Bugün özellikle Avrupa Birliği'nin ağırlıklı olarak doğalgazda yaşadığı enerji probleminin çözümü, yetersiz arz nedeniyle kısa vadede Rusya-Ukrayna-NATO krizinin çözülmesine bağlı.
Gazprom’un sahibi olduğu büyük bölümü Baltık Denizinin altından geçen 1.200 km uzunluğundaki boru hattı tam kapasite çalışması durumunda Avrupa’da yaşayan 26 milyon kişiye ısınma sağlayacak. Yaklaşık olarak 11 Milyar dolara mal olan Kuzey Akım 2 hattı projesinin yarısı Rus Gasprom diğer yarısı da iki Avrupa şirketi olan Shell ve ENGIE gibi Batılı enerji firmaları tarafından finanse edilmişti.
Haziran ayından itibaren Avrupa’da doğal gaz fiyatlarında büyük oranda bir artış görülmüş, Avrupa’daki hane halkları havaların soğumasıyla bu artıştan kaynaklanan yüksek faturalarla karşılaşmışlardı.
Doğalgazda tedarikçi sınırlı sayıda
Tam kapasiteyle çalışması durumunda Avrupa'daki artış kaydeden enerji fiyatları ve azalan doğalgaz miktarına çözüm olası beklenen projenin durdurulmasıyla birlikte Avrupa’da uzamasından korkulan enerji krizinin ve doğalgaz arz artışının gerçekleşmesi belirsiz bir tarihe ertelenmiş oldu.
Avrupa’nın Rusya dışında iki ana tedarikçisi var. Bunlardan birisi Norveç. Norveç Avrupa’ya ürettiği doğalgazın tamamını satıyor ve talebin sadece bir kısmını karşılayabiliyor.
Dünyada LNG ticareti, boru hatlarıyla yapılan doğalgaz ticaretine kıyasla çok daha kısa vadeli, deyimi yerindeyse spot fiyatlarla yapılıyor.
Bu maliyet avantajından olsa gerek AB, Kuzey Akım 1 boru hattındaki alım kontratlarını yenilemedi ve spot alıma yöneldi. Rusya’nın gerilimli olduğu Ukrayna üzerinden geçen Kuzey Akım 1 boru hattını bakıma aldığını yani Avrupa’ya servis ettiği doğalgaz miktarını azalttığı açıklamasıyla beraber koptu. Avrupa’da doğal gaz fiyatlarında yukarı yönlü bir ralli yapmış oldu.
Çözüm krizin çözülmesine bağlandı
Tarihçesini kısaca özetlemeye çalıştığım ve arzın yetersizliğinden kaynaklanan krizin çözüm anahtarı olarak görülen Kuzey Akım 2 boru hattından doğalgaz alımı, Almanya’nın bu günkü açıklamasıyla, akıbetini Rusya ve NATO arasındaki krizin çözülmesine bağlanmış oldu.
Boyutu büyüyen gerilim, AB’nin yaşadığı enerji krizini derinleştirecek bir etki üreteceği görülüyor.
Enerji krizinin müzmin bir soruna dönmesi ise AB ekonomisi ile AB ülkelerinin sanayi üretimini doğrudan etkileyen bir konudur.
Rusyalı General Clausewitz’in yazdığı Savaş Üzerine adlı kitap askerlerden çok siyasetçilerin okuduğu kitaplardandır.
Clausewitz zafer olgusunu iki başlık altında inceler: Taktik zafer ve stratejik zafer. Taktik zaferler için fiziki olgulardır derken, “stratejik zafer manevi bir olgudur” der.
Zafer hakkındaki bu sınıflamayı bir yönüyle de savaşların taktiksel kazananının olabileceği ama stratejik kazanan olmasının çok güç olduğunu bir cümle olarak da anlayabiliriz.
Tıpkı Rusya ve NATO arasındaki bu gerilimin taktik sonuçlarının kesin görünmesine rağmen stratejik sonuçlarının belirsizliğini koruduğu gerçeği gibi.