Genelev kraliçesi Matild Manukyan'ın adını bilmeseniz bile hikayesini duymuşsunuzdur.
Matild Manukyan’ı tanımıyorsanız bile mutlaka onun adını duymuşsunuzdur. Mesleğinin 30’lu yaşları en verimli yıllarıydı. Ünü ülke sınırlarını açtığı için herkes ticari sırrını öğrenmek istiyordu. Mesleğinin tanımını amiyane bir tabirle bacasız bir fabrika işletmek olarak nitelendiriyordu. Kadın bedenini sattığı için tepki topluyor ama bu duruma “Namussuz dedikleri kadınlarla birlikte olmak için kapımda kavga eden adamlar olmasaydı ben bu işi yapabilir miydim?” sözleriyle farklı bir bakış açısından açıklama yapıyordu.
1992 yılında Manukyan’ın Ayşe Arman tarafından belgeselinin çekilmesiyle adı daha da çok duyulmuştu. 2008 yılında ise hayatının film yapılacağı başrolünde de Hülya Avşar’In oynayacağı konuşuluyordu. Hatta Hülya Avşar’ın rolünü benimsemek için haftada üç gün geneleve gittiği söyleniyordu. Ancak bahsedilen film hiçbir zaman çekilmedi.
Ermeni Kökenli olan Matild Manukyan 1914 yılında İstanbul Pera’da doğdu. Dört kardeşli evin tek kız çocuğuydu. Kardeşlerinden birini hastalıktan diğerini de pencereden düştüğü için kaybeden Manukyan kendini dikiş işine verdi. Bu işte kendini geliştiren Manukyan sosyeteye kadar kıyafet dikmeye başladı. Mühendis olan Aran Çilingir’e takım elbise diktiği sırada aşık oldu ve evlendi. Evlendikten sonra dikişi bıraksa da ikinci dünya savaşıyla eşinin işleri bozulunca tekrar dikişe başladı.
O dönem kıyafet diktiği Behice Hanım bir türlü borcunu ödemiyordu. Borcun altından kalkamayan Behice Hanım, Manukyan’ ın işlettiği geneleve ortak olmasını istedi. Manukyan her ne kadar ilk başta kabul etmek istemese de Behice Hanım aklını çelmişti. Abanoz sokakta olan eve sadece ay sonu gider ve parasını alırdı. Bu gelmeler gitmelerle ev tamamen Matild Manukyan’a kalmıştı. Eşi ölünce terziliği bıraktı ve kasanın başına geçti. Genelevin sorumluluğuna kollarını sıvayan Manukyan’ın ilk işi kızların sağlık kontrollerini yaptırmak oldu. Kısa sürede Abanoz sokakta 25 tane ev sahibi olmuştu. Kendi evinden çıkmaz gün sonu her evin sorumlusunun parayı getirmesini bekliyordu. Kızlara çalıştığının 1/3’ini veriyordu. Elinden geldiğince de kızlarla muhatap olmazdı. Kazandıklarını mala mülke yatırıyordu. Yüklü miktarda vergi ödediği için devlet olaya müdahale etmiyordu.
1992 yılında küçük bir kız çalıştırdığına dair şikayet alınınca, Manukyan tutuklanmış ve 19 tane evi kapatılmıştı. Ancak bu durum çok uzun sürmedi yeniden kaldığı yerden devam etmeye başladı. Devletin gelir kaynağı sayıldığı için Manukyan gözden çıkarılmak istemiyordu. Ödediği vergiler ünlü iş adamlarını geçmişti. Çok kıymetli kiracıları vardı; şişli belediye binası, şişli adliyesi, emniyet müdürlüğü bunlardan en önemlileriydi. Yüksek miktarda vergi verdiği için gazetelere manşet oluyor ve törenlere davet ediliyordu.
1975 yılında bir suikastın kurbanı olmaktan kıl payı kurtuldu. Kendi ağır yaralanmış koruması ve şoförü ölmüştü. Ancak bu işin üzeri devlet tarafından kapatılmıştı.
Sokak temizliğini çetelere yaptırıyor ve yüksek miktarda para ödüyordu. Ancak başı beladan kurtulmadığı için o saatten sonra hayır işi yapmaya karar vermişti. Bu hayır işleri sonucundan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi tarafından “manevi anne” ilan edildi. Manukyan camii de yaptırmak istemişti ancak bu durumdan dönemim müftüsü rahatsız olduğu için bu konu çok konuşulmuştu. Konuşmayı sonlandıran dönemin diyanet işleri başkanın açıklaması olmuştu. Hayatının sonuna doğru vergi rekortmenliği unvanı silinmeye başlamıştı. Kendisine verilen ödüllerden ve gazete konu olduğu manşetlerden oluşan bir müze açmak istiyordu. Ancak bu isteğini gerçekleştirmeye ömrü yetmedi 17 Şubat 2001’de kalp krizinden öldü. Müslüman olmasına rağmen cenazesi kilise de yapılmıştı.
Genelevlerin açılışı Manukyan’la başlamamıştı. Ancak kapanışı o yapmıştı. Osmanlı yıllarında İstanbul bir liman kentiydi. 1850’li yıllarda yabancı tacirlere paralı seks yaptırılmaya başlanmıştı. Kırım savaşıyla genel evlerin sayısı artmıştı. 1884 yılında yayımlanan genelgeyle Beyoğlu’nda bulunan genelevler dışında hepsi yasaklanmıştı. Buna rağmen 1910 yılında İstanbul’da 175 tane genel ev vardı. 1946 yılıyla beraber bu sektör Manukyan’la anılmaya başlanmıştı.
Bu gibi haberlerinin devamı için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Benzer içerikler için buraya tıklayınız