İnsanlık Tarihinin Gelmiş Geçmiş En Zengin İnsanı: Mansa Musa

Yayın Tarihi: - Güncelleme Tarihi:

Mansa Musa, bugünün parasıyla yaklaşık 400 milyar dolarlık servetiyle, ölümünün üzerinden yaklaşık 700 yıl geçmiş olmasına rağmen, hala tarihin en zengin insanıdır.

İnsanlık Tarihinin Gelmiş Geçmiş En Zengin İnsanı: Mansa Musa

İnsanlık Tarihinin Gelmiş Geçmiş En Zengin İnsanı: Mansa Musa

Batı Afrika’da; Timbuktu, Gahan, ve Mali’yi içerisine alan Mali İmparatorluğu’nu yöneten Mansa Musa, bugünün parasıyla yaklaşık 400 milyar dolarlık servetiyle, ölümünün üzerinden yaklaşık 700 yıl geçmiş olmasına rağmen, hala tarihin en zengin insanıdır.

Asıl adı Kankan Musa olan ama Mandeng dilinde “kralların kralı” manasına gelen “Mansa” takma ismiyle anılan Musa, babası Faga Laye’nin denizlere açılması sonucu tahta geçti. Babasının çıktığı seferden geri dönmemesiyle beraber imparator oldu.

 

Mansa Musa

 

1312-1337 yılları arasında, Batı Afrika’da bugün Timbuktu, Gahan ve Mali’nin yer aldığı bölgeyi kapsayan Mali İmparatorluğu’nu yönetti. Musa 32 yaşında iken tahta geçmişti ve ülkesinin onuncu imparatoruydu. Oldukça güçlü ve zengin bir ülkeyi babasından devralmıştı.

Mali İmparatorluğu, yaptığı ihracatlarla dünyanın altın ve o dönemde neredeyse altın kadar değerli olan tuz ihtiyacının hemen hemen yarısından fazlasını karşılıyordu. İyi ve cesur bir lider olmasının yanı sıra oldukça keskin bir ticari zekâya da sahip olan Mansa Musa, ülkesinin daha çok zengin olmasını ve servetine servet katmasını sağladı. “Mansa” lakabını da bu şekilde aldı.

 

Mansa Musa

 

400 şehre sahip devasa Mali İmparatorluğu’nun başkenti Timbuktu’nun, Afrika kıtasının en önemli kültür ve ticaret merkezi hâline gelmesini sağladı. Kuzeyi tuz madeni, güneyi ise altın bakımında zengin olan ülkenin diğer gelir kaynakları ise köle ve fildişi ticaretiydi.

Musa iyi bir lider olmasının yanı sıra oldukça cesur bir komutandı. Hükümdarlığı zamanında ülkenin gelir kaynaklarına, altın ve tuz ticaretinin yanı sıra fetihlerde ele geçirilen ganimetler de eklendi. Ayrıca Fetihler, ülke sınırlarının genişlemesini de sağladı. Mali İmparatorluğu artık geniş bir coğrafyaya hükmediyordu. 

Mansa Musa

 

Mansa Musa oldukça akıllı davranmış, maden ve hammadde bakımından güçlü bölgelere rotayı çevirmişti. Mansa Musa ilk iş olarak, Mali’nin bölgedeki etkisini güçlendirdi. İslam ülkeleriyle sıcak temaslar kurarak ticareti canlandırdı. Batı Sudan’ın bir kısmını Mali topraklarına kattı ve doğudan batıya tüm bölgelerde, ticaret ve kanun sisteminde merkeziyetçiliğin uygulanmasını sağladı Özellikle Timbuktu, gerek mali gerekse kültürel bakımdan çok büyük bir şöhrete ve zenginliğe kavuşmuştu. Bu yüzden dönemin önde gelen Ortadoğulu bilim insanlarının, sanatçılarının ve düşünürlerin buluşma noktası haline gelmişti.

Mansa Musa

 

Mansa Musa, dönemin en önemli bilim insanları ve âlimlerinin Timbuktu’ya yerleşmesini sağlamış ve onlara her türlü olanağı sağlamıştır.

İlim ve İslam’ın yayılması için sayısız kütüphane, medrese, ve cami inşa ettiren Musa, bununla da kalmayıp henüz hükümdarlığının ilk yıllarında Sudanlı öğrencileri Fas Üniversitesi’nde eğitim almaları için yurt dışına gönderdi.

Mansa Musa

 

Dönemin en önemli şair ve mimarlarından sayılan Abu-İshak İbrahim-es-Saheli’yi Timbuktu’da oldukça görkemli bir cami ve imparatorluk sarayı yapması için emir verdi. Neredeyse ülkenin simgesi hâline gelmiş olan, Saheli’nin müthiş eseri Djingareyber Cami bugün hâlen sapasağlam bir şekilde ayaktadır.

