Daha İyi Bir Gelecek İçin Sürdürülebilir Uzay Faaliyetleri Önemli

Sovyetler Birliği'nin (SSCB) ilk uydu olan "Sputnik 1"i uzaya fırlatmasıyla, 4 Ekim 1957'de Uzay Çağı başladı.

Birleşmiş Milletler'in 1999 yılında almış olduğu karar ile 4-10 Ekim, uzay teknoloji ve biliminin, insanlığının olanaklarının düzelmesine katkılarını kutlamak için her sene "Dünya Uzay Haftası" olarak ilan edildi.

Birleşmiş Milletler'in, "Ay ve Diğer Gök Cisimleri Dahil, Uzayın Keşif ve Kullanılmasında Devletlerin Faaliyetlerini Yöneten İlkeler Hakkında Antlaşması" 27 Ocak 1967 tarihinde imzaya sunuldu.

Bu anlaşma uluslararası uzay hukukunun temel yapı taşlarını oluşturmakta olup, "Sputnik 1"in uzaya gönderilmesinin ardından 10 yıl geçtikten sonra yürürlüğe koyuldu. Antlaşma, "Uzayın Magna Cartası" veya "Dış Uzay Antlaşması" olarak da bilinmektedir.

Öte yandan Birleşmiş Milletler, "Dünya Uzay Haftası"nın bu seneki temasını, "uzay ve sürdürülebilirlik" şeklinde belirledi. Bahsi geçen temayla uzaydan sürdürülebilirliği başarma konusu odak noktası haline geldi.

Birleşmiş Milletler Uzay İşleri Ofisinin yapmış olduğu açıklamada, uzay uygulamaları ve biliminin, insanların evrene dair edindiği bilgisini geliştireceği hatta günlük hayatı daha iyi bir yere getireceğine dikkat çekildi.

Yapılan açıklamada, uzay bilimi ile uygulamalarının uydu seyir sistemi, iletişim, çevresel izlem, doğal kaynakların yönetimi, iklim modellendirme, muhtemel afetlerin azaltılmasına destek olacak erken uyarı sistemleri, meteorolojik hava tahminleri gibi birçok alanda da geliştireceği ifade edildi.

Toplumun, halihazırda bulunan uzay uygulamalarının yararına erişim sağlamasını artırmak, gelecek jenerasyonların kullanabilmesi için dış uzay ortamının koruma altında olması gerekeceği bildirildi.