Malezya Havayollarına ait olan MH-370 sefer sayılı 239 kişiyi taşıyan Boeing 777 uçağı; 8 yıl geçmesine rağmen hala bulunamadı.
Bir Uçağın Düşmesi 6 Nedene Bağlı Olabilir:
1) Pilotun hatası
2) Teknik hata
3) Üreticinin hatası
4) Hava durumu
5) Terör saldırısı
6) Trafik kontrolörü hatası
Yaşanan bu olayda 3,4 ve 5. şık direk eleniyor. Çünkü o gün hava durumu gayet güzel. 777’nin sicili ise temiz çıkıyor.
Kuleden kaynaklanan bir hata olduğu düşünülmüyor. Yolcuların sicillerine bakılacak olursa hiçbiri de bir örgüt vs. üye değiller. Sadece yolculardan 2’sinin pasaportlarının sahte olduğu anlaşılıyor. Fakat onların da bu işe kalkışamayacaklarına emin olunuyor.
Uçakta acil durumlar için kullanılan kod olmasına rağmen o gün kuleye kokpit ekibinden mesaj ileten de olmuyor. Pilot ve kule arasında en son “iyi geceler efendim” şeklinde konuşma geçiyor.
6. şık da yolcuların sicillerinin temiz olmasından dolayı eleniyor. Geriye 1 ve 2. şık kalıyor. Öncelikle uçağın bakım geçmişi incelenip uçakta çalışan teknisyenler de sorguya alınıyor. Burda da bir sıkıntı çıkmıyor. Tek sorun olarak kara kutuların pillerinin 2 yıldır değiştirilmediğine rastlanıyor. Her ne kadar önemli olmasa da mevzuat gereği değiştirilmesi gerekiyormuş.
Uçak rotasında normal giderken bir anda radardan kayboluyor. Kule ile de ileteşimi kesiliyor ve haber alınamıyor. MH-370 ve kule arasında bulunan bir başka uçak anons geçiyor. MH-370’den kısa bir “mırıltı” alsa da sonrasında ses gidiyor.
Transponder kapandığı zaman radara uçağın kimlik bilgisi gitmez ve havada uçan nesne olarak gözükmeye başlar. Bu ise sadece askeri radarlarda izlenilebilir. Tam bu sırada uçağın önce sağa, sonra da hızlı bir manevrayla sola gittiği gözlemlenir.
Bu manevrayı ise sadece usta bir pilot yapabilir. Uçağın bu dönüşünden bir süre sonra yardımcı pilotun telefonundan bir sinyal alınır. Yani telefon kapalıyken açılmış. Bu olaydan sonra uçağın Endonezya-Malezya hava sahalarının tam sınırında ilerlediği için iki ülkenin radarları tarafından da izlenemedi.
Normalde uçaklar havadayken her saatte bir “selamlama” denilen sinyal yollar. Yapılan araştırmalara göre son verdiği selam radardan koybolduktan tam 6 saat sonra atılmış. Yani bu demek oluyor ki uçak kaybolduktan sonra 6 saat daha havada kalmış. Çok ilginç olan yanı ise; havada hiç iletişim kurulmamış, tanımlanamayan uçak var.
Fakat ordunun gözlemlemesi için hiç savaş uçağı gönderilmemiş. Eğer ki uçmakta olan bir uçaktan haber alınamıyorsa savaş uçakları havalanır ve kontrol ederler.
O dönemdeki Başbakan’a bu konu sorulduğunda ise “tehlikeli bir durum olmadığını düşündük” tarzında saçma cevaplar alınmış.
Pilotların detaylı incelemesine gelelim. İkinci pilotun hayatı incelendiğinde intihar girişimi olabilecek bir durum olmadığı gözlemlenir. Birinci kaptanın evinin incelenmesinde ise kafa karıştıracak bir durumla karşılaşılmış. Evinde ileri teknoloji bir uçuş simülasyon bilgisayarı bulunmuş. Uçuş datası incelendiğinde ise MH-370’in kaybolduğu gecenin benzer rotası da simülasyonda gördükleri son uçuşta da yapılmış.
Kafa karışıklığı bununla da kalmıyor. Kaptanın kardeşi de bu uçuştan bir hafta önce göz altına alınmış ve bu olaydan bir gün önce de tutuklanmış. Ayrıca bu kaptan da çok sağlam muhalifmiş. Eşiyle de kısa süre önce boşanmışlar. Bu bilgilerden hareketle ordunun uçağı gözetmek için savaş uçağı gördermemesi de hükümet ve pilot arasında pazarlık olabileceği düşüncesini güçlendiriyor. Çünkü gönderdiği an medyada yayılır ve tüm ülkelerin de bundan haberi olur.
Peki bu olaylar olurken ikinci pilot ve yolcular ne yapıyorlardı? Eğer ki MH-370’deki gibi sert manevra yapılırsa tüm yolcular bir sorun olduğunu anlar. Bunu yapmadan önce ikinci pilotun kabine gönderildiği varsayılıyor. Sonra da uçağın irtifasını bir anda alçaltıp yükselterek ve kabin basıncını çok düşürerek yolcuları önce bayıltıp sonra da öldürdüğü tahmin ediliyor.
Uçak son selamlama sinyalini de sabah 08.30 gibi gönderiyor ve bir daha haber alınamıyor. ABD, Fransa, İngiltere, Avustralya ve Almanya gibi birçok ülkeden arama kurtarma çalışmalarına destek geliyor. Tarihteki en pahalı arama kurtarma çalışmalarına başlanıyor. O kadar kapsamlı bir okyanus altı taramaları yapılıyor ki, okyanusun taban haritası yeniden çiziliyor. 1. ve 2. dünya savaşına ait batıklar bile bulunuyor fakat MH-370’e dair hiçbir enkaz bulunamıyor.
Zamanla MH-370’e ait olduğu tespit edilen 30’dan fazla parça karaya vuruyor. Parçalar sıradan insanlar veya balıkçılar tarafından bulunuyor. Maliyet fazla olduğundan arama çalışmaları durduruluyor. 8 yıl boyunca ne uçağın enkazına, ne de herhangi bir cesede ulaşılamıyor. 2022 yılında tekrar arama çalışmalarına başlanacağı konuşulsa da bu olay tarihin en büyük sırlarından ve maliyeti en yüksek olan kazalardan birisi olarak kayıtlara geçiyor.
Bir uçakta verileri kaydeden iki çeşit kara kutu bulunur. Biri sesleri kaydederken, diğeri uçağın hızı, yüksekliği gibi bilgilerini kaydeder. Olur da bir gün MH-370 enkazı bulunursa, bu kara kutular cesetlerden bile daha önemli bir hedef olacaktır. O gün neler yaşandığını ancak o iki kutu sayesinde öğrenilebilir. Tabi o da çalıştırılabilirse.
Bu gibi haberlerinin devamı için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Benzer içerikler için buraya tıklayınız.