Henüz on dokuz aylıkken bir ateşli hastalık neticesinde görme, işitme ve konuşma yetisini kaybeden Helen Keller’in hikayesini sizler için derledim.
Helen Keller 7 Haziran 1880 tarihinde Alabama kırsalında küçük bir kasabada dünyaya sağlıklı bir şekilde gözlerini açtı. Annesi Kate Adams Keller ve Babası Yüzbaşı Arthur Henley Keller idi. Ancak on dokuz aylık iken geçirdiği bir hastalıkla konuşamaz, göremez ve duyamaz hale geldi. Ailesi Helen’i 6 yaşında iken Baltimore'da bir uzman doktorla görüşmeye gittiğinde çocuklarının bir daha asla kaybettiği yetilerini geri alamayacağı söylendi, fakat doktor, çocuğun eğitilmesinin mümkün olduğunu, bunun için bu uzmanlaşmış bir doktorla görüşmelerini tavsiye etti.
Helen'in ailesi telefonu icat ettikten sonra kendini sağır çocukları eğitmeye adayan Graham Bell ile görüştü. Graham Bell, Perkins Enstitüsü ve Massachusetts Sağırlar Evi ve Perkins Enstitüsü ile görüşme yaparak Helen için bir öğretmen ayarlayabileceğini söyledi. Bu sayede Helen öğretmen Anne Mansfield Sullivan ile tanıştı. Anne Sullivan da görme sorunu olan ve aynı kurumda eğitim almış bir kişiydi. Anne Sullivan, Helen'ın normal bir eğitim görmesini sağlayarak okuma ve yazmayı öğretti.
Öğretmeni Anne Sullivan, Helen'in ilk on dokuz ayında aklında yer etmiş olan ‘’su’’ kelimesinden yola çıkarak öğrenmesini sağlamıştı. Sullivan Helen’ı bir su pompasının yanına götürerek elini suya tutmuş ve daha sonra eline "su" kelimesini yazmıştı. Bundan sonraki birkaç saat içerisinde Helen, 30 kelime daha öğrenmişti.
Helen önce Massachusetts'da bulunan körler okulunda eğitim gördü. Sonra New York’ta bulunan sağırlar okulunda okudu. Daha sonra Helen 1896’da eğitimini Anne Sullivan ile beraber gittiği ve yine Massachusetts'da bulunan ‘’Cambridge School for Young Ladies’’ isimli bir okulda devam ettirdi. 1900’da bugünlerde Harvard Üniversitesi ile birleştirilmiş olan ve kadınlara özel Radcliffe College isimli okulda devam etti.
Hem eğitimi hem de eğitim sonrası hayatı boyunca yanında hep Anne Sullivan vardı. 1904’te mezun olan Helen lisans derecesi alan ilk kör ve sağır kişi olmuştu. Resmi eğitimini burada tamamlasa da yaşamı boyunca pek çok üniversiteden onursal doktora almıştır.
Üniversite eğitimi esnasında Helen, "Hayatımın Öyküsü" isimli otobiyografik bir kitap yazdı ve bu kitabı 1903’te yayımlandı. İlk başlarda pek ilgi göremesede sonradan klasikleşti, 50 dile çevrildi. Helen ve Anne takip eden yıllar boyunca hiç ayrılmadı ve dünyayı gezip seminerler vererek, vodyil turneleri yaparak geçimlerini sağladılar.
1918'de New York'a taşındılar, bu arada turneleri de devam ediyordu. Ayrıca kazandıkları paranın bir kısmı Amerikan Görme Engelliler Vakfı'na bağışlanıyordu. 1921'de Helen'in annesini kaybedince yanında sadece Anne Sullivan kalmıştı. Ancak aynı sene Anne’de hastalandı ve 1922’de geçirdiği bronşit yüzünden sadece fısıldayarak konuşabilir bir duruma geldi. 1914 yılından itibaren Helen ve Anne’nin yanında sekreter olarak çalışan Polly Thomson, Anne'nin rolünü alınca Helen’ın turneleri aksamadı ve vakıf için kaynak olmaya devam etti.
Anne Sullivan'ın ölümünden sonra Helen, Polly ile birlikte Connecticut'a taşındı. II. Dünya Savaşı sonrasında çalışmalarını sadece Amerika’da bulunan görme engelliler için değil, bütün dünyadaki görme engelliler için yapmaya başladılar. Onlar çalışmalar için başka ülkelere ziyaret ettikleri zaman evlerinde bir yangın çıkmıştı. Bu yangın Helen'in üzerinde çalıştıği "Öğretmen" isimli kitabını da kül etmişti. Bu kitapta Helen, Anne Sullivan'ı anlatıyordu.
Helen 1961 yılında kalp krizi geçirdikten sonra sosyal hayattan uzaklaştı. Katıldığı son etkinlik Washington, DC'de gerçekleştirilen Lions toplantısı oldu. Ayrıca bu etkinlik sonrası Başkan Kennedy tarafından da Beyaz Saray'da konuk edildi. 1964'te Özgürlük Madalyası'na layık görüldü. 1 Haziran 1968 tarihinde uykusunda öldü.