Kılıçdaroğlu, FOX TV'de katıldığı canlı yayın programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayı olmasına ilişkin, "Uzlaşılırsa elbette ki. Niye hazır olmayalım? Devletin nasıl yönetilmesi gerektiği belli. Altı lider de zaten devletin nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda görüş birliğine varmış durumda." dedi.
Halkın gündeminde zam ve hayat pahalılığının olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, hükümetin ekonomi politikasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, ülkenin iyi yönetilmediğini ve kararların günlük alındığını savundu.
İktidarın 2023 hedeflerini eleştiren Kılıçdaroğlu, "Ekonomik büyümede sınıfta kaldılar. Öyle günlük rakamlarla milleti aldatamazlar." ifadesini kullandı.
"Millet İttifakı kazandığında ekonominin yakıcı etkisi vatandaşın üzerinden ne kadar süre içinde uzaklaşır?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Altı lider olarak üzerinde uzlaştığımız bir zaman dilimi var. Altı ay içinde topluma nefes aldıracağız. 'Yüzde yüz her şeyi düzelteceğiz, enflasyonu birdenbire çok düşük rakamlara indireceğiz' diye hayal peşinde değiliz. Gerçekçi olmak lazım ve halka doğruları söylemek lazım. Önümüzde engeller varsa bu engelleri nasıl aşacağımızı da halka anlatmamız lazım." yanıtını verdi.
Devletin var olan bütün verilerini bilmek zorunda olduklarını, sonrasında belli kararları bir zaman dilimi içinde almaları gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Altı ay dememin nedeni şu, hemen süratli bir şekilde hasar tespit komisyonu verileri getirecek, verileri getirdikten sonra biz gerekli çalışmaları yapacağız. Mesela ilk yapacağımız işlerden birisi israfın önlenmesidir. İsrafın önlenmesiyle ilgili süratle bir genelge hazırlanacak. Bu konuda bütün partilerin çalışması var. Bütün partiler çalışmalarını yapıyorlar. İsrafın önlenmesiyle ilgili hangi önlemlerin alınması gerektiği konusunda bunlar daha sonra yazılı bir metne dökülecek. O genelgeyi çıkaracağız, israfı önleyeceğiz."
"Atılı masa iktidara gelirse dolar, avro, asgari ücret ne olacak?" sorusunu ise Kılıçdaroğlu, "İktidara geldiğimizde göreceksiniz. Bir, vatandaşlar rahat nefes alacak. İki, genelde iş dünyası da dahil olmak üzere toplumda rahatlama olacak. Otoriter yapı sona erecek insanlar düşüncelerini özgürce ifade edecekler. Göreceksiniz dolar da avro da gerileyecek. Makul düzeylere gelecek bunlar. Şu anda gelmiyor, çünkü şu anda istikrar yok ve herkes geleceğinden endişe duyuyor." diye yanıtladı.
ENAGRUP'un açıkladığı yüzde 5,86 aylık enflasyon ve yüzde 181,37 yıllık enflasyon verilerini değerlendirmesi istenen Kılıçdaroğlu, bu verilerin doğru olduğunu savundu.
TÜİK'in hangi verilerden yola çıkarak sonuç bulduğunu kamuoyuna açıklamak zorunda olduğunu, açıklanmaması durumunda verilere kimsenin inanmayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, "TÜİK'in rakamları düşük tutmasının nedeni ne biliyor musunuz? Emekliye daha az para vermek için, asgari ücreti daha düşük tespit etmek için, memura daha düşük aylık vermek için. Büyüme rakamlarına bakın. 'Kişi başına gelir arttı' diyor. Kimin geliri arttı? Enflasyonda tamamı eridi. Kime çalışıyor bu iktidar?" sözlerini sarf etti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "Altılı ganyanın beş parti başkanı, Kılıçdaroğlu'nu mutlaka sorgulamalıdır" açıklamasının sorulması üzerine, Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Doğrudur tabi sorgulanmalı. Kılıçdaroğlu diyor ki 'Süleyman Şah türbesini neden kaçırdınız, neden bayrağı indirdiniz'. Benim sorgulanmam gerekiyor, sorsunlar cevap vereceğim. Kendisi niye cevap vermiyor? Askeri hastaneleri kapattınız. Dünyada askeri hastanesi olmayan tek ordu Türk ordusu. Bu ordunun da askeri hastanelerini kapattılar. Sorgulanmalı mıyım? Evet sorgulanmalıyım. Bunu söylüyorum. Suç mu işliyorum? Evet suç işliyorum eğer onlara göre bu suçsa. Siz ne yapıyorsunuz? Bunlar ne yapıyorlar? Kılıçdaroğlu tefecilerin, beşli çetelerin adamı değildir. Kılıçdaroğlu halkın, esnafın, çiftçinin, emeklinin adamıdır. Sizler gibi beşli çetenin önünde duran insanlar değiliz biz. Evet sorgulanmalıdır. Niye sorgulamıyorsunuz beni? Beni sorgulamak istiyorsanız, yüreğiniz varsa neden televizyonlarda karşıma çıkmıyorsunuz? Sarayda oturan zata söylüyorum. Cesaretin varsa, korkmuyorsan, 'her şeyin hesabını verebilirim' diyorsan, yüreğin varsa çıkarsın karşıma."
