Bu yılın ilk çeyreğinde de gündem enflasyon ve savaş...
Kovid-19 salgınının neden olduğu derin ekonomik gerilemenin ardından toparlanmaya geçen küresel ekonomide yükselerek 2021'e damgasını vuran enflasyon, Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle bu yılın ilk çeyreğinde de gündemde kalmaya devam ediyor.
Küresel ekonomi, 2022'de enflasyon şokuyla karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Yüksek enflasyon, gelişmekte olan ülkelerin yanı sıra gelişmiş ekonomilerin de sorunu haline geldi.
Jeopolitik riskler emtia fiyatlarını yukarı yönlü baskılarken, Kovid-19 sonrası merkez bankalarının en büyük sınavı olan enflasyon kaynaklı tedirginlikler de artıyor.
Kısa vadeli görünümle ilgili olarak, yüksek enflasyonu talep artışından ziyade öncelikle maliyet kaynaklı gören analistler, Rusya-Ukrayna savaşının fiyat baskılarını yeniden artırdığı üzerinde duruyor.
Analistler, savaşın, enerji ve emtia fiyatlarının keskin şekilde yükselmesine neden olduğunu, bunun da enflasyonu daha yukarı seviyelere iteceğini belirtti.
ABD Başkanı Joe Biden, ülkede son dönemde artan enflasyon ve yükselen akaryakıt fiyatlarının büyük oranda sorumlusunun Ukrayna'ya savaş açan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin olduğunu savunuyor.
Avrupa Merkez Bankası (ECB), yüksek enflasyonun 2022'de düşmesini öngörürken, çok sayıda ekonomist, savaşın etkisiyle artan enerji fiyatları sonucu enflasyonun uzun süre yüksek kalıp kalmayacağını tartışıyor.
Salgın nedeniyle tedarik zincirinde yaşanan sıkıntıların ekonomik normalleşmeyle artan tüketici talebini karşılamaması dünya genelinde fiyat artışlarını körükledi.
Salgının neden olduğu ekonomik şokun ardından ülkeler toparlanmalarını sürdürürken, yüksek enflasyon ekonomilerin en önemli konu başlıklarından biri haline gelmiş durumda.
Enerjiden gıdaya son dönemde hızlanan fiyat artışları, birçok ülkede tüketicilerin yaşam maliyetini kayda değer oranda artırdı.
Arz dar boğazları, iş gücü piyasalarındaki sıkıntılar, baz etkisi ve ekonomilerin yeniden normalleşmesinin ardından gelen güçlü tüketici talebi, Rusya-Ukrayna savaşının enerji ve emtia fiyatlarını keskin bir şekilde yükseltmesi ABD ve Avrupa dahil dünya genelinde enflasyonist baskıların sebepleri olarak öne çıktı.
Dünyanın büyük ekonomilerinin çoğunda yıllık enflasyon oranları tarihi seviyelere yükseldi. Küresel enflasyon şokunun Rusya-Ukrayna savaşıyla şiddetlenmesi dikkati çekti.
ABD ve Almanya gelişmiş ekonomiler arasında enflasyon oranıyla öne çıkarken, gelişmekte olan ekonomilerde de keskin enflasyon artışları kaydedildi.
Tedarik sıkıntıları ve yüksek talebin devam etmesiyle enflasyondaki yükselişin yakın zamanda son bulması beklenmiyor. Özellikle gıda ve enerji ürünlerindeki fiyat artışları Avrupa ülkelerini rahatsız ederken, bu durumun yılın büyük bölümünde de devam etmesine kesin gözüyle bakılıyor.
ABD'de 41 yılın en yüksek seviyesine çıkan enflasyonla mücadelede ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinin kullandığı ton "şahinleşmeye" devam ediyor.
Enflasyonist baskının devam edeceğine dair beklentiler, Rusya-Ukrayna savaşının neden olduğu jeopolitik riskler ve Fed'in agresifleşen "şahin" tutumu tahvil piyasasında hareketliliğe neden oldu. ABD'de artan enflasyon sonrası Fed üyelerinin gittikçe "şahinleşen" yönlendirmeleri varlık fiyatlarında oynaklığı artırmaya devam ediyor.
