Nebati, orman yangınlarıyla mücadele kapsamında atılan adımlara ilişkin "2021'de 39 helikopter varken bugün 55 tane, 3 uçak iken 20, 4 İHA varken 8, havadaki su kapasitemiz 154 tonken 302 ton oldu. Yangınla…
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerinde konuştu.
Yerinde ve zamanında alınan etkili önlemlerle yakalanan yüksek büyüme ve artan gelir performansı sayesinde 2021 yılını milli gelire oranla yüzde 2,7'lik bütçe açığı ile kapattıklarına işaret eden Nebati, "Böylece beklenenin üzerinde bir bütçe performansı yakalamayı başardık. Bildiğiniz üzere 2022 yılı bütçe hedef ve tahminlerimiz de 2021 yılının ikinci yarısındaki makroekonomik görünüm ve beklentilerimiz çerçevesinde belirlenmişti. Ancak 2021 yılının sonuna doğru küresel salgın etkisini azaltırken yeni riskler ortaya çıkmıştır. Dünyada hızla yükselen enflasyon, tedarik zincirlerindeki bozulma, emtia fiyatlarındaki rekor seviyeler ve Rusya-Ukrayna savaşı tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de makroekonomik görünüm ve varsayımlarda çok büyük değişimlere yol açmıştır. Bu değişim hem gelir beklentilerimizi hem de harcama büyüklüklerimizi ve ihtiyaçlarımızı farklılaştırmıştır. İşte, küresel belirsizliklerin ve risklerin devam ettiği bu makroekonomik ve jeopolitik ortamda mevcut bütçemizdeki ödeneklerin dağılımını ve miktarını yeniden taksim etme ve kamu hizmetlerinde devamlılığın sağlanması amacıyla 2022 yılı bütçemizde revizyona gitme ihtiyacı hasıl olmuştur." diye konuştu.
Nebati, bu nedenle, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 19'uncu maddesinde yer alan "kanunla ek bütçe yapılabilir" hükmünden hareketle, hazırladıkları ek bütçeyi yüce Meclis'in takdirine sunduklarını aktardı.
Dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmelere de işaret eden Nebati, 1929 Büyük Buhranı'ndan sonraki en zorlu dönemden geçen küresel ekonominin, henüz salgın kaynaklı etkileri tam atlatamadan başlayan Rusya-Ukrayna savaşıyla daha da belirsiz ve riskli görünüm sergilediğini söyledi.
Nebati, emtia fiyatlarındaki artışa ve birçok ülkede son 34-40 yılın en yüksek seviyelerine ulaşan enflasyona dikkati çekerken, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tüm dünyada hem tüketici hem de üreticilerin yüksek enflasyon nedeniyle ekonomik zorluklar yaşadığını görmekteyiz. Dünyada salgınla birlikte artan tedarik sıkıntıları savaş nedeniyle sürmektedir. Rusya'ya uygulanan yaptırımlar özellikle enerji ve gıda fiyatlarının yüksek seyretmesine neden olmaktadır. Küresel düzeyde petrol fiyatları 2021 yılına göre yaklaşık yüzde 60 artarak 100‐120 dolar seviyesinde işlem görmektedir. Küresel boyutta enflasyonist baskıların arttığı, finansal koşulların sıkılaştığı ve büyümenin yavaşladığı bir dönemdeyiz."
