Bu haberimizde Parafesör olarak siz değerli okuyucularımıza dolar ile enflasyon arasındaki ilişkiyi ve doların diğer yatırım araçlarına kıyasla ne kadar etkili olduğunu açıklayacağız.
Dolar, ekonomimizin ve küresel ekonominin gündeminden düşmüyor. Ayrıca küresel bazda dünyada en çok kabul gören para birimi olması ve diğer para birimlerinden farklı olması sebebiyle vazgeçilemeyecek bir para birimi olmasının dışında artık bir yatırım aracı olarak da görülmeye başlandı. Fakat dolar almanın ne kadar mantıklı olduğu günümüzde oldukça tartışmalı bir konuma sahip. Bu sebeple de siz değerli okuyucularımıza dolar ile enflasyon arasındaki ilişkiyi ve doların diğer yatırım araçlarına kıyasla ne kadar etkili olduğunu açıklayacağız.
Doların değeri aslında her ne kadar Fed'in faiz kararlarına, dolar endeksine ve IMF'ye bağlı gibi dursa da doları para birimi kullanan ülkeler haricinde (ülkemiz gibi) bu durumun daha farklı olduğu söylenebilir. Öyle ki doların döviz kuru olarak görüldüğü ülkelerde doların değeri yukarıda belirttiğimiz etkenler dışındaki etkenlere göre de değişebilmektedir. Bunlar arasında uluslarası ticaret, cari açık, doların ülke içerisindeki talebi ve arzı, Gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) ve ülke içi faiz oranları gibi birçok etmenler, doların ülke içerisindeki değerinde etkilidir. Daha basit anlaşılabilmesi için, ülkemizdeki GSYİH oranının beklenenin çok altında açıklanması durumunda ya da enflasyonun beklenenin çok üzerinde olması durumunda doların TL karşısında değerinin artması durumları bu etmenlerin dolar üzerindeki etkisine oldukça iyi bir örnek olacaktır.
Tüm ekonomi haberlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Bahsettiğimiz örnek üzerine söyleyebiliriz ki, doları etkileyebilecek etmenlerin açıklanma tarihlerini şu şekilde aktarabiliriz:
- 31 Ağustos 2022 tarihinde mali yılın 2. çeyreğine ilişkin GSYİH verileri açıklanacak. 1. çeyrekteki GSYİH oranı %7.3 iken 2. çeyreğe ilişkin beklentiler ise %7.5 oranında. Bu rakamlara oldukça uzak bir seviyenin görülmesi durumunda ise doların seviyesinde belirli değişimler gözlemlenebilir.
- 5 Eylül 2022 tarihinde Ağustos ayına ilişkin TÜFE verileri açıklanacak. Ağustos ayı TÜFE verilerinde yıllık bazda beklenti %80,50 iken aylık bazda beklenti ise tüketici enflasyonunda %2,90'lık bir artış görülmesi yönünde. Ayrıca, bu verilerin enflasyona ilişkin veriler olduğu için oldukça önemli olduğunu belirtmekte fayda var.
Son olarak ise 12 ve 15 Eylül tarihlerinde sırasıyla Temmuz ayına ilişkin işsizlik oranları ve bütçe dengesi açıklanacak.
Yukarıda bahsettiğimiz üzere doların diğer para birimleri karşısındaki değeri aslında, o para birimlerinin kullanıldığı ülkelere, ABD'ye ve uluslararası etkinliklere ve kuruluşlara bağlı olarak değişebiliyor. Öyle ki bunlara tekrardan bir örnek verilecek olursa; Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle enerji krizinin Avrupa'yı vurması ve krizlerin birbirini tetiklemesiyle Euro'nun değer kaybı yaşaması, Merkez Bankası ya da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladıkları verilere ya da ifadelerine göre doların TL karşısında ani düşüşler ya da çıkışlar yaşaması gibi örnekler anlatmakla bitmeyecektir elbette.
İLGİLİ HABER: Dolar, Faizden Nasıl Etkilenir?
Ancak doların durdurulabilmesi için neler gerekmekte bunlardan kısaca bahsetmek gerekmektedir. Öncelikle doların değerinin düşmesi, bazı ülkelerin dışa bağımlılığının göstergesi olabilmektedir çünkü dış ticaret için gerekli olan para birimlerinin başında dolar ve euro gelmekte. Bu açıdan incelediğimizde doların değerinin düşmesi için en başta akıllara gelen üretim etmenidir, üretimin artışı ve ihracatın ithalat karşısında artmasıyla istihdam bağlantılıdır. İstihdamın artması ve cari açığın azalışıyla birlikte enflasyon düşer ve doğru ekonomik hamlelerle bu desteklenirse aslında doların değeri hangi ülke için olursa olsun düşebilir.