"Altılı masada çatlak var mı" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hayır. Onlara göre çatlak var. Şu var, bu var, vesaire. Oturup kalkıp dua ediyorlar. Acaba bu altılı masa dağılır mı?" cevabını verdi.
"Altılı masa dağılır mı" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, masanın dağılmayacağını söyledi.
Altılı masada herkesin düşüncesini söylediğini, makul seviyede anlaşıldığını, kamuoyuna yapılan bütün açıklamalarda altı liderin de imzasının bulunduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Buyursun kendileri de yapsınlar. Niye yapmıyorlar? Niye bir araya gelmiyorlar? Niye konuşmuyorlar? Niye bildiri yayımlamıyorlar? Yayınlasınlar ülkenin geleceği ne olacak diye." görüşünü paylaştı.
"Altı lider ortak miting yapacak mı" sorusuna da Kılıçdaroğlu, "Seçim takvimi belli olur, altı lider ortak miting de yapabiliriz, ayrı ayrı miting de yapabiliriz. Bunlar niye olmasın? Bunların hepsi olabilir. Sorun miting, şu bu değil, sorun Türkiye aslında. Sorun bir parti de değil, bunların anlayamadığı o zaten. Sorun sistem artık." yanıtını verdi.
"CHP'li Gürsel Tekin'in 'HDP'ye bakanlık verilebilir' açıklaması var. Neler söylersiniz" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Yok efendim. Karar alınırken 6 lider oturup karar alacağız. Altı liderin aldığı kararlar imzayla da kamuoyuyla paylaşılıyor. Şu veya bu, herhangi şekilde ironi de yapabilir, başka bir konuşma da yapabilir. Burada önemli olan 6 liderin Türkiye'nin geleceği konusunda oturup belli sorumluluk üstlenerek karar almaları ve aldıkları kararları kapı arkasında değil, kamuoyunun önünde imzaladıkları metinle kamuoyuna duyurmaları, önemli olan budur. Devlette saydamlığı mademki savunuyoruz o zaman kendi aramızda da saydamlığı savunacağız."
"Altılı masada adayın kim olacağı konuşulmuyor mu" sorusunu ise Kılıçdaroğlu, "Hayır, hiç konuşulmuyor. Bir kez konuştuk onu da bildiride açıkladık. Dedi ki, kamuoyunda cumhurbaşkanıyla ilgili zaman zaman spekülasyonlar, açıklamalar oluyor. İktidar kanadından da açıklamalar oluyor. Biz önce seçeceğimiz cumhurbaşkanının niteliklerini belirleyen bir metin hazırladık. Metnin içine paragraf olarak onu koyduk ve kamuoyuna açıkladık." diye yanıtladı.
"O nitelikler sizi işaret ediyor" denilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "O nitelikler herkeste olması gereken nitelikleri ifade ediyor." sözlerini sarf etti.
O niteliklere sahip olan kişiyi belirleyeceklerini, şu anda erken olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Zaman zaman söylüyorlar bunu. Niye şimdi belirlemiyorsunuz? Önce altı lider neyi nasıl yapacağımız konusunda, bütün konularda anlaşmamız lazım. Bütün konularda anlaşamazsak baştan cumhurbaşkanı adayı belirleyelim sonra oturup bu konularda anlaşamadık diye kamuoyuna açıklama yapmak doğru değil.
