IMF'nin raporunda dikkat çekici Türkiye detayı

Uluslararası Para Fonu (IMF), geçtiğimiz gün “Dolar Hakimiyetinin Fark Edilmeyen Erozyonu: Aktif Çeşitlendiriciler ve Geleneksel Olmayan Rezerv Para Birimlerinin Yükselişi” başlıklı bir makale yayımladı. Raporda 1999 yılında yüzde 72 olan ABD dolarının dünyada merkez bankalarının toplam döviz rezervleri içindeki payının, 2021'de yüzde 59'a geldiğinin altı çizildi.

Çin yuanında yükseliş

Doların rezervlerdeki payı geriye giderken euro, İngiliz sterlini ve Japon yeninin pastadaki payının artmadığına vurgu yapılan raporda, en çok artış gösteren para biriminin Çin yuanı olduğu fakat yuanın payındaki artışın yavaş ve sınırlı olduğu, yuanın rezervlerdeki payının sadece yüzde 2,5 civarında olduğu belirtildi.

Dolar, euro, sterlin ve yenin dahil olduğu geleneksel rezerv paraların toplam döviz rezervleri içindeki payı geriye giderken, geleneksel olmayan birimlerinin payının 2021'de yüzde 10'a çıktığı belirtilen raporda, bu geleneksel olmayan para birimleri cinsinden merkez bankalarının 1,2 trilyon dolarlık rezerve ulaştıkları paylaşıldı.

Türkiye büyük paya sahip

2020 sonu itibarıyla döviz rezervlerinde geleneksel olmayan para birimlerinin payı en az yüzde 5 olan 46 ülke olduğunu belirten IMF, Türkiye'nin 2020 sonu itibarıyla 48,5 milyar dolar olan brüt döviz rezervinin 15,9 milyar dolarlık kısmının geleneksel olmayan para birimlerinin oluşturduğunu, bunun da toplam içinde yüzde 33'lük bir orana denk geldiğini belirtti.

Yüzde 33’lük pay, rezervi 5 milyar dolar üstü ülkeler arasında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nı (TCMB) zirveye taşıdı. Rusya da yüzde 21’lik payla listede üst sıralarda kendine yer buldu.