Bazı ekonomistlerin Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle stagflasyon endişesi taşımaya başlaması da dikkati çekiyor.
"Ekonomilerde durgunluk ve yüksek enflasyonun bir arada gerçekleşmesi" olarak bilinen stagflasyon, 1970'li yıllarda OPEC üyesi ülkelerin petrol fiyatlarını yaklaşık 3 katına çıkarması sonucu gelişmiş ekonomilerde görülmüştü.
Bugüne bakıldığında; Kovid-19 salgını sonrası halihazırda yüksek enflasyonla mücadele eden gelişmiş ekonomilerde toparlanmanın istenen boyutta olmamasına tedarik zincirindeki aksaklıklar sonucu artan mal ve hizmet fiyatları, Rusya-Ukrayna savaşıyla yükselen jeopolitik risklerin yanında aşırı yüksek emtia, petrol ve gaz fiyatları eklenince stagflasyona doğru gidiş ihtimali daha çok tartışılmaya başlandı.
51 yıl öncesini anımsatan problemlerin varlığı, stagflasyon konusunda uyarı yapan ekonomist sayısının her geçen gün artmasına neden oluyor.
Enflasyon beklentilerindeki yükseliş ve daha uzun süreli bir enflasyonist ortamın varlığına işaret eden gelişmelere dikkati çeken ekonomistler, tedarik zincirindeki aksama, yüksek petrol ve doğal gaz fiyatları, iş gücü piyasasındaki sorunların mevcudiyetini koruması gibi risklerin ciddiye alınması ve hükümetlerin arz yönlü tedbirleri devreye sokması gerektiğini belirtiyor.
ABD'de ekonomik toparlanmanın ardından parasal teşviklerin etkisiyle gelen güçlü tüketici talebine karşın arzda yaşanan sıkıntı, şimdiye kadar fiyat artışlarının en temel nedeni olarak gösterilirken, Rusya-Ukrayna savaşıyla artan enerji ve emtia fiyatları enflasyondaki hızlanışın yeni sorumlusu olarak öne çıkıyor.
Artan enerji maliyetleri, gıda fiyatlarıyla birlikte 41 yılın zirvesine çıkan enflasyonun itici güçlerinden biri olmaya ve Amerikalıların bütçesine zarar vermeye devam ediyor.
ABD Çalışma Bakanlığı'nın son verilerine göre, ülkede Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) martta aylık bazda yüzde 1,2 ve yıllık bazda yüzde 8,5 arttı. Ülkede enflasyon, Aralık 1981'den bu yana kaydedilen en büyük yükselişi gösterdi. Bu dönemde benzin, barınma ve gıda endekslerindeki artışlar tüketici fiyatlarındaki yükselişte etkili oldu.
Enflasyon raporunda, özellikle enerji kalemlerindeki çift haneli yükselişler dikkati çekti.
Savaşın etkisiyle benzin fiyatlarındaki artış yüzde 50'ye yaklaştı. Amerikalıların alım gücü yükselen enflasyon ile zarar görürken, Beyaz Saray, fiyat artışlarının sebebi olarak "Rusya-Ukrayna savaşı ile Kovid-19 salgınına" işaret etti.
Son dönemde enerji ve gıda ürünleri başta olmak üzere yaşanan genel fiyat artışı nedeniyle Avro Bölgesi'nde enflasyon rekor kırmaya devam ediyor.
Avro Bölgesi, tek para biriminin 20. yüzyılın sonunda kurulmasından bu yana en yüksek enflasyonla karşı karşıya kalırken, bu durum Avrupa vatandaşlarını da rahatsız eder hale geldi.
Avro Bölgesi'nde martta yüzde 7,4 olan yıllık enflasyon, enerji fiyatlarındaki artışın etkisiyle nisanda yüzde 7,5'e çıkarak kayıtlardaki en yüksek seviyesine ulaştı. Böylece enflasyon 6 ay art arda rekor seviyeye yükseldi.