Mesela güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz. Hangi zaman diliminde geçeceğiz ve bu zaman dilimi içinde neleri yapacağız? Bütün bunlar ortaya çıkar ondan sonra seçeceğimiz cumhurbaşkanı adayı da gelir altına imza atar, 'Evet ben bunları yapacağım ve altı liderin imza attığı, yükümlülük olarak kabul ettikleri ilkeleri hayata geçireceğim' diye taahhüt etmesi..."
"Cumhurbaşkanı adayı altılı masadan mı olacak? Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ismi denklemde tutulan isimler. Onlar aday olarak yok mu" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun görevlerini iyi yaptığını, onlardan memnun olduğunu dile getirdi.
Altı liderin, cumhurbaşkanı adayını belirleyip kamuoyuna açıklayacağını aktaran Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 13. cumhurbaşkanının, uzlaşma kültürü esas alınarak belirleneceğini belirtti.
"Altılı masa benim ismim üzerinde uzlaşırsa ben hazırım der misiniz" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Uzlaşılırsa elbette ki. Niye hazır olmayalım? Devletin nasıl yönetilmesi gerektiği belli. Altı lider de zaten devletin nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda görüş birliğine varmış durumda. Dolayısıyla biz oturacağız, konuşacağız, tartışacağız, uygar insanlar gibi." yanıtını verdi.
"Seçim ne zaman olacak? Özellikle hazırlığını yaptığınız bir tarih var mı" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, seçime hazırlandıklarını, seçim güvenliğini sağlamak için bütün sandıklarda görevli belirlediklerini ve onlara eğitim verdiklerini anlattı.
"Zor bir seçim dönemi mi olacak" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, "Zor değil çok keyifli bir seçim dönemi olacak." ifadesine yer verdi.
"Emeklilikte yaşa takılanlar için 8 Eylül tarihinde bir açıklama gelir mi" sorusunun ardından Kılıçdaroğlu, EYT'lilerin sorunlarının çözümüyle ilgili çalışmalarının olduğunu kaydetti.
KHK'lilerle ilgili yaptığı açıklamaya ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Kişiyi kanun hükmünde kararnameyle üniversiteden atmışsınız. Bunlara barış akademisyenleri deniliyor. Bunların tamamını göreve iade edeceğiz. Kişi benim gibi düşünmek zorunda değil." dedi.
KHK ile kamu görevlisinin atıldığını, savcının takipsizlik verdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Ne yapacaksınız? Savcıyı mı döveceksiniz? Savcı diyor ki 'Burada suç yok, göreve iade edeceksiniz'. KHK'li, atmışsınız görevden savcı soruşturma açmış, mahkemeye vermiş, mahkeme beraat ettirmiş demiş ki burada bir şey yok, beraat etmesi lazım. Normalde bunu göreve iade etmeniz gerek. Göreve iade edeceksiniz. Benim söylediğim bu. Yoksa kişi mahkum olmuşsa zaten o kanun hükmünde kararname değil. Bunlar kanun hükmünde kararnameyle mahkeme kararının da ne olduğunu bilmiyorlar.
Devleti yönetmekten o kadar acizler ki benim söylediğimi nasıl çarpıtabilir... Yok efendim ben FETÖ'cüleri affedeceğim falan filan...Şunu unutmasınlar, bu Bay Kemal, Allah nasip ederse o FETÖ'nün siyasi ayağını da çıkaracağım ortaya."
"Seçimi ne zaman bekliyorsunuz" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Erken seçim büyük olasılıkla olacaktır. Mayıs ayında, 2023'e kalır." yanıtını verdi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bazı iller için ortak liste gündeme gelir mi" sorusu üzerine, "Kendi partimiz açısından bizim, hangi ilde seçimler hangi koşullarda yapılırsa Millet İttifakı parlamentoda çoğunluğu sağlar diye özel bir çalışmamız var. Diğer partiler de benzer çalışmaları büyük ihtimalle yapıyorlar. Seçime giren her parti 41 ilde bağımsız olarak seçime kendi logosuyla girmek zorundadır. Bu çerçevede bazı yerlerde ufak tefek düzenlemeler, tek listeler olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Bu tarz içeriklerin tümüne ulaşmak için Parafesör'ü ziyaret ediniz.
Tüm ekonomi haberlerine buradan ulaşabilirsiniz.