Medyanın kitlelerin beynini yıkadığı için kullandığı manipülasyon tekniklerini sizler için derledim.
Toplumları kontrol etmenin temelinde bu toplumların zihinlerini kendileri için önem taşıyan şeylerden uzaklaştırarak aslında kendilerine hiçbir fayda sağlamayacak, sadece vakit öldürmelerini sağlayacak boş işlere yöneltmektir. Kendileriyle ilgili bilgi sahibi olamayan, kendilerini henüz tanıyamamış insanlar doğru kararlar veremeyecekleri için onları istenilen şekilde yönlendirmek oldukça kolay hâle gelir. Bu yüzden dikkat kaydırma stratejisi, bir şeyleri gizlemekten öte bilgi kirliliği ile oluşturulur. veremeyecekleri istenilen her yöne kolayca yönlendirilirler.
Medya, bu stratejiyi oldukça sık kullanır. Medya önce bir yalan haber uydurup insanların önüne bir problem koyar. Örneğin “yapılan araştırmaya göre havadaki oksijen miktarının oldukça azaldığı ve önümüzdeki 10 sene içinde oksijenin tükeneceği" şeklinde bir haber uydurulur ve bu "flaş haber" severlerin önüne atılır.
Kurbağa, kaynar suya atıldığında telaşlanıp kaçacaktır ancak bu kurbağa önce soğuk suya atılıp ardında su yavaşça ısıtılırsa farkına bile varmadan haşlanacaktır. Bu strateji de insanlar üzerinde şu şekilde uygulanmaktadır: Normalde kabul etmeyecekleri şeylere zaman içerisinde yavaş yavaş alıştırılırlar.
İnsan grupları kalabalıklaştıkça zekâ yaşları düşer. Bu yüzden bu kalabalık mantıklı sözleri ve davranışları görmezden, duymazdan gelirler. Ancak medya propagandasını karşınızda bir çocuk varmış gibi yaparsanız başarılı sonuçlar elde edersiniz. "Yağmacılar ülkemize girdi ve bütün evlere girip yiyecekleri ve değerli eşyalarımızı çalacaklar" şeklindeki haberler daha çok dikkat çeker ve yaşları 12 civarına düşmüş milyonlarca kitleyi etkiler.
Medya, insanların akıllarını ve mantıklarını kullanmalarını engelleyerek onları manipüle eder. İnsanlar akıllıca hareket eder ve mantığı kullanmaya başlarlarsa aynı zamanda mantıklı ve ciddi kararlar da vermeye başlarlar. Atılan her başlık ve medyada gösterilen her görsel insanlara farklı duygular yaşatmayı hedefler. Bu insanlar, onlara yaşatılmak istenen duyguları taşıyan haberlerden etkilenir. Böylece medya insanların duygularını da kontrol altına alabilir.
İnsanlar üzerinde en çok etkiye sahip duygulardan biri de suçluluk psikolojisidir. Suçluluk duygusuyla karşılaşan insanlar bunu üzerlerinden atabilmek için pek çok yola başvururlar. Sosyal medya ve medya bu stratejiye sıklıkla başvurur. İnsanlara kendini suçlu hissettirmeye yönelik çalışmalar yapılır ve bunun sonucunda ekonomik krizin, siyasi karmaşanın, iç çatışmaların, kısacası her sorunun karşısında halk kendini suçlu hissetmeye başlar.