Küresel pay piyasaları, başta ABD olmak üzere artan enflasyon baskılarının parasal sıkılaşmaya hız kazandıracağı endişesi ile karışık ilerlerken, önümüzdeki hafta gözler yoğun veri gündeminde olacak.
ABD'de ocakta yüzde 7,2 yükselişle son 40 yılın en güçlü yıllık artışını kaydeden Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ABD Merkez Bankası'nın (Fed) martta 50 baz puan faiz artışına gideceği yönündeki beklentileri güçlendirdi.
Tahvil piyasalarında Fed'in martta yüzde 54 ihtimalle 50 baz puanlık faiz artışına gideceği fiyatlanmaya başlarken, yıl boyunca da bankanın 7 faiz artışı yapacağı öngörülüyor.
Fed üyeleri hafta boyunca konuya ilişkin sözle yönlendirmelerde bulunurken, artan enflasyon baskısının Fed yetkililerinin tonunu şahinleştirdiği dikkati çekiyor. Öte yandan, dün yurt içinde ve Avrupa'da piyasalar kapandıktan sonra Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin arttığına yönelik açıklamalar risk algısının artmasına sebep oldu.
İngiltere, Rus kuvvetlerinin Ukrayna sınırlarına yığılmasının askeri harekat tehdidini artırdığı belirterek vatandaşlarından Ukrayna'ya seyahat etmemelerini ve oradaki vatandaşlarından da ülkeden ayrılmalarını talep etti.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da "Çin Olimpiyatları" bitmeden Rusya'nın Ukrayna'yı işgale başlayabileceğini söyledi. Söz konusu gelişmelerle hafta içinde yüzde 2,05 ile Ağustos 2019'dan bu yana en yüksek seviyesine çıkan ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 1,92 seviyelerine gerilese de haftayı 1 baz puan düşüşle tamamladı.
Artan jeopolitik riskler sonrası yatırımcılar tarafından "güvenli liman" olarak değerlendirilen altının ons fiyatı ise haftayı yüzde 2,92 artışla 1.861 dolardan tamamlarken, gün içinde 1.862,2 dolarla Kasım 2021'den bu yana en yüksek seviyesine çıktı.
Brent petrolün varil fiyatı hafta içinde yön arayışında hareket etse de Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin daha da artabileceği endişesiyle 93,8 dolarla Ekim 2014'ten bu yana en yüksek seviyesine çıktı ve haftayı yüzde 1,7 artışla 93,8 dolardan tamamladı. Petrol fiyatları böylece yükseliş eğilimini üst üste sekizinci haftaya taşıdı.
ABD'de pay piyasaları bu hafta yatay bir seyir izlese de, cuma günü artan jeopolitik riskler New York borsasında satışları derinleştirirken, gelecek hafta gözler çarşamba günü açıklanacak Fed'in Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) tutanaklarında olacak.
Hafta içindeki TÜFE verisiyle artan 50 baz puanlık faiz artırımı beklentileri, cuma akşamı yükselen Rusya-Ukrayna gerilimiyle hafif gerilese de, güçlü seyrini sürdürüyor.
Analistler, bu hafta açıklanacak FOMC tutanaklarının beklentilerin yönü üzerinde etkili olmasının beklendiğini kaydederek, özellikle bilanço daralmasına ilişkin ipuçları aranacağını dile getirdi.
ABD'nin Polonya'ya 3 bin asker daha göndereceğini açıklamasının dikkatleri jeopolitik riskler üzerine de çekebileceğini aktaran analistler, konuya ilişkin haber akışının yakından takip edileceğini belirtti.
Söz konusu gelişmelerle S&P 500 endeksi haftalık bazda yüzde 1,82, Dow Jones endeksi yüzde 1 ve Nasdaq endeksi yüzde 2,18 değer kaybetti.
14 Şubat ile başlayan haftanın veri takviminde, salı New York Fed sanayi endeksi ve Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), çarşamba perakende satışlar, sanayi üretimi ve kapasite kullanımı, perşembe inşaat izinleri, konut başlangıçları ve Philadelphia Fed imalat endeksi ile cuma ikinci el konut satışları takip edilecek.
Avrupa borsalarında bu hafta Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinin sözle yönlendirmeleri etkili olurken, gelecek hafta da gözler yine ECB yetkililerinde olacak. ECB'nin Avrupa'da artan enflasyonun ardından şahinleşen duruşu sonrası varlık fiyatlarındaki dengelenme devam ediyor.
ECB Başkanı Christine Lagarde hafta içinde yaptığı açıklamada faiz artışının şu anki hiçbir problemi çözmeyeceğini, aksine ekonominin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından toparlanışını boğabileceğini dile getirdi.
