Kalbi Güzelle Her Gün Güzeldir, Diğer Türlü Her Geçen Gün Eziyet...

Kalbi Güzelle Her Gün Güzeldir, Diğer Türlü Her Geçen Gün Eziyet...

Havalar soğudu, hırka almaya bir mağazaya girdim. Ben hırka bakarken yanıma bir kadın geldi, o da bakmaya başladı. Onun arkasından da bir adam geldi, kadını bekliyordu. Kadın döndü "Şunu mu deneyeyim, şunu mu?" diye sordu.

Adam hayatımda duyduğum en iğrenç kahkahayı patlatıp "ne fark eder ikisi de yakışmayacak sana" diye cevap verdi. Kadın ile göz göze geldik o an. Kızardı, gözleri doldu, elindekileri bırakıp oradan uzaklaştı. Çok üzüldüm ama bir şey yapamadım işte...

Bir arkadaşım anlatmıştı. Eşi kendisini sürekli başka adamlarla kıyaslıyormuş. Dizilerdeki adamları gösterip "bak bunlar gibi ol" diyor, en ufak hatasında onu işe taramaz, beceriksiz olmakla suçluyormuş. Bunun kendisini çok yorduğunu söylemişti.

Evliliklerin bitme sebeplerinin temeline indiğimiz zaman hep beklenti eşiğinin çok yüksek olmasından kaynakladığını görebiliriz.

İnsanlar artık kendilerinin “en iyisini" hak ettiklerini düşündükleri için evin içinde de en iyisi(!) dolaşsın istiyorlar. Evin koridorunda Adriana Lima ile karşılaşmak isteyen adamlar, Vehbi Koç gibi başarılı adam bekleyen kadınlar var.

 

Eşinin kilosundan rahatsız olan adam "hayvan gibi oldun" deyince ona kilo verdireceğini zanneder olmuş. Ya da kocasının sorumsuz olmasından şikâyet eden kadın "bir işi de düzgün yap" dediğinde adama aydınlanma falan geleceğini düşünüyor.

Siz siz olun;

Sahip olduklarınızı sevenleri değil, sizi siz olduğunuz için sevenleri sevin. Kaşınızı, gözünüzü, güzelliğinizi, gelip geçici şeylerinize önem verenlere değil, size önem verenlere değer verin.

Gözü gören değil gönlü görenleri, sizdekiler gittiğinde herkes gibi çekip gitmeyecek insanları sevin. Öyle ki o insan ruhunuza dokunur, konuştuğunda gözleri parıldar.

Kalbi güzelle her gün güzeldir, diğer türlü her geçen gün eziyet...

 

Bunlar da ilginizi çekebilir

Daha fazla yaşam haberi için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.