İhracatçıların ihtiyaçtan doğan döviz problemleri büyüdü. Doların hızlı değişimi yüzünden zorlanan ihracatçılar; “Kamunun da bize yardımcı olması lazım, yeni yatırım için kredi başvurularımız aylardır…
Ülkeye döviz sokabilen ihracat kalemleri bulunan şirketlere Merkez Bankası’nca (TCMB) getirilen reeskont kredisi kullanmak için yeni şartlara ihracat yapan şirketlerden sert tepkiler geldi. Merkez Bankası’na göre yurda getirilen dövizlerin bozdurulmasıyla rezervlerin güçlenmesi amaçlanmakta. Bunun üzerine, ihracatçıların tekrar ürün alabilmek için artan döviz ihtiyacı da bu problemlerin büyümesine yol açıyor.
İhratacat yapan şirketler, yeni alınan bir kararla birlikte yurt içine soktuğu döviz rezervinin yüzde 40 oranında TCMB'ye bozdurmak zorunda. Bunun karşılığında tekrar dolarla işlem yapmaya kalkışması durumunda ise aradaki farklarla bile ciddi zararlar edilebiliyor. TL cinsinden reeskont kredisi alabilmek içinse anlaşmalı bankaya yine yurda girdirdiği kredilerin yüzde 30'unu bozdurmak zorunda olduğunu belirten ihracatcılar yetmez gibi kur korumalı mevduat için de döviz bozdurmak zorunda kaldıklarını ve işletme sermayesi ihtiyaçlarının TL'nin değer kayıpları karşısında ciddi sorunlara yol açtığını dile getirdi. Ayrıca bankacılık konusunda da şikayetleri olan ihracatcılar, şirketleri A,B ve C grubu olarak ayırdıklarını kredileri sadece A grubuna verdiklerini dile getirdi. A grubu için ise ''bu gruplar artık AĞA grubu'' olmuştur ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada bulanan ihracatçılar, “Bizim finansmana erişim sorunumuz yeni bir konu değil. Ancak durum daha da zorlaştı. Finansmana erişime kolaylaştırmak, uygun faizle uzun vadeli krediler temin etmeyi sağlamak için adımlar atarken ihtiyacımız olan dövizi bozdurmaya kadar geldik. Ancak Merkez Bankası da bir yandan döviz satıyor. Bu dövizi de kimler alıyor belli değil. Dövizi getiren ihracatçılar ama TL kredisi alarak döviz tutmayla da suçlanan yine ihracatçılar. Bu durumda yapılması gereken tek uygulamanın ülkeye döviz getiren ihracatçılara yeni yatırımlar için bahsettiğimiz şekilde kredi sağlanması olduğudur” dedi.
Firmaların işletme sermayesi ihtiyaçlarının her gün büyüdüğüne dikkat çeken bir ihracatçı şunları söyledi: “Bir yandan da siparişler geldiği için yeni yatırımlara ihtiyaç var. Kendi kaynaklarımız bir yere kadar yetiyor. Bizlere kredi vermiyorlar. Bugün kredi verseler yarın 10 milyon dolarlık yatırım yaparım. Ancak bu krediyi ihtiyacı olmayan firmalar alıyor. Bankalar, A, B, C grubu diye firmaları ayırıyorlar. Ama krediler hep A grubuna gidiyor. Bu grup artık ‘ağa grubu’ oldu. Biz proje finansmanı için kredi istiyoruz. Ödeme yapacağımız kurumlar belli. Bankalar ödemeyi onlara yapsınlar, biz kendimize de istemiyoruz. Muhataplar ve bu işin uygulaması oldukça net. Proje aylardır bekliyor. GES yatırımı için bile kredi alamıyoruz. Firmalar GES yatırımı yapsa, kendi enerjilerinin belli bölümünü karşılasa devlete de katkısı var. Enerji ithalatının bir bölümü de düşmüş olacak.”
İthal girdisi yüksek, ülkeye iyi döviz kazandıran firmaların uygulamalardan şikayetçi olduğunu belirten bir başka ihracatçı ise şöyle konuştu: “Biz sorunlarımızı anlatınca sadece not alınıyor. Hiçbir yapıcı açıklama yapılmıyor. Sorunlar çözülmüyor. Uygulamalar dolarizasyonu engellemek içindi. Bunun için ihracatçılar kullanılıyor. Uygulamayı kötü niyetli kullanan firmalar var. Ama bunu denetlemesi gereken ihracatçılar değil. Her 10 firmadan 8’i krediye ulaşamıyor. Finansman ihtiyacımız varken dövizimizin yüzde 30’unu bozdurarak reeskont kredisi almak bizim için bir şey ifade etmiyor. Emtia fiyatlarındaki artıştan kaynaklı olarak işletme sermayemiz olduğu yerde iki katına çıktı. Dolayısıyla herkes bankalara yükleniyor, limitler doluyor. Bankalar kusura bakmayın diyor. 10 dolar ihtiyacın varsa 3 dolar vereyim, o da sen olduğun için diyor. Biz de ayağımızı gazdan çektik. Yatırımları yavaşlatmak durumunda kalıyoruz.”
Ülkemizde ihracatın yaklaşık yüzde 70'i ithalata dayanıyor. Firmaların üretim için hammaddeye ihtiyaçları var. Yeni üretim yapılabilmesi için gerekli hammaddeyi dolarla tedarik etmesi gerekiyor. Ancak dolarını Merkez Bankası’na bozdurarak zamanında uygun kurla geri alamayacağını düşünen ihracatçılar, bunun yerine gerektiğinden fazla hammadde alarak stok yapıyor. Bu durum da ithalat rakamlarını ciddi şekilde yükseltiyor. Geçen yılın ilk 6 ayında 105 milyar dolar ihracat ve 126 milyar dolar ithalat yapılmış, dış ticaret açığı 21 milyar dolar olmuştu. Bu yılın ilk 6 ayında ise 126 milyar dolar ihracat ve 177 milyar dolar ithalat yapıldı. Dış ticaret açığı da 51 milyar dolar oldu. Bu artışta her ne kadar emtia ve enerji fi yatlarının yükselmesi önemli etken olsa da ihracatçıların hammadde stokuna yönelmesinin de katkısı olduğu tahmin ediliyor. Öte yandan ağırlıklı olarak ithalatı dolarla ihracatı ise Euro ile yaptığımız için parite kaynaklı yaşanan sorunlar dış ticaret açığını daha da büyütecek.