Seri katil Lavinia Fisher'ın hikayesini sizler için derledik.
Lavinia, 19. yüzyılda Amerika’da doğdu.16 yaşlarındayken John Fisher ile evlendi. O yaşta evlendiği için neredeyse eşinin büyüttüğü düşünülür. Çift, Charleston şehrine yakın bir yerde olan otelden geçimlerini sağlıyordu. Otel, genellikle uzun yolculuk yapanların konakladığı bir yerdi. Ara ara polis karakoluna kayıp ilanları gitmeye başladı. Doğal olarak bu durum da dikkat çekmeye başladı. Kayıp kişiler hakkında yapılan araştırmaların sonuçları ise bu kişilerin en son bu otelde bulundukları yönünde oluyordu. Dikkatleri üzerine toplayan otel, polis tarafından incelemeye alındı.
Polisler, bir zaman bu oteli ve yöneten çifti inceleme altına aldılar. Amaçları delil bulmaktı çünkü ellerinde yeterince delil bulunmuyordu. Otelin sahibi Lavinia Fisher, çok hoş bir kadındı. Güzelliği pek çok kişi tarafından da konuşulurdu. Güzel olduğu kadar tatlı da bir dili vardı. Hatta bu durumu kullanarak otellerindeki müşteri sayısını her geçen gün arttırıyordu. Lavinia, bazen de araçların geçtiği yollara giderek insanları otellerine gelmesi konusunda güzelliğiyle ikna ettiriyordu. O arada Lavinia'nın eşi de araçtaki kişileri soyuyordu. Bu durumu tabii ki polis anlamıştı. Ancak emniyetin önceliği otele dair kanıtmala ulaşmaktı. Polislerin düşüncesi de oteldeki müşterileri çiftin soyduğu ve sonradan da öldürdüğü yönündeydi. Fisher çifti otele gelen müşterileri için hep aynı taktiği kullanıyordu. İlk aşamada müşterilere çiftten içecek ikramı geliyordu. Ardından Lavinia çekiciliği sayesinde müşterileri ikna etmeye çalışıyordu. Zaten ikna etmese bile içeceklerine konulan uyku ilacı sayesinde müşteriler de orada konaklamak zorunda kalıyordu.
Bir gün John Peeples, otele kalmak için geldi. Peeples, çok zengin tüccarlardandı. Fakat geldiği gün boş bir oda bulamadı. Lavinia durumdan istifade hemen John'a çay ikram etmek istediğini söyledi. Peeples, güzeller güzeli Lavinia'nın teklifini geri çevirmedi ve birlikte otururdular. Lavinia'nın eşi John'da bir gariplik sezdi çünkü sürekli gözü üzerindeydi. Ardından Lavinia odanın birinin boşaldığını söyledi. Tabii bu arada planlarının en önemli adımı olan çay ikramını da unutmadı. Ancak Peeples, bunu kabul etmeyeceğini ifade etti. lavinia, çok ısrarcıydı ve eşi de sürekli bakıyordur. Peeples, çayı içmiş gibi yaparak oraya gizlice döktü. Peeples odasına gitti. Ardından çiftin sesi gelmeye başladı. Peeples, uyuyormuş gibi yaparak çifti dinlemeye başladı. Çift, Peeples'ın odasına geldi ve gizledikleri tünellerini açtı.
İşlerin iyice karıştığını fark eden Peeples, camdan atlayarak hemen oradan kaçtı. Soluğu polis merkezinde aldı. Tüm yaşadıklarını anlatan Peeples, önemli delilleri polise vermiş oldu. İfadenin ardından polisler otele baskın düzenledi. Yapılan baskında tünellere ve uyku ilaçlarına rastlandı. İşte tüm sır orada saklıydı. Meğer o tünellerinde şimdiye kadar öldürdükleri insanların cesetleri vardı.
Baskının ardından çift tutuklandı. Cinayet işledikleri her ne kadar ortada da olsa onların yaptıklara dair ortada delil olmadığı için cinayet suçundan yargılanmadılar. Ancak serbest bırakmak istemeyen mahkeme hırsızlık suçu ile ölüm cezası verdi.
Fisher çifti, idam edilene kadar kaçma planları düşündüler. Bir gece bu planı çift uyguladı. John hapisten kaçsa da Lavinia kaçamadı. John eşini orada yalnız bırakmak istemedi ve tekrardan teslim olarak içeri atıldı. Kaçma eylemlerinden dolayı orada kötü davranış ve şiddete maruz kaldılar. Hatta Lavinia'ya tecavüz bile edildi.
İdam günü gelip çattı. Ancak dosyalarda bazı eksikliklere denk gelindi. Kanuna göre evli bir kadın idam edilemezdi. O yüzden ilk olarak John'u öldürmeyi düşündüler. Çünkü John hayatını kaybettiği anda Lavina da evli bir kadın olmuyordu. John, asılmak üzere ipe bağlandı. Her ne kadar inkar etse de John'un son sözü “yaşananlar için özür dilerim” oldu.
Lavinia ise, ölmeden önce gelinlik giymek istediğini söyledi. Lavinia'ya gelinliğini giydi ve oradaki insanlara “cehenneme iletmek istediğiniz bir mesaj varsa şimdi bana söyleyin, ben iletirim” diyerek kendi sandalyesini kendi düşürdü. Lavinia öldüğünde henüz 27 yaşındaydı. Ve adı tarihe Amerika'nın ilk kadın seri katili olarak yazıldı. Cinayetten dolayı çift idam edilse de hiçbir şekilde onların yaptığına dair bir delil ele geçirilmedi.
Çiftin idamından sonra o bölgede hayaletlerin olduğu ve insanları rahatsız ettiği yönünde konular konuşuldu. Bu hayaletin ise Lavinia'ya ait olduğu düşünüldü. Haksız yere idam edildiği için insanlara yaklaştığı tahmin edildi. Bu iddiaların güçlenmesini sağlayan ise her yıl düzenli bir şekilde gelen tur firması oldu. Lavinia'nın oteli, idam edildiği yer ve kaldığı hapishane çok meşhur olur. Oraya gelen turistler bu yerleri gezmeden gitmezler.
Benzer içerikler için buraya tıklayınız.
Bu gibi haberlerinin devamı için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.