Okurken şaşıracağınız Kırk Fil Kadınlar Çetesini sizler için hazırladık.
1915’te Londra’daki prestijli bir mağazaya zarif giyimli bir grup kadın gitti. Lüks oldukları öteden belliydi. Kadınların üzerinde mücevherler, kürkler vardı. Mağaza çalışanları güven aşılamak ve kadınların mahremiyetini sağlamak için kıyafetleri denettirdi. Her şey çok normal gözüküyordu. Kıyafetlerle ilgileniyor gibi gözüken bu kadınların hırsız olacağını kimse bilemezdi. O gün mağazada servet değerindeki kürk, mücevherler ve kıyafetler çalındı. Bu hırsızlığı yapan “Kırk Fil” çetesinden başkası olamazdı. Bu çete 1870’lerde Güney Londra’da erkek egemen toplumunun ortasında kuruldu.
Erkekler içlerine de karışsa çete üyeleri çok değer vermedikleri için küçük rollerle ilgilendiler. Kazançlarını paylaşma noktasında hepsi çok cimriydi. Yaptıkları hırsızlık lüks mahallelere kadar gitti. Yaptıkları baskında mağazayı bomboş yapıp çıkıyorlardı. Kendilerinden küçük olan çetelerden haraç topladılar. Vermeyenlere de işkence yaptılar. Çetenin varlığı sadece hırsızlık da değildi. Eşlerine destek olacak parayı Kırk Fil üyeleri kazandı. Hırsızlık yapmayanlar belge sahteciliği ile ilgilendi. Bazı üyeler de sahte mektuplar sayesinde hizmetçi olarak malikhanelerde çalıştılar. Onlara verilen görev de ev sahibinin varlıklarını tespit etmekti.
Bu çeteler yeri geldiğinde işkence de yapmaktan hiç çekinmezlerdi. Şiddet konusunda fikirleri netti. Savaş zamanlarında ortamı gözlemleyip en güçlü suç örgütlürinden Fil ve Kale çetesi ile anlaşma yaptılar. Çetenin tamamı erkekti ve yer altı dünyasında aktiflerdi. Müttefiklerinin yaptıkları “gir ve savaş” planları yerine organize şekilde hırsızlık yapmayı tercih ettiler. Çok pahalı elbiseleri çalmalarına rağmen elbiseleri hiç giymeden düzenledikleri sahte makbuzlarla yeniden sattılar. Bu yüzden de iki yüz yıla dayanan geçmişleri vardı.
Hırsızların işlerinde bu kadar başarılı olmalarının sebeplerinden biri de, İngiltene’nin profesyonel polis teşkilatlarını kurmamış olmasıydı. Bu yüzden de geçim sıkıntısı çeken çoğu insan, korkmadan hırsızlık yapabiliyordu. Nüfuzlu adamlara şantaj yapan Kırk Fil, onları yağmaladı. Çaldıkları kıyafetleri giymeyen kadınlar onların satışından elde ettikleri parayla da lüks kıyafetler aldılar.
Alice Diamond, 1916 yılında çetenin kraliçesi olan Mary Carry’i yıkarak yönetimin başına geçti. Suç kariyerine çocukluk zamanlarından başladığı için çok deneyimliydi. Güçlü cazibesiyle erkekleri yere sererdi. Kırk Film medyanın sayesinde o yıllarda gündeme geldi. Çetedeki kadınlar, çoğu kişiyi yoldan çıkartabilecek güce sahipti. Diamond, çetedeki kadınları yeteneklerine göre farklı iş bölümlerine verdi. Bu şekilde dağılıp yaptıkları eş zamanlı soygunlarla polisleri şaşırttılar. Daha da ileriye gitti ve soygunda paranın eşit şekilde dağıldığından emin olmak istedi. Üyeler hapse bile girse ailelerine bakılacaktı.
Diamond, kendisine itaat etmeyenleri sözlü ya da fiziksel şiddet uygulayacağını söyleyerek tehdit ederdi. Birçok kurallar ve düzenlemeler getirdi. Bu kurallarla, elindekini çalmak isteyenlere de ağır cezalar uygulardı. Kırk Fil çetesi kadınlardan oluştuğu için düşmanları onları güçsüz gördüler. Kırk Fil çetesi medyada, “Parti Kızları” olarak adlandırılırdı. Kadınlardan eşya çalmanın daha kolay olacağını düşünen çetelere de ağır cezalar uygulanırdı. “Kötü Kadın” şöhretleri, 1920’de zirveyi gördü. Diamond, zeki kurguları sayesinde hırsızların önlüklerine gizli cepler yaptırdı. Diamond, polislerin kovaladıkları arabalara çalıntı mal yerleştirmemelerini tembihlerdi. Bu sayede polisler oyalanırken hırsızlar da kolayca kaçarlardı.
Günün sonunda, eşyaları çalan hırsızların yaya olarak kaçtığını anlayan polisler alaya alındı. Çetedeki herkese eşit haklar verilirdi. Kadınlar, evlenecekleri erkekleri önce Diamond’a getirirlerdi. Diamond onay verdiği sürece o evlilik gerçekleşirdi. Bu davranışlarını mecbur kaldıkları için 1925’e kadar kabul ettiler.
O yıllarda üyelerinden biri Diamond’a karşı geldi. Bunun ardından Diamond, kafayı yeni evlenen çiftlere taktı. Acımasız saldırılarının ardından 18 ay hapis cezası verildi. Hapisten çıktığında yerine başka bir kraliçenin geldiğini öğrendi. Ardından genelev işletmeye karar verdi. Yeni kariyeri farklı da olsa hala eski kraliçeliğine sempati duyanlara da denk geldi. Diamond, hevesli gençlerden bazılarını yanına çırak olarak aldı.
Çıraklardan Shirley Pitts, 1960 yılında çetenin kraliçesi oldu. 1922 yılında Pitts’in ölmesiyle Kırk Fil dağıldı. Bu suç örgütünü erkeklerle kıyaslandığında uzun bur geçmişe sahipti. Özellikle Diamond’un dönemi en parlak dönemleriydi. Onun gidişiyle de çete yıkıldı.
Benzer içerikler için buraya tıklayınız.
Bu gibi haberlerinin devamı için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.