1800’lü yıllarda adeta fırtına gibi esen, gerek mecazen gerekse de gerçek anlamda “yürekleri yaralayan” Madam Bela’nın öyküsü, sizlerle.
Madam Bela ve Sahip Olduğu Ün
Madam Bela, Sultan İkinci Abdülhamid döneminden beri çoğunlukla denizcilerin ve belalı tiplerin Galata’da uğrak mekânı haline gelen bir meyhaneyi işletmekteydi. Meyhanenin üst katında ise bir oteli vardı, Bela’nın.
Nereden ve ne zaman Galata’ya geldiği bilinmeyen bu yabancı kadın, ilk geldiği günden beri kabadayılara pabuç bırakmayarak ve hatta onlara kafa tutarak nam salmıştır.
Madam, “Bela”nın Ta Kendisi
1880’lerin Galata’sında güzelliğiyle dillere destan olan Madam Bela’nın asıl ismi de diğer birçok şey gibi bilinmemektedir. Ancak bilinen tek şey var ki Madam Bela; bahsettiğimiz mekânını açtığı andan itibaren üzerine gelen her türlü belayı, anlayacakları dilden anlatarak def etmiştir. Böylece bu belalı kadın da meyhanesi de şehirde büyük nam salmıştı.
Diğer meyhanelerde olduğu gibi Madam Bela da meyhanesinde 16’lık Midillili ve Sakızlı gençleri çalıştırmıştı. Ancak bu kızlara öyle sahip çıkmıştı ki onlara en ufak bir sarkıntılık eden olursa, ayağının altına alırdı. Zaten Madam, asıl namını da bu kızlara borçludur.
Öyle ki Madam Bela’nın hemen hemen her gün bir vukuatı olurmuş ve dönemin gazetelerinde daime manşetlerdeymiş; “Madam Başbelası, Bela ki Ne Bela! Madam Belalı…” bu manşetlerden birkaçı.
Madam Bela da Belasını Bulmuştu…
Gel zaman git zaman, günün birinde Madam Bela da sağlam bir belaya çarpar tabii.
1890’ların başında bir olay yaşanmıştı. Mekana gelen varlıklı bir şeyhin torunu, içeride eğlenirken; Madam Bela’nın Midillili dilber kızları, bu adamın karşısına geçerek aklını başından alırlar. Bir süre sonra sarhoş edilen adam, otele çıkarılır. Ancak adam, otel odasının birinde faili meçhul bir şekilde hayatını kaybeder.
Yaşanan olayın ardından Madam Bela ve çalışanları, hemen adamı soyup mekânın bodrumuna gömerler. Bu manzaraya sahip olan bazı kişiler sabahleyin zaptiyeye (güvenlik birimi) olayı anlatır ve şikâyette bulunurlar. Madam Bela’dan hiç haz etmeyen zaptiye birlikleri de hemen mekânı basarak Bela dâhil herkesi yakalayıp içeriye tıkmıştır.
Bela’nın İfadesi ve Firarı
Madam Bela ve yandaşları, verdikleri ifadelerle suçu bir garibanın üzerine yıkmayı başarmışlardır. Bela yakayı kurtarsa da mekânı kapatılmıştı ve kendisi de hemen yurtdışına kaçmıştı.
Yıllar sonra Madam Bela’nın mekânında çıkan büyük bir yangın neticesinde mahzene inilmiş ve burada korkunç bir manzarayla karşılaşılmıştı; onlarca kafatası, iskelet, kaburga kemikleri…
Böylece tüm gerçekler tespit edilmişti fakat artık çoktan iş işten geçmişti…
**https://parafesor.net/osmanlinin-harem-agalariyla-ilgili-ilk-kez-duyacaginiz-bilgiler**