Günlük hayatınızda iki şey arasında sürekli kıyaslama yapıp kararsız kaldığınız oldu mu? Cevabınız evet ise hadi bir de paradoksumuzu okuyalım.
Jean Buridan 1300 yılında Fransa’da doğmuş Orta Çağ’ın bilinen önemli filozof ve rahiplerden birisidir. Buridan'ı adından sıkça söz ettiren ise onun meşhur paradoksudur.
Bu paradoksu ilk gördüğümüzde Buridan'ın eşeği ile arasında geçen bir hikaye olarak tahmin edebiliriz. Fakat hikayeyi okuyunca aslında günlük hayatımızdaki olaylarda da bunlarla karşılaştığımızı farkeedeceksiniz.
Günlük hayatınızda iki şey arasında sürekli kıyaslama yapıp kararsız kaldığınız oldu mu? Cevabınız evet ise hadi bir de paradoksumuzu okuyalım.
Buridan'ın Eşeği Paradoksu adıyla bilinen bu paradoks şöyledir; bir eşek düşünün, hem çok aç hem de çok susuz kalmış. Bu eşek kendisine eşit uzaklıkta bulunan su ve saman yığını arasına konulduğunda bu ikisi arasında bir tercih yapamaz. Bu kararsızlık onun ölümüne neden olur.
Bu örneklem bize, eşit derecede arzulanan iki seçenek arasında bir tercih yapmanın ne kadar zor olduğunu gösterir.
Önünde bulunan seçenek biri açlığını giderecek, diğeri ise susuzluğunu giderecektir. Aynı bizim de hayatta kaldığımız kararsızlıklara birini diğerinden daha önemli bulup onu isterken iki seçeneği de elimizden kaçırdığımız anlarımıza benziyor öyle değil mi?
Bu hikaye genellikle özgür iradenin olmadığının kanıtı olarak kabul edilir. Buridan’ın Eşeği Paradoksunun bir benzeri aslında ünlü filozof Aristoteles’e ait bir paradoksa dayanmaktadır. Buradan yalnızca kahraman bir köpektir.
Diyelim ki önümüzde satın alacağımız iki güzel kıyafet duruyor. İkisine de ihtiyacımız var ve sadece renkleri farklı. Burada seçimlerimizi şuna göre karar veririz.
1. Herhangi bir rengin bizim için özel anlamı vardır ve bunu düşünüp direkt alırız.
2. Sizin için fark yoktur ve birini alıp gideceksinizdir.
Peki tercih edeceklerimizden birisi bize daha cazip gelene kadar beklemeli miyiz?
Bu paradoksta kararsız beklemenin sonucunun pek de iyi olmayacağı açıkça anlatılmıştır. Kararsız kalsak bile en azından özgür şekilde bir tercih yapabilmeliyiz.
Tercih seçeneklerimizin çok olması bizi daha özgür insan mı yapar?
Birçok kez iki seçenek arasında kalmış olsak da birçok seçenek arasında mutlaka çıkmaza girdiğimiz de olmuştur. Seçenek sayısı arttıkça kararsızlığımız da bir o kadar artar.
17.yy filozofu Spinoza da şöyle der:
"Hiçbir zaman özgür olmadınız; ama bunu fark edemeyeceğiniz için özgür ve mutlusunuz."
Aslında bu paradoksta Buridan’ın bize anlattığı en önemli şey sadece irademizin bir eylemde bulunmaya yetmediğidir. Çünkü hayatta her şeyin bir nedeni vardır. Seçimlerimizin, düşüncelerimizin, yaşam biçimimizin vs..
Normal olarak düşünülürse hiçbir eşek o an açlıktan ölmez. İllaki birini tercih edecektir. Çünkü burda da bir nedeni var:aç. Fakat kararında özgür iradesi söz konusu değildir. Özgür iradesi ile verdiği bir karar, bir seçeneğin diğerinden daha cazip olmadığı zaman aldığı karardır. Hayatımızda da kararsız kaldığımızda bizim için önemli olan yanlarını düşünüp seçeriz. Önemli olan neyi seçtiğimizden ziyade karar verip seçmemizdir.
"En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir."
Bu gibi haberlerinin devamı için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Benzer içerikler için buraya tıklayınız.