Getir Kurucusu Nazım Salur, Londra'da geçen yıl ocak ayı sonunda hizmete başladıklarını belirterek, "Orada 6 tane rakip vardı. Şu an biz 6 rakibin toplamının iki katı iş yapıyoruz. Daha bir sene de dolmadı."…
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından bu yıl ikincisi çevrim içi olarak gerçekleştirilen ve "Oyunun Kuralları Değil, Kendisi Değişti" temasıyla düzenlenen Dijital Türkiye Konferansı devam ediyor.
Konferans kapsamında düzenlenen oturumda TÜSİAD Başkan Yardımcısı ve Fiba Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özyeğin'in sorularını yanıtlayan Getir Kurucusu Nazım Salur, Getir'in 2015 yılındaki kuruluş sürecini ve bu fikrin nasıl doğduğunu anlattı.
Salur, başlangıcın 2012'de BiTaksi ile olduğunu, insanlara 3 dakikada taksi ulaştırır konuma geldikleri BiTaksi'nin ekranına bakarken böyle bir fikrin doğduğunu belirterek, "Taksi bir tane ihtiyaç, insanların başka bir sürü ihtiyacı var. Neden 10 dakikada insanların ihtiyaçlarını götürmeyelim' dedim. Evde otururken bir pazar günü bir saniyede aklıma geldi. Pazar araştırması yaparak ortalıkta neye ihtiyaç var diye düşünerek aklımıza gelen bir girişim değil." şeklinde konuştu.
Ekip arkadaşları ile çalışma kültürüne ilişkin soru üzerine Salur, "Nasıl ki iyi yemek iyi malzemeyle pişer. İyi bir şirket iyi çalışanlarla olur." ifadesini kullandı.
Şirket değerinin yüzde 99,5'ten fazlasının iyi bir fikir etrafında topladıkları iyi insanlardan oluştuğunu aktaran Salur, hem karakter olarak hem de mesleğinde iyi olan insanları bir araya getirdiklerini, iyi insanları çekmeye devam ettikleri sürece var olabileceklerini söyledi.
Nazım Salur, "Amazon 8 ülkeye 13 yılda gitmiş. Getir, hem Türkiye'de 81 ilde hizmet veriyor hem de bir yılda dünyada 8 ülkeye ulaşmış. Bunun hikayesini paylaşabilir misiniz?" şeklindeki soru üzerine, Getir'in büyüme stratejisine değindi.
Salur, bu başarıyı çok sayıda iyi insanla yaptıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşi kendi işi gibi gören, gece gündüz bu işe güç veren bir grup var bizde. Getir'de ortalama yaşımız da 28. Getir'de, 40'lı yaşların üstünde insan sayısı çok fazla değil. İş zor ancak bir taraftan da zevkli. Zevkli olunca iş gibi olmuyor aslında. Arkadaşlar da iş gibi yapmıyor. Birbirimize çok söylemesek de hani 'Türkiye'den bu iş çıkar mı çıkmaz mı' gibi şüpheler var ya... Biraz inada bindiriyoruz işi. 'Çıkar kardeşim, niye çıkmasın yani.' Teknoloji bazlı bir iş. Türkiye'den de çıkar. Hem de hani onların yaptığı bir işi yaparak değil. Daha onların yapmadığı bir işi akıl ederek de buradan bir iş çıkar."
Getir Kurucusu Salur, Londra'da geçen yılın ocak ayı sonunda işe başladıklarını anımsatarak, "Orada 6 tane rakip vardı. Şu an biz 6 rakibin toplamının iki katı iş yapıyoruz. Daha bir sene de dolmadı. Yani gittiğimiz zaman da oradaki zayıf bir oyuncu olmak üzere gitmiyoruz. Gidip gerçekten kuvvetli bir iş yapmaya çalışıyoruz. Bunun için kaynağımız da var. Kaynağı korkmadan kullanıyoruz. Buradaki motivasyon, yani şirketin ana hedefi büyüme üzerine şu anda. Tabii ki uzun vadeli hedefimiz, karlılık ve kardan değer yaratmak." ifadelerini kullandı.
Salur, bu işe ilk karar verirken aynı isimle yurt dışına çıkmaya karar verdiklerini söyledi.
Nazım Salur, yatırımcıların ilgisine ilişkin soru üzerine, ilk dönemde yerli ve yabancı yatırımcılardan ilgi görmekte zorlandıklarını, sonra yatırımcı sayısının hızla arttığını vurguladı.
Son yaptıkları 3 yatırım turunda hep dışarıda birilerinin kaldığını, bir sonraki turda onların hemen geleceğini aktaran Salur, bunların sonraki tur için masa ayırttığını söyledi.
Salur, girişimcilere neler tavsiye ettiğinin sorulması üzerine, işi kurarken birkaç yüz detay olduğunu düşündüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:
"Ancak ilerledikçe çok başka detaylar çıktı. Onları da çözmemiz gerekti ve hala da çıkıyor. İlerledikçe yeni detaylar ve zorluklar çıkıyor. İyi bir start-up'ta beklenmeyen bir sürü şey çıkacaktır. Yeni start-up kuran arkadaşlar, baştan her şeyi hesaplayabileceklerini hiçbir zaman zannetmesinler.
Çabuk pes etmesinler. Bu, bir kısa mesafe yarışı değil, bir maraton. İyi şirketler 10 ila 20 yılda ortaya çıkıyor. Teknolojide de bu böyle. 20 yıllık perspektifle bakmak lazım. İkinci tavsiye 'Ben bunu yaparım, birkaç sene sonra da satarım' diye yapmasınlar. Bu biraz inşaat işi gibi. Oturmak için ev yapmakla, satmak için ev yapmak arasında fark var. Oturmak için yap evi, sağlam yap. Bir gün satmak istiyorsan yine satarsın."