Merkez bankaları, geçen yıl enflasyon baskısını azaltmak için faiz oranlarını yükseltti. Ancak bu sıkılaşma önlemlerinin, birçok ülkede resesyonun ortaya çıkmasına yol açabileceği tahmin ediliyor.
Geçen yıl, ABD Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası, politika faizlerini son 15 yılın en yüksek seviyesine çıkarmak zorunda kaldı. Bu, küresel piyasalar üzerinde dalgalı bir seyrin öne çıkma riskini artırdı. Ayrıca, Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle bazı emtia fiyatları rekor kırdı. Özellikle Brent petrolü varili fiyatını 131 dolara ulaştı. Ancak yılı yüzde 8,4 artışla 84,3 dolardan tamamladı.
Altın fiyatları geçen yıl dalgalı bir seyir izleyerek yüzde 0,3 azalışla 1.824,6 dolardan tamamladı. Bu yılın ilk haftasında ise, piyasalardaki belirsizlikler nedeniyle yatırımcılar güvenli liman olarak görülen altına yöneldi ve ons fiyatı 2.000 doların üzerine çıktı.
Fed'in 2022 yılında yaptığı faiz artırımlarının, yılın ikinci yarısında etkisini net bir şekilde göstereceğine ve ABD'de resesyonun ana konu olacağına inanan İş Yatırım Uluslararası Sermaye Piyasaları Müdürü Şant Manukyan, bu yıl merkez bankalarının faiz artırımına girdiği ABD ve Avrupa'da enflasyon baskısının olacağını söyledi. Japonya ve Çin gibi ülkelerde ise bu baskının daha az olacağı için merkez bankalarının gevşek para politikalarını sürdüreceğini belirtti. Manukyan ayrıca, bu açıdan bakıldığında kötü senaryonun gerçekleşmediğini ve pay piyasalarındaki kayıpların da görece sınırlı kalmayı sürdürdüğünü söyledi.
Fed'in yılın ikinci yarısında faiz artırımlarının etkisini net bir şekilde göstermesi beklenirken, bu etki resesyona neden olacak kadar güçlü olmayabilir. İşsizlik oranında yılın ikinci çeyreğinde bozulma beklenirken, enflasyonun da geri çekilmesi gözlemlenebilir. Bu nedenle, resesyon yılın ikinci yarısında ana konu olabilir.
Fed'in faiz artırımlarının, yılın ikinci yarısında ABD ekonomisini resesyona sürükleyebileceği beklentisi devam ederken, portföylere kıymetli madenlerin eklenmesi öneriliyor. Altın fiyatlarının artışının temel faktörünün politika faizlerinin düşüşü oluştuğu belirtiliyor. Petrol piyasası ise, fiyatı yükseltmek isteyen OPEC ve Arap ülkeleri ile düşürmek isteyen ABD ve en yüksekten satmak isteyen Rusya arasında çatışan bir muharebe alanı olarak görülüyor.