Denizciler, bizim arabalarda kullanılandan daha farklı bir hız birimini kullanıyor. İşte Türkçede "düğüm" anlamına gelen Knot'ın tarihi.
Hız göstergesi denildiğinde herkesin aklına kilometre gelir. Zira günlük yaşantımızda hız veya uzaklık birimi olarak kilometre kullanılır. Araçlarda kilometre gibi bilindik bir ölçü sistemini kullanılıyorsa, konu denize geldiği zaman hız birimi olarak neden "knot" kullanılıyor?
Denizciler 1600'lü senelere dek hızlarını bilmeksizin denize açılıyorlardı. Bu, haliyle pek çok problemi de beraberinde getiriyordu. Bu hususla alakalı bir çözüm olarak bir alet geliştirildi. "Parakete" adlı bu alet sayesinde artık hangi hızla yol alabildiklerini görebiliyorlardı.
Bu alet, üçgen bir tahta parçasına bağlanmış halat ve kum saatinden oluşmaktaydı. Denizciler üçgen bir tahta parçasını alarak ucuna halat bağlıyorlardı ve sonrasında bu halatın üzerine eşit aralıklı mesafelerle (yaklaşık 14,4 metre) düğümler atıyorlardı.
Daha sonra tahta parçasını geminin arka kısmından suya atıyorlar ve kum saatiyle zaman tutuyorlardı. Genel olarak 30 saniye süren bu süreçte ise halatın üstüne eşit aralıklarla bağlamış oldukları düğümleri sayıyorlardı. Bu işlem birkaç defa tekrarlanarak ortalama hızı hesaplanmış oluyordu.
Denizcilerin bulduğu yöntemle, ipin 10 düğümü suya girmişse 10 knot hızla gitmiş oluyorlardı. Yani buradaki her bir düğüm, geminin saatte 1852 metre hızla gittiğini gösteriyordu. Zira İngilizce bir sözcük olan "knot", Türkçede düğüm manasına geliyor. Bu noktada 1 knot, saatte 1 düğüm kadarlık mesafe yol alınmış demek.
1990'lı senelerde sivil olarak da kullanılmaya başlanan GPS teknolojisinden sonra pek çok gemi de bu sisteme geçti. GPS, geminin konumunu değişik uydular vasıtasıyla belirleyip kısa sürede hareket ettiği mesafeyi gösteriyor. Bununla beraber ultrasonik sensörler yada Doppler ölçümü de geminin hızını belirlemekte kullanılan teknolojiler arasında yer alıyor.