Bu zorlu küresel şartların, Türkiye gibi enerji ithalatçısı ülkeleri özellikle maliyet artışları sebebiyle olumsuz etkilediğini belirten Nebati, "Günümüzün küresel ekonomik yapılanmasına uygun, sürdürülebilir, güçlü ve kaliteli bir büyüme sürecinin sağlanması amacıyla Türkiye Ekonomi Modelini uygulamaya aldık. Bu modelde yatırım, yüksek katma değerli üretim ve ihracat artışını teşvik etmek suretiyle cari işlemlerde dengeyi sağlamayı, dış finansman ihtiyacını azaltmayı, dış tasarruflara bağımlılığı ortadan kaldırmayı ve güçlü istihdam artışının sürdürülebilir hale gelmesini hedefliyoruz. Azalan dış finansman ihtiyacı ile birlikte enflasyon üzerindeki kur baskılarının düşeceğini öngörüyoruz. Ülkemizde üretim, ihracat ve yatırımlar, küresel ve bölgesel tüm olumsuz gelişmelere rağmen artışını güçlü bir şekilde sürdürürken istihdam piyasasındaki olumlu görünüm de devam etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Nebati, rekor sayılabilecek bir oranda büyüme kaydedilen 2021 yılında, büyümenin kompozisyonunun da dengeli bir görünüm sergilediğini anımsatırken, "2022 yılının ilk çeyreğinde ise Rusya-Ukrayna savaşının neden olduğu belirsizlik ortamına ve etkileri devam eden salgına rağmen ekonomimizin yüzde 7,3 büyüme kaydetmesi oldukça değerlidir. Bu dengeli büyüme görünümünü sürdürülebilir ve sağlıklı büyüme hedefimiz doğrultusunda oldukça önemli bulduğumuzu belirtmek isterim. 2022 yılının ikinci çeyreği ve sonrasına ilişkin öncü göstergeler ılımlı bir iç talebe ve güçlü bir ihracata işaret etmektedir." ifadesini kullandı.
Mevcut konjonktürel durumda başta enerji olmak üzere artan küresel emtia fiyatları ile Rusya-Ukrayna Savaşı kaynaklı risklerin dış ticaret dengesi üzerinde etkilerini çok net gördüklerini aktaran Nebati, mayıs ayı itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 77,3 iken, enerji hariç ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 97,1 seviyesinde gerçekleştiğini söyledi. Nebati, "Bu durum enerji fiyatlarındaki artışın dış ticaret dengesine yansımasını açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Nitekim, biz 2022 bütçesini hazırlarken, varil başına petrol fiyatını ortalama 68 dolar hesaplarken bugün petrol fiyatları 110 dolara ulaşmıştır." ifadesini kullandı.
Nebati, bu gelişmenin Türkiye'nin enerji faturasına 2022 yılı için 50 milyar dolar ilave yük getirdiğine işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu olumsuz durumu telafi edecek nitelikte olumlu ekonomik gelişmeler de yaşıyoruz. Salgın kaynaklı belirsizliklerin azalması ile birlikte turizmde önemli ölçüde toparlanma oldu. 2022 yılı ilk çeyreğinde toplam ziyaretçi sayısı yıllık yüzde 148 artarak 6,5 milyon kişiye, turizm gelirleri ise yüzde 122 artarak 5,5 milyar dolara yükseldi. Haziran ayı itibarıyla ülkemizi ziyaret eden kişi sayısının toplam 19 milyona ulaşmasını bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde de salgın öncesi rakamların üzerine çıkacağız. İhracattaki güçlü görünüm ve turizm gelirlerindeki toparlanma ile 2021 yılında cari işlemler açığı 13,7 milyar dolara gerilemiştir. 2022 yılında ise cari işlemler açığı başta enerji olmak üzere yüksek emtia fiyatlarının etkisiyle artan ithalat nedeniyle artış göstermiş ve nisan ayı itibarıyla yıllık 25,7 milyar dolar olmuştur. Enerji hariç değerlendirildiğinde cari işlemler dengesi nisan ayında yıllık 35,2 milyar dolar fazla vermiştir. Ekonomik büyümede güçlü performansın görüldüğü bu dönemde enerji hariç cari dengede görülen bu iyileşme Türkiye Ekonomi Modeli'nin önemli bir başarısıdır."
Büyümenin kapsayıcı olmasını çok önemsediklerini belirten Nebati, üretim, yatırım ve istihdam dostu büyüme modeli çerçevesinde ülkedeki refah artışından tüm kesimlerin faydalanmasını amaçladıklarını söyledi. Toplam istihdamın nisan itibarıyla salgın öncesi seviyelerin de üzerine çıkarak 30,4 milyon kişiye ulaştığını aktaran Nebati, "Salgının derinden hissedildiği 2020 yılı Nisan ayına göre ise oluşturduğumuz ilave istihdam 5 milyon kişiyi aşmıştır. Böylece Türkiye, OECD üyeleri arasında en fazla istihdam sağlayan ülke olmuştur. Tüm veriler Türkiye'nin üretimde, ihracatta ve en önemlisi istihdamda ilerlediğini göstermektedir." dedi.