Ayrıca bunlar yapılmasa bile belirli müdahalelerle birlikte doların baskılanması mümkündür fakat ekonomistler tarafından bu durum doların kısa vadeli düşüşü için yararlı olsa da uzun vadede oldukça kötü bir durumdur. Ekonomik müdahaleler arasında ülkemizde daha önce uygulanmış olan KKM sistemi ya da uygulanması gündemde olan süper bono ya da tahvil uygulaması, doların kısa vadeli düşüşü için oldukça etkilidir. Ancak uzun vade için pek yararlı gözükmeyen bu yöntemlerin başarılı olamadığı şimdiden görülebilmekte.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Prof. Dr. Özgür Demirtaş: "Piyasadaki Faizlerin Düştüğü Yalan!"
Öyle ki 20 Aralık 2021 tarihinde KKM'nin açıklanmasıyla birlikte o zamanlar 18,4 seviyelerine kadar gelmiş olan dolar/tl 1 günde 13 seviyesine kadar gerilemişti. Ardından birkaç gün daha düşerek 10 seviyelerine doğru giden dolar, 10 seviyesinin gerisine çekilemeden tekrardan yükselmeye başlamış ve 7-8 ay sonrasında tekrardan 18 seviyelerine gelmiştir. Yaşanan gelişmeler grafik üzerinde ise şu şekildedir:
Kaynak: investing.com
Dolar uzun vadede oldukça yükselse de, hissedilen ve resmi enflasyon oranları da oldukça yükselmiş durumda. Peki artık yatırım aracı olarak görülmeye başlanan doları almak mantıklı mı? Bunun anlaşılabilmesi için enflasyonun yükselişine, doların yükselişine ve diğer yatırım araçlarının yükselişine bakmak gerekmektedir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Net Döviz Pozisyon Fazlası Olan Şirketler!
Doların grafiğini yukarıda da göstermiştik ancak bugüne kadar son 5 yıldaki değişim oranından bahsetmemiş olduğumuz için belirtmekte fayda var. Doların son 5 yıldaki artışı (2017 Ağustos- 2022 Ağustos) %415,96 iken enflasyondaki 5 yıllık artış ise (TCMB tarafından son aya ilişkin veriler bulunamadığı için haziran ayı baz alındı. Yani 2017 Haziran- 2022 Haziran) %215.68 oranında gerçekleşti. Yani resmi kayıtlara bakıldığı zaman söylenebilir ki dolar alan kişilerin son 5 yılda kâr ettiği söylenebilir fakat bu kâr oranı, diğer yatırım araçlarında nasıl?
Ülkemizde düşük sermayeli yatırımcıların yatırım tercihleri arasında bulunan ve güvenli liman olarak görülen altının gramının son 5 senedeki artışı ise %579,29 oranında olmuştur. Konuya ilişkin grafik ise şu şekildedir:
Kaynak: investing.com
Bu grafiğe bakılarak söylenebilir ki, altın yatırımcısı son 5 sene (2017 Ağustos-2022 Ağustos) içerisinde dolar yatırımcısına kıyasla daha fazla kazanmıştır. Aynı kıyaslamayı Borsa İstanbul yatırımcıları için yapacak olursak söylenebilir ki, Borsa İstanbul (BIST) içerisinde yer alan ilk 100 şirkete yatırım yapanların son 5 sene içerisinde kârı, BIST100 endeksine göre, %197,03 oranında olmuştur. Ancak belirtmek gerekir ki, bu değer ortalama bir değerdir. Konuya ilişkin grafik ise şu şekildedir:
Kaynak: investing.com
Bu grafiğe bakılarak söylenebilir ki, BIST100 dolara kıyasla daha az kazandırmıştır. Fakat bu değer ortalama bir değer olduğu için kâr oranları yatırımcıdan yatırımcıya ya da hisseden hisseye göre değişmektedir. Son olarak ise kripto paralara yatırım yapanların son 5 sene içerisindeki kârını inceleyelim. Kripto para piyasasına yön veren Bitcoin'in (BTC) son 5 senedeki (2017 Ağustos-2022 Ağustos) değişimi ise %837,86 oranında. Konuya ilişkin grafik ise şu şekilde:
Kaynak: tradingview.com
Grafiğe bakıldığı zaman Bitcoin'in oldukça düştüğünü fakat buna rağmen yine de dolara kıyasla oldukça fazla yükseldiğini görebiliriz. Ayrıca belirtmek gerekir ki Bitcoin'e 2017 Ağustosta yatırım yapan bir kişi, BTC'nin en yüksek olduğu seviyede %2559,30 kâr elde etmiş bulunuyor. Ancak Borsa İstanbul'da da olduğu gibi kripto sektöründe de projelere göre bu oranlar oldukça değişebilmekte.
NOT: Bu haberde yer alan bilgiler herhangi bir yatırım tavsiyesi içermemekle beraber yanıltıcı olan ya da olmayan herhangi bir yönlendirme yapılmamaktadır. Yapılan haber, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu dikkate alınarak hazırlanmıştır.
Bu tarz içeriklerin tümüne ulaşmak için Parafesör'ü ziyaret edin.