İklim değişikliği ile mücadele, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de önemli bir gündem maddesi haline gelmiştir. Türkiye, iklim değişikliği ile mücadeledeki kararlılığını ortaya koymak amacıyla 2025 yılı için belirlediği hedeflerle birlikte İklim Kanunu’nu gündemine almıştır. Peki, bu kanunun içeriği nedir? İklim Kanunu’ndaki maddeler nelerden oluşuyor? 2025 hedefleri arasında ne gibi değişiklikler vaad ediliyor? İşte tüm bu soruların yanıtları ve iklim yasasının detayları.
İklim Kanunu, Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadelede attığı önemli adımlardan biridir. Bu kanun, çevresel sürdürülebilirliği sağlamak, karbon salınımını azaltmak ve uluslararası iklim anlaşmalarına uyum sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Türkiye’nin sera gazı emisyonlarını azaltma hedefleri doğrultusunda, tüm sektörlerde köklü değişiklikler öngören bu yasayla birlikte, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin hızlandırılması, enerji verimliliğinin artırılması ve yeşil teknolojilerin desteklenmesi hedeflenmektedir.
İklim Kanunu’nun 2025 hedefleri, Türkiye'nin iklim politikalarının bel kemiğini oluştururken; özellikle enerji, ulaştırma, tarım ve sanayi gibi temel sektörlerde önemli değişiklikler öngörmektedir. Bu hedefler dahilinde; seragazı emisyonlarının en az %30 oranında azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji tüketimindeki payının %50’ye çıkarılması gibi çarpıcı hedefler yer almaktadır. Ayrıca, şehirlerin iklim değişikliği ile mücadele kapasitelerini artıracak uygulamaların hayata geçirilmesi amacıyla çeşitli teşvikler ve destek programları da öngörülmektedir.
İklim Kanunu henüz yasalaşmamış olmasına rağmen, taslak olarak kamuoyu ile paylaşıldı ve resmi tartışmalara açıldı. Bu süreçte, çevre uzmanları, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenler tarafından yapılan değerlendirmeler, yasanın içeriği ve stratejik hedefleri üzerine derinlemesine bir tartışma ortamı sağladı. Bu tartışmalar sonucunda, kanunda yapılması gereken düzenlemeler ve eklemeler belirginleşti. Örneğin, temiz enerji projeleri için sağlanacak finansal destekler ve yeşil istihdam hedefleri gibi önemli konular tartışma gündeminin merkezinde yer aldı.
Bu kanunun yasalaşması, Türkiye'nin uluslararası iklim taahhütleri açısından da kritik bir öneme sahiptir. Paris İklim Anlaşması'na taraf olan Türkiye, bu anlaşmanın gerekliliklerini yerine getirebilmek adına iç hukuku da uyumlu hale getirmeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla, İklim Kanunu’nun yasalaşmasıyla birlikte, uluslararası platformda daha sağlam bir konum elde edilmesi hedeflenmektedir.
Özetle, İklim Kanunu 2025 hedefleri ile birlikte, çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasında ve iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir yol haritası sunmaktadır. Ancak, bu hedeflerin başarısı açısından toplumun her kesiminin desteği ve katılımı büyük önem taşımaktadır. Kısa bir süre içinde yasalaşması beklenen bu kanunun, Türkiye'nin geleceği için umut veren bir adım olduğu söylenebilir. Gözler, kanunun resmi olarak Resmi Gazete’de yayımlanacağı tarihe odaklanmışken; çevre savunucuları, bu yasayla birlikte neler olacağını ve neler yapmaları gerektiğini merakla bekliyorlar.