Avro Bölgesi'nde nisan ayındaki enflasyonun ana bileşenlerine bakıldığında, en yüksek yıllık enflasyon yüzde 38 ile enerjide gerçekleşti. Enerjiyi, yüzde 6,4 ile gıda, alkol ve tütün ürünleri, yüzde 3,8 ile enerji dışı sanayi ürünleri ve yüzde 3,3 ile hizmetler izledi.
Enflasyon, nisan ayında Almanya'da yüzde 7,8, Fransa'da yüzde 5,4, İspanya'da yüzde 8,3, İtalya'da yüzde 6,6, Belçika'da yüzde 9,3, Yunanistan'da yüzde 9,4, Slovakya'da yüzde 10,9, Hollanda'da yüzde 11,2, Letonya'da yüzde 13,2, Litvanya'da yüzde 16,6 ve Estonya'da yüzde 19 seviyesinde ölçüldü.
İngiltere'de, yüksek enerji fiyatları nedeniyle martta yıllık bazda yüzde 7 olarak gerçekleşen enflasyon son 30 yılın en yüksek seviyesine çıktı.
Enflasyonun yüksek enerji ve emtia fiyatları ile küresel olarak artması dikkati çekerken, İngiltere'de Brexit sonrası ticaret ve kalifiye işçi ihtiyacı için göç sorunları da enflasyona katkıda bulunuyor.
Yıllık enflasyonun yüzde 7'ye çıkması, İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) enflasyonu frenlemek için politika faizini daha da artırabileceğine ilişkin beklentileri yükseltiyor.
Uzmanlar, İngiltere'de enerji faturalarındaki üst limitin 1 Nisan'da artırılması nedeniyle gelecek dönemde enflasyonun daha da yükselmesini bekliyor.
BoE, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle enerji fiyatlarındaki artışın İngiltere’nin ekonomik büyümesine zarar vereceğini ve kısa vadeli enflasyon baskılarını artıracağını değerlendiriyor.
Uluslararası Para Fonu ise (IMF) İngiltere'de enflasyonun G7’deki diğer ülkelerden daha uzun süre yüksek kalmasını bekliyor.
Savaşın uluslararası tedarik zincirini etkilemesi ve ekonomik belirsizliği artırması nedeniyle İngiltere'de ham madde ve gıda fiyatları artışını sürdürürken, artan gıda fiyatları karşısında, ülkenin önde gelen süpermarketleri de bazı temel gıda ürünlerinde fiyatları ya düşürerek ya da yıl sonuna kadar sabitleyerek talebi canlı tutmaya çalışıyor.
Almanya'da enflasyon, Rusya-Ukrayna savaşı ve artan enerji fiyatları nedeniyle nisan ayında "şaşırtıcı" bir şekilde yüzde 7,4'e çıkarak 1981 yılından bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaştı.
Ülkenin en kalabalık nüfusuna sahip Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde ise enflasyon nisanda yüzde 7,7 ile 1973'ten bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
Ülkede benzer seviyede yüksek enflasyon oranları en son Irak ile İran arasındaki Birinci Körfez Savaşı'nın bir sonucu olarak petrol fiyatlarının keskin bir şekilde artması nedeniyle 1981 sonbaharında kaydedilmişti.
Almanya'da enerji fiyatları nisanda yıllık bazda yüzde 35,3, gıda fiyatları da yüzde 8,5 arttı. Tüketici fiyatları sadece enerji ürünlerinde değil, genel olarak artıyor. Bu durum ekonomistler arasında fiyat yükselişlerinin başlangıçta varsayıldığından daha uzun sürebileceğine dair endişeleri artırıyor.
Alman hükümeti, enflasyonun bu yıl ortalama yüzde 6,1 olmasını bekliyor. Bu da 1981'den beri en yüksek seviye olacak. Ülkede enflasyon, geçen yıl yüzde 3,1 ve 2020'de yüzde 0,5 olarak kayıtlara geçmişti.
Avrupa'nın üçüncü büyük ekonomisi olan İtalya'da yıllık enflasyon, artan enerji fiyatlarının etkisiyle nisanda yüzde 6,2 ile yüksek seviyede kalmaya devam etti.
