CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Edirne'de ayçiçeği tarlasını gezdi, kahvehanede köy sakinleriyle bir araya geldi.
Büyükdöllük köyündeki tarlaya giden Kılıçdaroğlu'na, Lalapaşa Ziraat Odası Başkanı Taner Öztürk, bölgedeki ayçiçeği üretimiyle ilgili bilgi verdi, üreticilerin taleplerini iletti.
Kılıçdaroğlu, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, çiftçilerin alın teriyle üretim yaptığını ve ürünlerine "evladı" gibi baktığını söyledi. Salgın sürecinde tarımın stratejik öneminin ortaya çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, çiftçinin desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Hükümetin tarım politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Destek vermenin ötesinde tam tersi yapıldı Türkiye'de. Gübreden, ilaçtan, mazottan tutun pek çok şeye aşırı zamlar yapıldı. Doğal olarak çiftçi nasıl ekeceğini, nasıl gelir elde edeceğini, hayatını nasıl sürdüreceğini bilemez noktaya geldi." dedi.
Ayçiçeğinde ton başına 16 bin lira fiyat açıklanmasını istediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Makul olan fiyatı ton başına 16 bin lira yani kilogramı 16 lira olması lazım destek hariç. Eğer bu alım fiyatı deklare edilir ve çiftçiden bu ürün ton başına 16 bin liradan alınırsa çiftçi en azından bırakın kar etmeyi, en azından önümüzdeki yıl 'Evet ben bunu ekebilirim.' diyecektir. 'Ektiğim zaman sosyal devlet bana sahip çıkacaktır.', bunu söyleyecektir. Ekmezse ne olur? Çiftçiye veremediğiniz paranın çok daha fazlasını yurt dışında ürün elde eden çiftçinin kasasına akıtacaksın, dolar olarak ithal edeceksiniz bunu ve paralar dışarıya gidecek."
Çiftçiler için uygulanabilir şeyler istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Kabul edilebilir şeyler söylüyoruz. Afaki şeyler söylediğimiz zaman vatandaş açısından da inandırıcı olmuyor. Sizin maliyetinizi biliyoruz, mazotu, ilacı, gübreyi, fiyatları biliyoruz. Bizim söylediğimiz rakamlar sizin kar elde ettiğiniz değil, maliyetlerinizi karşılayabileceğiniz bir rakam aslında telaffuz ettiğimiz rakam. Buraya dışarıdan getiriyorsun ayçiçeğini, bir de ayrıca ondan gümrük indirimi yapıyoruz. Sıfır vergi gidiyorsun. Bu sıfır vergi ne demektir? Karşı tarafın çiftçisine destek vermek demektir. Oysa bir devlet önce kendi halkını kendi çiftçisini korumak zorundadır. Gümrükler onun için vardır, vergiler onun için vardır. Onlara sıfır vergi size her türlü vergi, onlara sıfır zam size her türlü zam olmaz. Biz bu ayrımcılığı da kabul etmiyoruz. Bilmenizi isterim sizi destekliyoruz."
Üreticilerle tarlayı gezen ve ayçiçeği çekirdeği tadan Kılıçdaroğlu, önerdikleri fiyatın kabul edilmesini üreticiler adına arzu ettiklerini sözlerine ekledi.
Genç bir çiftçiyle de sohbet eden Kılıçdaroğlu, "Sizin desteğinizle, Türkiye'yi aydınlığa inşallah hep beraber çıkaracağız. Bu ülke bizim ülkemiz ve bu ülkede herkesin huzur içinde yaşamasını istiyoruz. Hakkınızı teslim almanız için biz de çalışacağız." dedi.
Kılıçdaroğlu, daha sonra Büyükdöllük köyüne geçti. Köy kahvesinde vatandaşlarla bir araya gelip kahvaltı eden Kılıçdaroğlu, sorun ve talepleri dinledi.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, çiftçinin desteklenmesi talebini yineledi. Çiftçiye her yıl milli gelirin en az yüzde 1'i oranında destek verilmesini isteyen Kılıçdaroğlu, "Bugüne kadar yüzde 1'i oranda tam destek verilmedi. Her seferinde kestiler. Son zamanlarda biraz daha kestiler. Normalde kanuna göre bu sizin hakkınız. Sizin hakkınızın bile teslim edilmediğini biliyorum. Her yerde, her ortamda dile getiriyoruz." ifadelerini kullandı.
