Kurtlar Vadisi'ndeki Pala karakterine ilham kaynağı olduğu düşünülen mit ajanı Tarık Ümit'in hikayesini derledim.
Tarık Ümit 22 Nisan 1947 tarihinde dünyaya geldi. Küçük yaşta babasını kaybettikten sonra Almanya'da yaşayan amcası Cemalettin Ümit'in yanına gitti. Tarihler 1968 yılını gösterdiğinde Türkiye'ye geri döndü. Tarık Ümit geri döndükten sonra yeraltı dünyasının önemli isimlerinden ve aynı zamanda hemşehrisi olan, adı eroin kaçakçılığıyla gündeme gelen Ferda Seven ile temas halinde oldu. Seven'in tavsiyesiyle Dündar Kılıç'la beraber çalışmaya başladı. 1975 yılı itibariyle MİT’te görev yapmaya başladı. Mehmet Eymür ve ekibi tarafından hazırlanan MİT raporuna katkıda bulunanlar arasında yer aldı.
‘’MİT raporu’’ sonrasın görevden uzaklaştırılan Tarık Ümit Mehmet Eymür’le ilişkisini devam ettirdi. Eymür bu sıralarda MİT Güvenlik Dairesi’nin başına geçmişti. Tarık Ümit, 1994 yılında Korkut Eken vasıtasıyla Mehmet Ağar'la ilk kez tanıştı. Ümit'in edindiği istihbarat neticesinde yüklü miktarda eroin imalatında kullanılan yüklü miktarda kimyasal maddenin ele geçirilmesi sonrası emniyette itibar kazandı.
Tarık Ümit, 2 Mart 1995 tarihinde ortadan kayboldu. Ümit’in Erenköy'de özel harekatçı polisler Ayhan Akça ve Ziya Bandırmalıoğlu tarafından kaçırıldığı ileri sürüldü. Arabası, 6 Mart 1995 tarihinde Silivri yakınlarında Jandarma bölgesinde terk edilmiş halde bulundu.
Tarık Ümit’in amcası Cemalettin Ümit, Ergenekon soruşturmaları kapsamında verdiği ifadede yeğeninin kaçırıldıktan sonra Yalova’da bir eve götürülüp orada Haluk Kırcı, Sami Hoştan ve Abdullah Çatlı tarafından dört gün boyunca işkence yapılarak sorgulandığını daha sonra öldürülüp cesedini betona gömdükten sonra denize attıklarını öne sürdü.
Eski Millî İstihbarat Teşkilatı Güvenlik Daire Başkanı Mehmet Eymür ifadesinde, Ümit'i kaçıran kişilerden birisinin de Ziya Bandırmalıoğlu olduğunu, Tarık Ümit’in amcası Cemalettin Ümit'in bu olayın Veli Küçük’ün bilgisi dahilinde yapıldığını kendisine söylediğini. Bunun üzerine Cemalettin Ümit’e ”Veli Küçük bizim dostumuzdur öyle bir bilgisi olsa bana söylerdi“ dediğini belirtti.
Tarık Ümit soruşturmasını yürüten jandarma istihbarat astsubay Ahmet Altıntaş ifadesinde Ümit'in ailesinin Orta Asya'da bulunan 4.5 milyon dolarlık uyuşturucudan elde edilen parasının Kıbrıs'taki First Merchant Bank'ta aklanması esnasında çıkan bir anlaşmazlık neticesinde bu olayın gerçekleşmiş olabileceğini aktardı.
Ergenekon soruşturması kapsamında ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılan Yalçın Tanfer'in Sinan Aygün'e gönderdiği bir mektupta şunlar yazılıydı;"İbrahim Şahin ekibi Mehmet Eymür'e yakınlığı sebebiyle Tarık Ümit'i kafalarına göre bir kararla öldürdüler. Tarık Ümit'i Sedat Bucak'ın ekibi Özel Harekatçı polisler A.Ç., O.Y. ve E. E. öldürdü. Sonra Sami Hoştan'ın Trakya tarafındaki çiftliğine gömüldü ve üzerine de beton döküldü. Onlar için artık Türkiye'de öldürülmeyecek adam yoktu’’.
2013 yılında açılan Ankara faili meçhul cinayetler davası kapsamında Tarık Ümit’in ölümünden sorumlu olmakla suçlanan, aralarında Mehmet Ağar ve ‘’Yeşil’’ lakaplı Mahmut Yıldırım'ın da bulunduğu 17 kişi yargılanmıştır. 2019'da sona eren dava, tahmin edileceği üzere tüm sanıkların beraatiyle sonuçlanmıştır.
Benzer içerikler için buraya tıklayınız.
Bu gibi haberlerinin devamı için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.