İtalyan hükümeti, artan enerji maliyetlerinin hane halkı ve şirketler üzerindeki etkisini azaltmak için 16 milyar avrodan fazla harcama yaptı.
Avrupa'nın dördüncü büyük ekonomisi İspanya'da son bir yıldır artış kaydeden ve rekorlar kıran enflasyon nisanda ise yıllık bazda yüzde 8,3 oldu.
İspanya hükümeti, 29 Mart'taki Bakanlar Kurulu'nda, 16 milyar avroluk yardım paketini içeren "Savaşın Ekonomik Sonuçlarına Ulusal Müdahale Planı"nı kabul etmiş ve bundan yararlanacak firmaların işçi çıkarmalarını yasaklamıştı.
Enflasyon, Çin, Rusya, Brezilya, Meksika ve Güney Afrika gibi gelişmekte olan ülkelerin de gündeminde.
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin'de veriler, fabrika çıkış fiyatlarının mart ayında 8,3 arttığını gösterdi. Çin'de fiyatlar, bu yıl küresel emtia fiyatlarındaki ralli ve Kovid-19 kısıtlamalarıyla hızlı bir yükseliş kaydetti.
Ulusal İstatistik Bürosu tarafından açıklanan son veriler, Çin'de tüketici fiyat endeksinin martta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,5, üretici fiyat endeksinin de yüzde 8,3 arttığını ortaya koydu.
Rusya'da da 2020'nin sonlarında başlayan enflasyon artışı, Ukrayna savaşıyla devam ederken, son veriler Rusya'da yıllık enflasyonun Şubat 2002'den bu yana en yüksek seviyeye ulaştığını ortaya koydu.
Batılı ülkelerin yaptırımları nedeniyle ülkedeki ürünlerin fiyatlarında 2-8 Nisan'da haftalık enflasyon yüzde 0,7 seviyesinde gerçekleşirken, yıllık enflasyon da 0,7 puan artarak Şubat 2002'den bu yana ilk defa yüzde 17,5'e çıktı.
Uzmanlar, yaptırımlar nedeniyle ülkedeki enflasyon oranının yıl sonu itibarıyla yüzde 20'ye çıkacağını öngörüyor.
Son verilere göre, diğer gelişmekte olan ülkelerden Brezilya'da enflasyon martta yüzde 10,54'ten yüzde 11,3'e , Meksika'da yüzde 7,28'den yüzde 7,45'e ve Güney Afrika'da yüzde 5,7'den yüzde 5,9'a yükseldi.
Türkiye'de ise mart ayında yıllık enflasyon yüzde 61,14 olarak kayıtlara geçti.
ABD ve Avrupa'daki fiyat artışlarına karşın Asya ülkelerinin çoğunluğunda Kovid-19 salgınında keskin fiyat yükselişleri yaşanmaması dikkati çekerken, bölgede Rusya-Ukrayna savaşının artçı şokları hissedilmeye başlandı.
Genel olarak Asya ülkeleri, Kovid-19 salgınında dünyanın diğer bölgelerinde yaşananların aksine emtia lojistiğindeki belirgin sorunlar ve yükselen enflasyonla karşılaşmadı.
Uzmanlar, bu durumun nedenini, bölgede tüketici talebinde ani bir artış getirecek uzun vadeli karantinaların olmamasına bağladı.
Asya ekonomisinin öne çıkan ülkelerinden Japonya'da enflasyon, martta yüzde 0,9'dan yüzde 1,2'e yükseldi. Onlarca yıl süren deflasyonla mücadelenin ardından küresel fiyat artışları ülkede siyasi endişelere de neden oluyor.
Güney Kore'de yüzde 3,7'den yüzde 4,1'e ve Hindistan'da yüzde 6,07'den yüzde 6,95'e yükseldi.
Avustralya'da ise yıllık enflasyon Ocak-Mart 2022'de yüzde 5,1'e çıkarak son 20 yılın en hızlı yükselişini gösterdi.
(AA)