1950'lerde yaşanan ilginç "Lanetli Ekmek" olayını sizler için derledik.
15 Ağustos 1951 günü, Fransa’nın Pont-Saint köyündeki halk tarihi olaya gözünü açtı. O gün herkes aklını kaybetmiş gibi tavırlar sergiledi. Bazıları halüsinasyon etkisiyle garip haraketler yaparken kimisi de ejderha gördüklerini, yılanın saldırdığını iddia ettiler. 11 yaşındaki Charles Granjhon, büyük annesinin evine giderek onu boğmaya çalıştı. Gabriel Validire ise bir işçiydi ve arkadaşıyla kafasının bakırdan olduğunu iddia edip, karınlarının yılanlar tarafından yendiğini iddia etti.
Bu korkunç olayın ardından köyde neler olup bittiğini anlamak için araştırmalar başladı. Araştırmayla birlikte 250 kişi kontrol altına alındı. Aralarından 50 kişi daha fazla kontrol edilemediğinden tımarhaneye yatırıldı. Tımarhaneye yatanlar da yine böyle devam etti. Kimisi kalbimi geri yerine koyun diye bağırırken, kimisi de kendini camdan atıp sonrada kalkıp koşarak korkunç haller aldı. Bu olay sadece insanlarla da kalmadı. Hayvanlarda da böyle korkunç haller gözüktü.
Dr. Gabbai, Dr. Lisbonne ve Dr. Pourquier olayı araştırdıktan sonra makalesinde şöyle anlattı: “Olayın bir başlangıç noktası herkes bir fırından dağıtılan ekmekleri yedikten sonra bir hallere giriyordu. Ekmekten yenilen miktar ise insanların akli dengesini belirleyen etken oluyordu. Az yiyenlerde 6-48 saat arasında mide bulantısı, kuvvetli baş ağrısı, uyuyamama gibi semptomlar görünüyordu. Çok yiyenler ise kontrol altına alınamıyordu. Az şekilde etkilenenlerde insomnia (uyuyamama) geçtiği zaman hastalığın da geçtiğini anlıyorduk fakat ciddi boyutta olanlar da vardı. Bunlar, 10-12 gün sonra delirmeye başlayabilenlerdi. Tüm köy zehirlenmişti ve bazı insanlar deliriyordu. Buna neden olan ise bizce ekmeğin içerisine karıştırılan ergottu”.
Olay ekmeklerden kaynaklandığı için suçlu fırıncı Roch Briand olarak gösterildi. Olayda 7 kişi hayatını kaybetti ve 50 kişi de akıl hastası oldu. Araştırmalar sonunda fırıncının ekmeklerin içine ergot mantarını karıştırdığı öğrenildi. Ergotun ana maddesi LSD, halüsinasyon görmede çok etkiliydi. Yine de bu korkunç olayın sırrına ergot denip geçilemedi. Çünkü düşünceler “ergot mantarı ekmeğin içine karıştırılsa bile işlenmemiş halde bu kadar güçlü bir etki yaratabilir mi?” yönündeydi.
Olaydan birkaç yıl geçse de araştırmalar devam etti. Ortaya atılan teorilerin arasında en güçlü olanı “Tüm köy CIA’in MK-Ultra adını verdiği zihin kontrol çalışmalarına kobay olmuştu.” Soğuk savaş döneminde zihin kontrolüne önem veren CIA, “LSD zihin kontrolünü sağlayabilir mi? sorusunun yanıtına ulaşabilmek için çalışmalar yaptı. Bu da fırıncıya talimat veren CIA’in, farklı oranlarda verilen LSD etkisiyle insan zihnini analiz edebileceği düşünüldü.
Örnek verecek olursak, Frank Olson ismindeki kobaya zihin kontrolü yapabilmek için yüksek oranda LSD verildi. Bunun ardından Olson, 13. kattan atlayarak intihar etti. Olaydaki ilginç kısım da köye 100 km uzaklıkta Avrupa’da LSD üretimi yapabilen tek ilaç firması vardı.
LSD’nin etkisi çok fazlaydı. Dünya’daki en etkili halüsinojendi. File enjekte edildiğinde fil, saniyeler içerinde öldü. Düşük dozu bile insanın aklını yitirmesine yeterdi. Olaydan yıllar geçse de hala açıklığa kavuşmadı. En güçlü teori ise farklı LSD miktarları ile CIA’nın tüm köy halkını kobay olarak seçerek insan zihnindeki etkilerini keşfetmekti. Teoriler çok güçlü de olsa hiçbiri kanıtlanmadı.
Benzer içerikler için buraya tıklayınız.
Bu gibi haberlerinin devamı için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.