"İnşallah sizlerin oylarıyla iktidar olduğumuzda kırmızı mazot vereceğiz. ÖTV'si, KDV'si olmayacak mazotun. Ya çiftçiye ne ÖTV ne KDV kardeşim. Yata veriyorsun ÖTV'siz, KDV'siz, çiftçiye mazotu veriyorsun ÖTV dahil, KDV dahil. Olmaz. Eğer destek verilecekse ÖTV'yi, KDV'yi kaldıracaksın. O mazotu başkası kullanmasın diye kırmızı yapacaksın, kırmızı mazot uygulayacaksın. Bütün aşağı yukarı Avrupa'da var zaten bu. Yani biz de kendi ülkemizde, kendi çiftçimiz için getirelim. Bir şey daha düşünüyoruz, özellikle kırsalda çalışan kadınlar ve gençler, sizin sosyal güvenlik primlerinizi de devlet ödeyecek. Yani sizler emekli hakkı kazanacaksınız. Erkekler değil, onlar kendileri ödeyecek. Ama kadınların ve gençlerin kırsalda kalmaları, üretmeleri lazım. Onların sosyal güvenlik haklarına kavuşması lazım. Kırsalda kaldığı zaman perişan olmaması lazım. Onların sosyal güvenlik primlerini bir şekliyle devletin ödemesi lazım. Bunu hedefliyoruz."
Üretilen ürüne uygun fiyatların verilmesi halinde çiftçilerin kırsalda kalacağını ve tarımın büyüyeceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Aynı zamanda bırakın ithalat yapmayı, ihracat yapma imkanımız olur. Yani Orta Doğu'ya, diğer yerlere ihracat yaparız. Ben Erzurum'a gittim. Orta Doğu ve Kafkasların et ihtiyacı yani et borsası 30 milyar dolar arkadaşlar. 30 milyar dolar. 30 milyar dolarla siz o bölgeyi tamamen Orta Doğu'nun ve Kafkasya'nın en büyük besici merkezi haline getirebilirsiniz. Erzurum, Ağrı, Bingöl, Tunceli, o bölgeyi yaptığınız zaman hem göç olmaz hem insanlar kazanır hem bölgede sizin saygınlığınız olur. Gidip kapı kapı dolaşıp ya dolar mı alacağız? Para mı alacağız? Birisi bize yardım mı edecek? Bunlardan da kurtulmuş olursunuz. Buna benzer pek çok düşüncemiz var."
Sosyal devletin en temel özelliğinin çalışan insanın alın terinin karşılığının verilmesi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Benim sizlere bir sözüm var. Havadan para kazananlara imkan vermeyeceğim. Size de söylüyorum. Medyanın karşısında iktidar sahiplerine de söylüyorum. Allah nasip eder iktidar olursak Millet İttifakı olarak havadan para kazandım, masaya oturayım, elimde viski kadehi, parayı yatırayım bankaya dünyanın faizini elde edeyim. Dolar garantisi verilmiş, faiz garantisi verilmiş, kar garantisi verilmiş. Bir de sıfır vergisiz. Ben bunlara izin vermem, kimse kusura bakmasın. Alın teri mi döktün kardeşim? Yok. Otur oraya, keyfine bak. Paranı yatır. Oradan faiz geliri elde et. Üstelik dolar garantisi olsun. Üstelik elde ettiğin faizden ayrıca vergi ödeme. Peki çiftçinin, esnafın, sanayicinin günahı ne? Bunlar çalışıyorlar. Risk üstleniyorlar. Öbür adamın hiç riski yok, hiç ama. Dünyanın parasını kazanıyor. O paraların tamamını alacağım. Bu millete vereceğim. Hiç endişeniz olmasın."
-AA-