Faiz artışı gerekmesi halinde bu adımı atmaktan çekinmeyeceklerini ifade eden Lagarde, atılacak bütün adımların ise kademeli olacağını bildirdi. ECB başekonomisti Philip Lane ise enflasyonun Avrupa'da rekor seviyelere çıkmasına karşın sert önlemler almadan kendi halinde gerileyeceğini aktardı.
Analistler, ECB yetkilileri arasında enflasyon endişesine ilişkin farklı görüşlerin olduğunu, devam eden sözle yönlendirmelerle para politikasındaki belirsizliklerin azalmasının beklendiğini ifade etti.
Rusya ile Ukrayna arasında devam eden gerilimin ise varlık fiyatlarını etkileyen ana unsurlardan biri olmayı sürdürdüğünü aktaran analistler, Avrupa borsalarının kapalı olduğu için cuma günkü haber akışının fiyatlanmadığını bildirdi.
Bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre İngiltere'de 2021 4. çeyrek Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) çeyreklik bazda yüzde 1,1, yıllık bazda ise 6,5 artarken, Almanya'da TÜFE yıllık yüzde 4,9 artarak beklentilere paralel gerçekleşti.
Bu gelişmelerle bu hafta İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 1,92, Almanya'da DAX endeksi yüzde 2,16, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 1,36 ve İtalya'da MIB 30 endeksi ise yüzde 1,37 değer kazandı.
Gelecek hafta pazartesi ECB Başkanı Lagarde'ın konuşması, salı Almanya'da Zew beklenti endeksi ve Avro Bölgesi'nde 2021 4. çeyrek GSYH, çarşamba Avro Bölgesi'nde sanayi üretimi ve cuma Avro Bölgesi'nde tüketici güven endeksi verileri takip edilecek.
Asya'da geçen hafta risk iştahı kısmen de olsa yüksek seyrederken, gelecek hafta gözler yoğun veri gündemine çevrildi. ABD pay piyasalarının haftanın ilk dört günündeki seyre paralel alış ağırlıklı bir seyir izleyen Asya pay piyasalarında, Kovid-19 salgınında artan vaka sayıları ise en önemli risk unsuru olmayı sürdürüyor.
Öte yandan, Çin'in ABD eski Başkanı Donald Trump döneminde imzalanan ticaret anlaşmalarından doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğine ilişkin açıklamaların iki ülke arasındaki gerilimi artırmasından endişe ediliyor.
Asya'da açıklanan makroekonomik verilere göre Japonya'da Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ocakta yüzde 8,6 artarak beklentileri geride bıraktı. Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,93, Çin'de Şangay bileşik endeksi yüzde 3,02 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 1,36 değer kazanırken, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,1 değer kaybetti.
14 Şubat ile başlayan haftanın veri takviminde, salı Japonya'da 2021 4. çeyrek GSYH, sanayi üretimi ve kapasite kullanımı, çarşamba Çin'de ÜFE ve TÜFE, perşembe Japonya'da dış ticaret dengesi ve perşembe Japonya'da TÜFE verileri takip edilecek.
Yurt içinde, Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi küresel pay piyasalarından pozitif ayrışırken, gelecek hafta gözler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) politika faizi kararına çevrildi.
Bilanço sezonun yoğunlaştığı Borsa İstanbul'da hafta boyunca sanayi şirketlerinin açıkladığı bilançolar yatırımcıların odağındaydı. Buna göre, Ereğli Demir Çelik 2021 yılında 15,5 milyar lira ve Şişe Cam Fabrikaları 9,1 milyar lira konsolide net kar elde etti.
Hafta içinde açıklanan makro ekonomik verilere göre, ödemeler dengesi aralıkta 3,8 milyar dolar açık verirken, 2021'de toplam cari açık 14,9 milyar dolar oldu. Sanayi üretimi aralıkta aylık bazda yüzde 1,6, yıllık bazda ise yüzde 14,4 artarak ekonomistlerin beklentilerini geride bıraktı.
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 5,52 artışla 2.051,05 puandan tamamlarken, Dolar/TL yüzde 0,37 azalarak haftayı 13,5118'den kapattı.
Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 2.055 ve 2.100 puanın direnç, 2.020 ve 1.980 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti. Şirketlerin bilanço açıklamaya devam edeceğini ve hisse bazlı oynaklıkların devam edebileceğini aktaran analistler, artması olası jeopolitik risklerin de yakından takip edileceğini söyledi.
Gelecek hafta yurt içinde, salı bütçe dengesi, çarşamba konut fiyat endeksi ve cuma konut satışları ile tüketici güven endeksi verileri takip edilecek. (AA)