Deprem Bilimcisi Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Daha büyük deprem olmayacağı gibi bu bölgede olan depremler İstanbul’un deprem güvenlik sigortasıdır.” şeklinde konuştu.
Deprem Bilimcisi Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan Düzce'de meydana gelen deprem sonrasında konuştu. Burada daha büyüğü olmayacağını bu bölgedeki depremlerin İstanbul’un deprem güvenlik sigortası olduğunu açıkladı. Ercan İstanbul’da 2045 yılına kadar büyük deprem beklemediğini açıkladı.
Deprem Bilimcisi Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan Düzce’nin Gölyaka ilçesinde saat 04.08’de meydana gelen deprem sonrasında konuştu. İnsanların yüreğine adeta su serpti. Ercan, Sakarya Çukuru İstanbul'un deprem güvenlik sigortası olduğunu,bu depremin İstanbul depremini öne çekmeyeceğini, Düzce'de 1,5 ay boyunca 5,2 büyüklüğü geçmeyecek artçı depremler olacağını açıkladı. Ama gelecekte olabilecek en yüksek büyüklüğün 6,5 olacağını belirtti. İmar barışı yapıları güvensiz ve en önce yıkılacaklardır uyarısında bulundu.
Ercan, 2002 yılında çıkardığı “Marmara'da deprem” başlıklı kitabında bu depremi 20 yıl önce yazdığını belirtti.
* Kitapta İstanbul depremi olmadan Sakarya Çukuru'nda 2025'e kadar deprem beklediğini yazdığını, bu depremin o beklediği deprem olduğunu söyledi. Dolayısıyla bu depremin onu şaşırtmadığı gibi tam tersine uzun erimli kestirimi doğrulayan bir deprem olduğunu belirtti
* Bu depremin büyüklüğünün 5,9 değil bir defa 6. Yıkım gücü de 4. Dolayısıyla 6,4 veya 6,7 olsaydı yıkım gücü de yaklaşık 7 olabilirdi diye belirtti. Çünkü 1999 öncesi Düzce'deki yapılar çok yorgun. Dolayısıyla 6 büyüklüğündeki depreme direnebildikleri açıklamasında bulundu
* Daha büyüğü olsaydı direnemeyeceklerini belirtti. 1999'da önerdiğimiz Düzce'nin dağlara doğru taşınması olayı kısmen yapıldığını söyledi. Ama Düzce içindeki yapılar da onarılarak yerleşime yine açıldığını ve yanlış bir olay olduğunu söyledi. Düzce'de bu ne ilk ne de son deprem olacak diye belirtti
* Önümüzdeki 30-35 yıl içinde bu bölgenin yeniden orta büyüklükte deprem göreceğini belirtti . Bu sürekli olasılık içinde ve 6,5 büyüklüğüne de ulaşabilir diye ekledi.
Kuzey Anadolu Kırığı’nın bu bölgeyi 3,5 milyon yıldır sürekli kırdığını belirtti. Adapazarı, Kocaeli ve Marmara'da bu depremler sürekli olacağını söyledi. Ama en sık depremlerin olduğu Sakarya Çukuru diye belirtti. Yani doğuda Kaynaşlı'dan batıda Gölcük'e kadar olan kesim olduğunu ve burasının İstanbul'un deprem güvenlik sigortası gibi çalıştığını açıkladı. İstanbul, yani Kuzey Marmara'da olacak depremlerin gerginliğini aktaran yer burası olduğunu belirtti. Ama burasının çok gevrek ve direnme gücünün çok düşük olması nedeniyle gerginliği aktarmadan kendi depremi olarak boşaltığı açıklamasında bulundu
Burada 6 büyüklüğünde depremin olması İstanbul depremini öne almadığı gibi geciktirir diye belirtti
Ercan, “daha büyük bir deprem olur mu?” sorusunu yanıtladı:
* Bunun bir jeofizik bilimsel olarak açıklamak mümkün olmadığını belirtti. Ancak sanırım artık Türkiye'nin en yaşlı deprem bilimcisi olduğunu ve bu 60 yıllık deneyimlerine göre ben daha büyük deprem beklemediğini açıkladı
*, 5,2'ye kadar çıkabilecek artçılar olacağını belirtti. Bunlar yıkımcıl olmayacağını ekledi. Özellikle Düzce'de oturanların, 2007 sonrasındaki yapılan yapılarda oturabileceklerini ekledi. Bunun kararını valilik ve AFAD vereceğini kendisinin sadece yorum yapan bilimci olduğunu belirtti
“Bu deprem İstanbul depremini öne çekebilir mi?” sorusunu ise Ercan, şöyle cevapladı:
* Hayır çekmez, çekemez diye belirttti. İstanbul bir deprem yaratmayacağını, İstanbul için söylediği tarihi 2045'i değiştirmediğini açıkladı. Bundan önce bir deprem olursa şaşacağını açıkladı
* İstanbul için korkulacak bir durum olmadığını belirtti . Çünkü Marmara'nın deprem yapması için 6 milyar cigatonluk bir gerginliğin birikmesi gerektiğini bu gerginliğin olmadığını belirtti. Ayrıca bu depremin de öyle çok fazla abartılmaması gerektiğini ekledi.
* Önemli konulardan bir tanesi seçimlerin yaklaşması nedeniyle düşünülen imar barışı olduğunu belirtti Önceden yapılan da, yapılacak imar barışı da denetimsiz kaçak yapıların devlete para verilerek yasallaşması anlamını taşıdığını belirtti.
* İmar barışından yararlanan bütün yapılar güvensiz olduğunu belirtti. Özellikle kaçak kat çıkarılan her yer depremde yıkılmaya en büyük aday olduğunu söyledi.
* Deprem hem doğa hem de ekonomik bir sorun olduğunu belirtti. Dolayısıyla yaşantı kültürü geleneksel olan ve yeterince geliri olmayan ülkelerde depremin adı her zaman ölüm olduğunu belirtti.
* Türkiye'nin gelir düzeyi 2000 yılında yaklaşık 12 bin dolarken şimdi 6 bin 500 dolara yani neredeyse yarı yarıya düştüğünü belirtti. Yüzde 100 yoksullaşma olduğunu açıkladı. Yoksullaşan bir ülkede halkın deprem önlemini almasını beklemek alaycılık olur diye ekledi.
Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir” sözlerini hatırlattı Prof. Dr. Ercan, Dolayısıyla bu kimsesiz ve yoksulların ayakta ve canlı kalabilmesi için devletin TOKİ aracılığıyla, seçim aracı olarak değil, deprem olabilecek bölgelerde ihtiyacı olan vatandaşlara ücretsiz evler yapması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin ekonomisi düzelmedikçe bu ‘Allah korusun, Allah korudu, vatanımız ve devletimizi büyüktür, yaralarımızı saracaktır, deprem ilahidir' lafları hep süregideceğini belirtti. Bunun tek çaresi bu laflar değil ekonominin düzelmesidir diye ekledi.
Daha önce yaptığı açıklamalarda çok sayıda depremi önceden bildi Övgün Ercan. Son olarak Datça ve Ula arasında deprem beklediğini söylemişti ve o deprem de geçtiğimiz günlerde yaşanmıştı. Ercan son olarak, Daha öncesinde depremde öncelik Kuzey Anadolu kırığındaydı fakat Ege Bölgesi Türkiye'de deprem çekincesinde öncelik aldığını belirtti. Güney Ege bölgesinin her yerinde her zaman deprem olabileceğini açıkladı