulma hareketlerinin zarar gördüğü ve maruz kaldıklarını kabul ettikleri görülür. Seligman ve arkadaşları, köpeklerin bu hareketlerine öğrenilmiş çaresizlik adını verirler. Öğrenilmiş çaresizlik içerisindeki köpekler, kaçmaya çalışmanın hiçbir işe yaramayacağını düşünmüşlerdir ve yeni bir şok verildiği zaman kaçmayı denememişlerdir.
Öğrenilmiş çaresizlik deneyleri farklı hayvanlar üzerinde de denenmiştir ve hep aynı sonuç çıkmıştır. Bu bilgiler ışığında öğrenilmiş çaresizliğin yalnızca tek bir türe ait olmadığı, genel bir davranış biçimi olduğu sonucuna varılmıştır. Öğrenilmiş çaresizlik üzerine insanlarla da bazı deneyler yapılmıştır. Kendi rutin yaşantımızı, çevremizdeki insanların ve diğer canlıların yaşam deneyimlerini düşünürsek hepimiz öğrenilmiş çaresizlik davranışları görebiliriz. Çözemediği problemi artık çözmeye çalışmaktan vazgeçen bir öğrenci gibi, bazı insanlar da yaşadığı negatif bir durum sonrası etkisiz ve umutsuz bir hale gelebilmektedir.
Bazı araştırmacılar, yaptıkları birtakım deneyler neticesinde öğrenilmiş çaresizlik durumunu yenmenin, organizmayı kaçma davranışına ittiğini farketmişlerdir. Umutsuz bir kişinin kendi hayatında bazı adımlar atması, örnek vermek gerekirse derslerinde başarısız ise basit olan problemleri çözerek küçük adımlarla başlaması ve zamanla kaybettiği davranışlarını tekrar kazanabilir, öğrendiği çaresizliği geride bırakabileceği tahmin edilmektedir.
Öğrenilmiş çaresizlik kavramından birçok sonuç çıkarmak mümkün. Bu deney sonucunda, denemekten vazgeçtiğiniz bazı davranışları gözden geçirerek vazgeçme nedenlerini sorgulayabilirsiniz ve başarıya ulaşamama ön yargısını aşabilirsiniz.
Bu gibi haberlerinin devamı için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Benzer içerikler için buraya tıklayınız