Kümes cinayetleri olayı Güney Kaliforniya'nın kasabası olan Wineville'nin adını o kadar lekeledi ki kasabanın ismi değiştirilerek Mira Loma adı verildi.
Kümes cinayetleri olayı Güney Kaliforniya'nın kasabası olan Wineville'nin adını o kadar lekeledi ki kasabanın ismi değiştirilerek Mira Loma adı verildi.
Kümes cinayetleri, 1928 yılında polislerin bir hendekte kafası kesilmiş bir erkek çocuğunu bulmalarıyla başladı. Ancak, deliller o kadar yetersizdi ki polisler bir sonuca varamayacaktı.
Bu umutsuzluğu ABD Konsolosluğu'ndan yapılan bir ihbar bitirdi. Konsolosluktan yapılan ihbar bu cinayetin ve birkaç daha çözülmesini sağladı.
Kaliforniya'da kuzeni Gordon Northcotta'ya ait bir çiftlikte çalışan 15 yaşındaki Sanford Clark, 19 yaşındaki ablasına bir mektup yazmıştı. Mektupta; Walter Collins isimli bir çoçuğun ölümünden bahsetmiş yine de rahatının yerinde olduğunu söylemişti. Bu mektup üzerine Clark'ın ablası Jessie Clark, kardeşini ziyaret etme amacıyla bu çiftiğe gelmişti.
Sanford Clark aslında 1928 Mart'ında sinemeya giderken kaybolan Walter Collins'in kuzeni Fordon tarafından kaçırılıdığına ve çocuğun aranmaya başlamasının ardından da onu öldürdüğüne şahit olmuştu. Gordon'un başka iki çocuğun daha ölümünden sorumlu olduğuna da şahit olan Sanford bu gördüklerini ablasına anlatmıştı.
Kardeşinin sözlerinden sonra derhal ABD Konsolosluğu'na giden Jessie olan biten her şeyi anlattı. Hemen harekete geçilmesinin ardından tam kaçmak üzere olan Gordon ve annesi Sarah Louise Northcott yakalandı. Ancak, olaylar çiftliğin araştırılmasından sonra başlamıştı.
Üç cinayet üzerine yakalanan Gordon'un kümesinin altın çok fazla sayıda insan kalıntıları bulan polisler, Gordon'u sorguya aldıklarında tüm cinayetleri öğrendiler. Gordon yalnızca Meksikalı yardımcısı olan Alvin Bothea'nın cinayetini üstlenmiş olsa da annesi tüm cinayetleri itiraf etmişti.
Soruşturmada Louise'nin söylediği başka bir şey de dikkatleri çekmişti; Gordon'un öz oğlu olmadığını ve öz kızı ile kocasının ensest bir ilikisinden doğan bir çocuk olduğunu itiraf etmişti. Bu itiraf ile aile içinde psikolojik travmalar olduğu tespit edilmişti.
Gordon yakaladığı erkekler çocuklarına önce tecavüz edip sonra kafalarını kesmek suçuyla cezalandırıldı ve 1930 yılında asılarak idam edildi. Ayrıca bu ceza verildiği esnada bile Gordon'un aslında tam olarak kaç çocuğa bunu yaptığı bilinmiyordu yalnızca 3 çocuğun cinayetinden sorumlu tutulmuştu.
Kümes cinayetleri artık çözülmüş ve kasabanın adı değiştirilmişti yani aslında bir sorun gözükmüyordu yalnızca Walter Collins'e ait ceset bir türlü bulanamamıştı.
Bir gün Illinois'te bir çocuk Walter olduğunu iddia ederek anne Christine Collins'e getirilmiş olsa Christine bu çocuğun Walter olmadığına emindi. Polis ekipleri ise olayı kapatmak adına Christine'ye sürekli bu çocuğun Walter olduğuna dair baskı yapıyordu.
Diş kayıtları sonucu bu çocuğun Walter olmadığını ispat eden anne, olayın tekrar açılmasını istemeyen polis ekipleri tarafından akıl hastası ilan edildi.
Sahte Walter, ünlü olmak adına böyle bir şey yaptığını itiraf etse de Christine acı çekmekle kalmış ve çocuğunu bulmak için epey geç kalmıştı. Bu olay herkesi o kadar etkilemişti ki Clint Eastwood tarafından Changeling adıyla bir sinema filmi yaptı ve başrolün sahibi Angelina Jolie oldu.