Mansa Musa, yaptırdığı camiler sayesinde Afrika mimarisinin temellerinin atılmasına da ön ayak oldu. Fetih için sefer düzenlediğinde dahi geçtiği yerlerde medrese, cami ve kütüphane varsa yenilettiriyor eğer yoksa inşa edilmesini sağlıyordu.

 

Yaşadığı dönemde müthiş bir servete sahip olan Musa, oldukça dindar bir hükümdardı. Bu dindarlığının altında, ailesinden aldığı dini eğitimlerin yanında küçükken bir kaza neticesinde annesinin ölümüne sebep olmasının vicdan azabı da yatıyordu. Bu üzücü olay nedeniyle kendisini hiçbir zaman affetmeyen Musa, vicdanını rahatlatma amacıyla servetini hayır işlerine harcadı; bununla da kalmayıp İslam âlimlerinin de tavsiyesine uyarak 1324’te büyük bir hac seferi düzenledi.

Mansa Musa

 

Hac yolculuğuna çıkmaya karar verdikten sonra bir ferman yayınlayarak, bolluk içinde yüzen halkından bu büyük yolculuğa destek olmaları için erzak ve altın bağışı yapmalarını istedi. Bu çağrıya kayıtsız kalmayan halk vefasını göstererek ülkenin dört bir yanından kilolarca altın ve erzak yolladı. İmparatorluğun başına oğlu Muhammed’i bırakan Musa, cariyeler, köleler ve hacca gitmek isteyenlerden oluşan 60 bin kişilik oldukça büyük bir kafileyle hac yolculuğuna çıktı. Bu rakam o dönem için büyük bir orduyla eşdeğerdi. Kafile 2 bin ton altının yanında tonlarca erzak taşıyordu.

Mansa Musa

 

Yolculuk boyunca konakladıkları hemen hemen her yere cami yaptıran, fakirlere yardım eden ve altın dağıtan Musa, binlerce kişiden oluşan kafilesiyle beraber Mekke’ye vararak hacı oldu. Misafir oldukları şehirlerden biri olan Kahire’de sadaka olarak o kadar çok altın dağıttı ki, Mısır’da altının değeri aniden düşerek 12 yıldır krizle boğuşan ülkenin ekonomisinin düzelmesini sağladı. Kafiledekilerin yapmış olduğu alışverişler esnafa adeta can simidi oldu. Ülkede ekonomi ve ticaret birden canlandı.

 

Mansa Musa büyük hac yolculuğu esnasında geçtiği yerlerden kafilesindeki bulunan hacılar için toprak ve mülk de satın aldı. Dağıttığı altınlar halk kadar hırsızların da dikkatini çekti. Hac kafilesi dönüş yolundayken Bedevilerin saldırısına uğradı ve kervan soyuldu. Kalan parasını soygunculara kaptıran Musa, Mısırlı tefecilerden borç aldı ve ülkesine döner dönmez borcunu fazlasıyla ödedi.

 

Mansa Musa

Mali imparatoru ve halkının hac yolculuğu süre boyunca yaptığı harcadığı paralar, alışverişler sadece Ortadoğu’da değil, Venedikli tacirlerin sayesinde de Avrupa’da geniş yankı uyandırdı. Avrupalılar, bu zengin hükümdarı ve ülkesini merak etti. Venedikli tacirler, ülkelerine, Mali’nin Afrika’nın en önemli ticaret merkezi olduğunu yaymaya başladı. 

Afrika’yı dünyaya tanıtarak iyilik mi yoksa kötülük mü etti aslında karar vermek oldukça zor ama Mansa Musa’nın hac seferi ve harcadığı para karşısında adeta iştahı kabaran Avrupa, denizciliğin gelişimi ve coğrafi keşifler ile beraber rotayı Afrika’ya çevirecek ve sömürgeleştirmenin temelleri bu dönemde atılacaktı. Kara kıtanın kaderi, işgaller ve keşiflerle değişecek, tüm doğal zenginlikleri maalesef bugün gelişmiş olarak nitelendirilen Batılı ülkelerin eline geçmiş olacaktı. 

 

Mansa Musa

 

Dünyanın gelmiş geçmiş en zengin insanı Mansa Musa’nın ölümüne dair tarih kitaplarında net bir bilgi yer almamaktadır. Sadece 1330’lu yıllarda, 50’li yaşlarında doğal sebeplerden öldüğü ileri sürülmektedir. Musa’nın ölümü gerek hanedan gerekse ülke için pek çok sıkıntıyı da beraberinde getirmişti. Henüz iki kuşak geçmeden hanedanlıkta büyük bir iç çekişme başladı. Bu çekişme, tüm ülkeyi yerle yeksan edecek büyük bir iç savaşa sürüklemiş ve Musa’nın efsanevi serveti daha iki kuşak dahi geçmeden işgaller ve iç savaşlar neticesinde tamamen bitmişti.

 

 

Benzer içerikler için buraya tıklayınız.

Bu gibi haberlerinin devamı için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

Gönder
runtobet casino siteleri